Münir Özkul ve rahmetli Adile Naşit’i çocukken kendi annem, babam sanırmışım. Bu his orta yaşlı olduğum şu günlerde hala geçmiş değil… Ertem Eğilmez ve Arzu Film yaratımı tüm filmleri ve en çok da Gülen Gözler‘i izledikten sonra hala Yaşar babamla Nezaket anneme sarılır uyurum.
Nezaket Hanım, (Adile Naşit) çocuklarının her açığını ve eksiğini kapatan, kendini onların yoluna feda etmiş bir candır. Yaşar Usta (Münir Özkul) ya da aynı fabrikanın işçisi Şener’in (Şener Şen) deyişiyle “Yatar Utta” ise tüyleri dökülmüş yaşlı bir kartal gibi köşesine çekilmiş, kendi küçük dünyasında mutlu ama o dünyaya bir zeval geldiğinde kanatlarını açıp yavrularını koruyacak ve düşmanın gözlerini oyacak sağlam bir karakterdir. Söylediği de laf değildir hani… Aile Şerefi filminde Oktay ve babası onun sabrını zorlayınca, karıncayı bile incitmeyen Yaşar Usta, almış çifteyi, basmış kokteyli ve Oktay’ın o sefil canını almıştır. (Münir Özkul’un buradaki adı Rıza’dır ama aynı karakter özelliklerini sergiler.)
Siyasi olarak memleketin ve içinde yaşayanların sabrının sınandığı, kültür yozlaşmasının en beter şekline kavuştuğumuz ve son direniş kalelerinin de Recep İvediklerce yıkıldığı şu umutsuz günlerde, anasız, babasız, sinemasız kalmış tüm yetim Türkiyeliler için gelsin o zaman:
Bak beyim, sana iki çift lafım var… Koskoca adamsın. Paran var, pulun var, her şeyin var… Binlerce kişi çalışıyor emrinde. Yakışır mı sana ekmekle oynamak! Yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak… Ama nasıl yakışmaz. Sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık saaddeti çok gören. Anlamıyor musun beyim, bu çocuklar birbirini seviyor…
Ama ben boşuna konuşuyorum. Sevgiyi tanımayan adama sevgiyi anlatmaya çalışıyorum. Hıh. Sen büyük patron, milyarder, para babası, fabrikalar sahibi Saim Bey… Sen mi büyüksün!? Hayır, ben büyüğüm, ben, Yaşar Usta! Sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç! Gözümde pul kadar bile değerin yok. Ama şunu iyi bil, ne oğluma ne de gelinime hiçbir şey yapamayacaksın. Yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi! Çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. Bizler birbirimizi seviyoruz. Biz bir aileyiz… Biz güzel bir aileyiz. Bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun!? Dokunma artık aileme! Dokunma çocuklarıma! Dokunma oğluma. Dokunma gelinime! Eğer onların kılına zarar gelirse ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemis olan ben, Yaşar Usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni! Anlıyor musun!? Vururum ve dönüp arkama bakmam bile…
Ah be çocuk, sen ne yaptın
Bir damlacık yaş vardı gözümde
Anamın cenazesine sakladığım
Onu da sen aldın
Tam destek Seninleyiz Yaşar Usta… Acaba sağlık durumu hakkında bilgisi olan var mı ?
Şarkısı yapılan ilk tirad.
http://www.yasarusta.net
Güzel ve kaliteli bir ses dinlemenizi tavsiye ederim..
Harika yazmışsınız… Yaşar Usta’nın hepimize ders veren o tiradı okurken kulaklarımda yankılandı yeniden…
reblogladım. teşekkürler çok güzel olmuş.
yaşar usta çocuklarına kalpten “oğlum”, “kızım” diye hitap ederken, fabrikatör sadece ismiyle seslenmektedir çocuğuna. böyle bir filmi daha var münir özkul’un. orada da zengin kötü baba oğluna sadece adıyla sesleniyor. çok önemli ayrıntılar bunlar..
Bu filmleri samimi bulup sevmeme ragmen hep beni rahatsız eden bir tarafı vardır o da yoksulluğu yüceltip zenginliği aşşağılamasıdır.Kısaca bu filmler çogunlugu yoksul olan türk toplumuna yoksulsunuz ama onurlu ve gururlusunuz en iyisi siz hep yoksul kalın sesinizide çıkartmayın der.İSTİSMAR sineması bu olsa gerek