Eğer yazarlarımızdan biri son dakika golü atmazsa bu senenin muhtemelen son seçkisine hoşgeldiniz! Bildiğiniz üzere fragmanlar bazen merak, bazen heyecan ile beklediğimiz filmler hakkında ilk fikirlerin oluşmasına yardımcı olur. Bazen de tam tersi bir durum söz konusudur. O beklentiyi bizzat fragmanın kendisi yaratır. Ancak her zaman umduğumuzu bulamayız tabii ki. Bazı fragmanlar filmin önüne geçiverir. 2016 yılında da bu kaide bozulmadı. İşin o kısmına hiç bulaşmadan 2016 yılının en iyi korku fragmanları listemizi sıralamaya başlayalım. Sizler de etkilendiğiniz fragmanları yorumlar kısmına ekleyerek listeyi zenginleştirebilirsiniz. Herkese mutlu seneler!
The Autopsy of Jane Doe
Virginia’daki aile morgunda çalışan bir baba ile oğlu, gizemli bir cinayete kurban giden isimsiz Jane Doe’nun cesedini incelemeye başlar ve otopsi ilerledikçe olaylar gittikçe karmaşık bir hal alır.
The Wailing
Güney Kore’deki küçük bir köye bir yabancı gelir ve kısa bir süre sonra köyde gizemli bir hastalık yayılmaya başlar. Köyün polis memuru, kendini istemeden de olsa olayların tam ortasında bulur. Küçük kızının hayatını kurtarabilmek için gizemi çözmek zorundadır.
Train to Busan
Karısından boşanmış olan Seok-Woo, annesi ve 9-10 yaşlarındaki kızı Su-an ile beraber yaşamaktadır. Sadece kendini düşünen, aşırı bencil bir kişiliğe sahip Seok-Woo, işini her şeyin önüne koyduğu için kızını ihmal etmektedir. Doğum gününde aldığı bilgisayar oyunu konsolunun aynısının kızının odasında zaten kurulu olduğunu unutacak kadar da ilgisiz bir baba profili çizen Seok-Woo, kızının ısrarlarına dayanamaz ve onu Busan’a, çok özlediği annesinin yanına götürmeye karar verir ve kızıyla beraber Seul’dan Busan’a gidecek olan hızlı trene biner. Tren seyir halindeyken bütün ülkede bir zombi salgını baş gösterir.
Green Room
Bir dizi aksilik sonucu ırkçı dazlakların takıldığı bir barda hiç hesapta olmayan bir konser vermek zorunda kalan Ain’t Rights isimli punk rock grubu üyeleri, tesadüfen bir cinayete şahit olurlar. Misafir oldukları barın daracık kulisine hapsolan grup üyeleri, bar sahibi ile yardakçılarının pala, pompalı tüfek, tabanca ve hatta dövüş köpekleri kullanarak gerçekleştirdikleri saldırıları püskürtmeye çalışırlar.
Don’t Breathe
Üç arkadaş kolay bir vole vuracaklarından emin bir şekilde inzivaya çekilmiş kör bir adamın evine girerler ama kendilerini ölüm-kalım savaşının içinde bulurlar.
Ouija: Origin of Evil
Sene 1967, yer Los Angeles. İki kızıyla beraber yaşayan dul bir anne, ruhlar dünyasıyla iletişime geçtiğini söylediği sahte ruh çağırma seansları düzenleyerek hayatını kazanmaktadır. Gösterisine eklemek üzere satın aldığı bir cadı tahtası, gerçek kötülüğü evlerine davet eder. Doğaüstü kötücül ruh, evin küçük kızını ele geçirir. Bütün aile tahmin edilemeyecek korkularla savaşarak küçük kızı kurtarmaya ve kötücül ruhu tekrar diğer tarafa göndermeye çalışır.
The Monster
Kathy, kızı Lizzy ile beraber gece vakti arabayla çıktığı yolculuk sırasında, tenha orman yolu üzerinde bir kurda çarparak kaza yapar. Anne kız, yetkililere haber verdikten sonra vardım beklemeye başlarlar ancak olaylar hiç beklemedikleri bir yönde ilerler.
The Invitation
Will ve kız arkadaşı Kira, Will’in eski karısı Eden ve yeni kocasından bir akşam yemeği daveti alırlar. Davete bazı eski arkadaşların yanı sıra, çiftin iki yeni arkadaşı da katılır. Hoş ve gayet sıcak kucaklaşmalarla başlayan akşam, Will’in Eden’le yaşadığı bazı tatsız anıları hatırlatması ile giderek gerginleşir ve tuhaf bir hal almaya başlar.
The Shallows
The Shallows, Nancy’nin (Blake Lively) tek başına sörf yaparken köpek balığı saldırısına uğrayarak, kıyıya çok yakın bir yerde mahsur kalmasını konu alıyor.
I Am the Pretty Thing That Lives in the House
Genç bir hemşire, perili bir evde yaşayan yaşlı bir yazarın bakımını üstlenmek üzere aynı evde kalmaya başlar.