When Harry Met Sally sadece karakterlerin hikayesi değil, iki güçlü yaratıcı kişiliğin çarpışmasının sonucu olarak ortaya çıktı. Rob Reiner’ın analitik yönetmenliği ile Nora Ephron’un keskin gözlem gücü...
I Like Me” belgeseli John Candy’nin maskesini nazikçe kaldırıyor. Çocukluğundaki kayıplar, babasının erken ölümü, ailesine bakan “iyi çocuk” rolü… Hepsi onu, Bill Murray'in belgeseldeki
İlk Tron’u çocukken televizyonda izlemiştim; sıradışı, yenilikçi ve gerçek anlamda “dijital evren” fikrini sinemada mümkün kılan bir deneyimdi. 28 yıl sonra Tron: Legacy geldi;
Sayara, bir “kadın vigilante” filmi olmanın ötesinde, feminist bir şiddet manifestosu. Burada adalet, mahkeme salonunda değil, yumrukta, tekmede, ısırıkta. Can Evrenol, intikam temasını Yeşilçam’ın
Gülten Taranç’ın Dedemin Evi belgeseli, ilk bakışta kişisel bir aile hikâyesi gibi görünse de, derinlemesine incelendiğinde Türkiye’nin toplumsal belleğine açılan çok katmanlı bir kapıya
Korku sineması artık sadece ucuz bir gişe takviyesi ya da yan janr değil; sinema endüstrisinin farklı damarlarını besleyen, kimisi prestij, kimisi çöp, kimisi saf kâr makinesi olan yepyeni bir ekosistem kurdu. Bu ekosistemin mimarları ise stüdyo devleri değil, birkaç gözü kara yapımcı şirket oldu: Blumhouse, Shudder, A24 ve hatta kenardan Asylum…
Çiçek Abbas filmi alternatif bir etik önermez; yer değiştirmeyi ödüllendirir. Abbas başka türlü davranabilir miydi? Evet—ama bunun için filmin evrenine “yer değiştirme” yerine “kurum değiştirme”
Abuzer Kadayıf (2000) da benim nazarımda ilginç bir fikirle başlayan, umut vaat eden ama bu ilginç konuyu yeterince incelikli olarak işleyemeyen, keçiboynuzu gibi bir
Atıf Yılmaz’ın yönettiği 1969 yapımı Menekşe Gözler, yerleşik Yeşilçam melodram kalıplarına bilinçli bir meydan okuma sergiler. Safa Önal’ın ödüllü senaryosuna sahip film, tipik bir
Aşk Dediğin Laf Değildir, güldürmeyen ama düşündüren bir “mutlu son” ile biter: Sınıflar yerli yerinde, hayat kaldığı yerden devam eder. Film, bize sınıf gerçeğinin
Bugün beni hâlâ sinemaya götürebilen tek şey varsa, o da bir IMAX salonunda film izleme ihtimali. Çünkü IMAX, bana çocukluğumun sinema mabedini hatırlatıyor. İşte o zaman yeniden o his geliyor: koltuğa gömülmüş, ağzı açık, gözleri parlayan, zamanı unutan bir çocuk.
Görsel çağda söze yer kalmadı. Sinema gibi bir görsel sanatı kelimelerle çözümlemeye çalışan film eleştirmeni, bugünün hız ekonomisinde neredeyse anakronik bir figür. Eskiden eleştiri, bir düşünsel pratikti; bir filmi izlemek kadar onu anlamlandırmak da seyir deneyiminin parçasıydı. Bugün bu süreç “paylaşım”a indirgenmiş
Artık sinemaya gitmiyoruz. Bunun bir sürü sebebi var. “Pandemide insanlar sinemada film izleme alışkanlığını kaybetti” diyenler var mesela, katılmıyorum ama katıldığım şeyler de var. Bana göre en önemli iki sebep; seyredecek film yok ve olsa bile bilet ücretleri pahalı. Bir de yan
Ayşe Barım dün “ev hapsi şartıyla” serbest bırakıldı. Haberlerde yüzündeki sevinci gördüm; bir anlığına derin bir nefes almış gibiydi. Ama o nefes daha boğazına varmadan, savcılığın itirazıyla yeniden tutuklandı. Bu, onun başına ilk kez gelen bir durum da değil. 17 Şubat’ta ilk
Modern Kadın, Türkiye gibi modern ve geleneksel arasına sıkışmış bir topluma ait feminist paradoksun dizisi olarak okunabilir. Her hali aynı bedende ve farklı deneyimlerle
Squid Game, 27 Haziran’da yayınlanacak final sezonuyla ekranlara veda ediyor. Peki, finale hazır mıyız? Semra Doll, "dünya starı" diziyle ilgili ilginç bilgilere göz attığı
İstanbul Ansiklopedisi, Reşat Ekrem Koçu’nun hazine değerindeki ansiklopedik yapıtından ilhamla yola çıkıyor. Selman Nacar, İstanbul’un çok katmanlı yapısını ve kuşaklar arası ilişkilerini özgün bir
Shelley Duvall’ı keşfeden yönetmen Robert Altman’ın arkadaşları Tommy Thompson ve Brian McKay oldu. Bir partide denk geldikleri kızı o sıralar Sirkte Cinayet (Brewster McCloud,