Son yıllardaki bir kısım korku filmine dikkat ederseniz modern beyaz yakalı seyircinin kabuslarının  ilginç kavşağa saptığını göreceksiniz. Korku seyircisi artık “keyif almaktan” korkuyor.

Herhangi keyif verici bir eylemin küçük bir aksaklık sonucu dehşet verici bir hal alması yeni dönem senaryolarda artık farkedilir bir sıklıkta yer edinmekte. 2010 yılının Frozen’ını düşünün. Üç gencin kayak macerası akla gelebilecek en absürt noktada kontrolü yitirir. Hiçbir katilin, hiçbir kötücül karakterin olmadığı, kahramanların kadim korku filmi kurallarına göre mimlenerek belli bir sırada katledilmediği, tek hatalarının yanlış yerde yanlış zamanda olmak olduğu bir film Frozen.  Cezalandırma sadece kayak gibi lüks bir sporla uğraşma hevesinden ötürü.

247-Degrees-artwork-600x8432011 yapımı 247oF da, Frozen’da olduğu gibi “keyif cezası” diyebileceğimiz türden bir misyonu kendine sorumluluk edinmiş bir film. Baştan söylemek gerek, 247oF iyi bir korku filmi değil, ancak farklı bir şeyler denemeye çalıştığı için hakkında üç beş kelime laf etmekten zarar gelmez. Hikayemiz Jenna isimli bir kadının nişanlısının arabasında geçirdiği trafik kazasıyla başlıyor. Nişanlısını bu kazada kaybeden Jenna’da travmaya bağlı olarak klostrofobi gelişmiştir. Aradan üç sene geçtiğinde genç kadın arkadaşlarıyla göl kenarında bir kulübede tatil yapmaya karar verir. Kulübe hikayemizin esas oğlanı Ian’ın amcasına aittir. Gençler kulübeye geldikleri akşam alkolün ve esrarın etkisiyle iyice kafayı bulurlar ve kulübedeki ev yapımı saunada kapalı kalırlar. İşte 247oF’in tüm hikayesi bundan ibaret.

Filmde zeki bir sürpriz bulunmasını, mesela saunada kilitli kalmanın bir gizli kumpasa  bağlanmasını, hiç olmazsa saunadan kaçış için çok zeki bir kurgu sunulmasını bekliyorsanız istediğiniz hiçbir şeye 247oF’de kavuşamayacaksınız. 247oF şaşılası derecede sıradan olmayı seçerek seyirciyi ürküteceğine inanmış bir film. Hakkını yemek istemem, film gerçekten bir kısım gerilime imkan tanıyor ve kendini seyrettiriyor. Ancak 80 dakikalık filmin ilk 20 dakikasında saunayla alakalı kısmi gerilimler yaşasanız bile asıl sürece çok ama çok geç giriyorsunuz. Aslında yarım saatlik bir kısa film olsa çok daha iyi sonuç verebilecek bir fikrin gene kendini zorlamasıyla karşı karşıyayız.

Oysa 247oF ilginç bir şekilde kendini korku filmi kozmetiğine büründürmeye çalışıyor. Jenna karakterini Rob Zombie’nin Halloween filmlerinin Laurie’si Scout Taylor-Compton’un canlandırması, filmdeki bir diğer önemli rolü de gene Halloween filmlerinden tanınan Tyler Mane’in oynaması gerçekten kafa karıştırıcı bir durum. Uzun süre Mane’in karakterinde bizden gizli tutulan bir psikopatlık arıyoruz ama nafile.

wm-0525663001408428942

247oF düşük bütçeli, sadece 650.000 dolara kotarılmış bir yapım. Çekimlerin çoğu da Tiflis’te yapılmış. Evet, bir Amerikan korku filmi olmasına rağmen aslında gördüğümüz her şey kuzeydeki kapı komşumuzda yaşanıyor. Zaten film ilk uluslararası gösterimini de Gürcistan’da yapmış. Belki tüm Tiflis yeşilliğinin nasıl Kuzey Amerika ormanlarıymış gibi lanse edildiğini görmek için bu filme bir şans verebilirsiniz.

wm-0174002001369939863Kısa lafımızın özetine gelirsek, 247oF çok bir numarası bulunmayan ama kendini bir şekilde seyrettirebilen düşük bütçeli bir iş.

Tek başına çok anlam ifade etmez iken Frozen gibi benzer filmlerle değerlendirildiğinde yeni bir alt türün sinyalini verdiği için akıllarda tutmakta fayda var (Frozen’ın da 247oF filminin de Anchor Bay Entertainment tarafından dağıtıldığını belirtelim).

Biraz “ev istilası” filmleri gibi burjuva seyircisinin korunaklı duvarlarına saldıran, onun komforunu kendine kurban seçen bir çaba söz konusu, ancak bu alt türün temellerinin oturmasına belli ki daha vakit var.

Gerçekten çok vaktiniz varsa 247oF’yi düşük bütçe film merakıyla seyredebilirsiniz. Beklentileri yüksek tutmadığınız takdirde filmi sıkılmadan tamamlamanız mümkün.

Öteki Sinema için yazan: Yigilante Kocagöz

blank

Misafir Koltuğu

Öteki Sinema ekibine henüz katılmamış ya da başka sitelerde yazan dostlarımız her fırsatta harika yazılarla sitemize destek veriyor. Size de okuması ve paylaşması kalıyor...

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Overboard (1987)

Goldie Hawn ve Kurt Russell’ın başrollerinde olduğu Overboard, 80’li yılları
blank

Even the Rain (2010)

Even the Rain, bazen bir kişinin hayatını kurtarmanın dünyayı değiştirmenin