Şiddet ve sekse duyulan zaaftan olsa gerek “snuff” teması üzerine yoğunlaşan filmler her zaman seyircinin ilgisini çeker. Mevzu bununla ilgili bir kompozisyon oluşturmak olduğunda ise kaliteyi tutturmak her zaman mümkün değildir.

vacancy_bos-oda-film-afisi2007 yılında bir korku filmi olarak vizyon yüzü görmüş Vacancy ilginç bir mevzu yakalamış ancak meselesini çok da iyi kotaramamış bir film. Uzun süredir arşivde seyir sırası bekleyen filmi geçtiğimiz günlerde çok da umut beslemeden seyrettim, birkaç güzel fikre denk gelmeme rağmen Vacancy’i vasatın ötesinde sayamıyorum. Filmin aslında sadece 8 yaşında olduğu göz önüne alındığında bu yüksek bütçeli korku filmini seyrettiğim en hızlı yaşlanmış yapımlardan sayabilirim.

Hikayemiz tam anlamıyla bir B-filminden talep edebileceğimiz cinsten. Genç bir çift telefonun çekmediği ıssız arazide kaybolur ve civardaki küçük motelde geceyi geçirmeye karar verir. Ancak bu şirin, sakin motel sahiplerinin snuff film çekmek için kullandıkları bir düzenekten fazlası değildir. Oteldeki tayfa gelen müşterileri gece taciz edip öldürmekte, sonra da çektikleri kasetleri müşterilere satmaktadır. Durumun farkına varan çift kendilerine saldırmaya hazırlanan otel çalışanları ile bir hayatta kalma savaşına girerler. Bu temel özetiyle Vacancy kulağa gerçekten bir korku filmi gibi geliyor ancak işin gerilim dozunda başarılı anlar sunsa da tam olarak korku diyebileceğimiz bir performans sergilemiyor.

Birazdan öldürüleceklerini idrak eden karı-kocanın kendilerini motel odasında bir savunma durumuna hazırlamaları filmin ilginç sayılabilecek noktalarından sayılabilir. Hikayenin büyük kısmını oluşturan bu savunma durumu, Vacancy’nin potansiyel bir slasher’dan bir “ev istilası” filmine dönüşmesine olanak tanıyor. Zaten film elindeki imkanları büyük ölçüde bu yoldan kullanmaya çalışıyor, belli noktalarda da başarılı oluyor. Ne var ki senaryonun zayıflığı inandırıcılıkta ciddi firelere sebep olmakta. Müşterilerini öldürmeyi rutine çevirmiş otel çalışanlarının bizim genç çiftimizin  çok basit savunma/kaçış hamlelerine karşı kontrolü erkenden yitirmelerini seyirci olarak pek kolay kabul edemiyoruz. İnandırıcılığın zedelenişi, üst üste kendini gösteren mantık hatalarıyla da adeta katmerleniyor. Vacancy kendisini seyrettirebilen bir film, ama seyredip de baştan sona memnun kalmak çok zor.

vacancy05

Filmdeki bir diğer kusur projenin kendini otosansüre sokup “snuff” meselesini çok naif bir perspektiften değerlendirmesi. Filmde kurbanlara yapılan (ya da yapıldığı ima edilen) işkenceler belli ki itinayla basitleştirilmiş. Bu durumda filmin reklam yüzünün Kate Beckinsale’in olmasının etkisi muhtemelen büyük. Tanınmış oyuncularla girilen bir korku filminin seyirci kitlesinin geniş olacağı öngörüsüyle vahşet ve seks üzerine minimali oynaması kimse için şaşırtıcı olmasa gerek. Korku filmlerinde bu iki öğenin hunharca kullanılmasını desteklemesem de Vacancy’de her fikir, temayla bağlantılı öğe aşırı kısıtlanmış ve film olabileceğinin gerisine çekilmiş.

Ancak filmde özellikle motel sahibi Mason rolüyle Frank Whaley’in çok başarılı bir performans sergilediğini söylemek gerek. Keşke Whaley’in yetilerine daha çok uygun bir iş kotarılsaymış demekten insan kendini alamıyor. Bunun yanında orta kısımlardaki telefon kulübesi sahnesinin korku sinefillerinin aklına Steven Spielberg’in Duel’ini getireceği aşikar. Güzel ve yerinde bir atıf olmuş (eğer tesadüfi değilse tabii).

vacancy11

İşin özüne gelirsek, snuff konusu da ev istilası konusu da sinemada daha öncesinde ve sonrasında çok daha iyi işlendi. Vacancy 2007’de değil de 2015’te çekilen bir proje olsaydı belki zamanı için bazı ürkek adımları çok daha cesurca atmaktan çekinmezdi, ancak eldeki şekliyle seyri farz bir işten ne yazık ki bahsedemiyoruz. Snuff meselesine değinen bir Hollywood filmi istiyorsanız  Joel Schumacher’in 1999 yapımı 8 mm filmini ya da gerçekten gözüpek iseniz 2010’un tartışma mıknatısı A Serbian Film’ini seyredebilirsiniz. Ev istilası sineması ise başlı başına ayrı bir tür, seyredeceğiniz herhangi bir örnek Vacancy’den kesinlikle daha başarılı bir seçim olacaktır.

Öteki Sinema için yazan: Yigilante Kocagöz

blank

Misafir Koltuğu

Öteki Sinema ekibine henüz katılmamış ya da başka sitelerde yazan dostlarımız her fırsatta harika yazılarla sitemize destek veriyor. Size de okuması ve paylaşması kalıyor...

1 Comment Leave a Reply

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Teknik Thrash’in Yol Haritası: Coroner Rewind (2016)

Bugüne kadar göz ardı edilip hakettiği ilgiyi görmeyen muhteşem teknik
blank

Psycho / Sapık (1960)

Sapık demek, Bernard Herrmann'ın harikulade bestesi, Anthony Perkins'in sade ve