Bodrum Sinema ve Kültür Derneği ve Bodrum Belediyesi’nin işbirliği ile düzenlenen 3. Bodrum Türk Filmler Haftası 22-28 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi. Türk sinemasının son dönemde öne çıkan filmlerini ve önemli isimlerini bir araya getiren festival, eksikliklerine rağmen oldukça keyifli geçti. Tüm gün boyunca yapılan film gösterimlerinin ardından akşamları Bodrum Kalesi’nde düzenlenen gösterimlerle, Bodrumlulara bir hafta boyunca sinema ziyafeti verildi…
Festivalin ilk gününde, Özcan Deniz’in 2012 yapımı Evim Sensin ile başlayan Bodrum Türk Filmleri Haftası, yönetmenin yakında gösterime girecek olan Su ve Ateş filminin fragmanının ilk kez seyirciyle buluşmasıyla açılışı yapmış oldu. Yasemin Allen, Pelin Akil, Yusuf Akgün gibi oyuncuların katılımıyla gerçekleştirilen söyleşiler, her gün filmlerin ardından devam ettirildi. Can Candan’dan Benim Çocuğum, Kemal Uzun’dan Çanakkale Yolun Sonu, Ali Vatansever’den El Yazısı, Hasan Karacadağ’dan Dabbe: Cin Çarpması, Orçun Benli’den Bu Son Olsun, Belmin Söylemez’den Şimdiki Zaman, Selim Evci’den Rüzgarlar ve Murat Şeker’den Çakallarla Dans 2’nin gösterimleri ve oyuncu, yönetmenlerinin katılımlarıyla epey hareketli bir festival yaşandı. Bu filmlerin yanı sıra benim de çok sevdiğim iki film olan Onur Ünlü’nün Sen Aydınlatırsın Geceyi ve Erdem Tepegöz’ün Zerre isimli filmleri Bodrum seyircisiyle buluştu.
Bahsettiğim ilk filmlerin birkaçı dışında, gişe şansı az olan filmlere gösterim hakkı tanınması benim açımdan oldukça önemli çünkü İstanbul’da yaşamıyorsanız bu filmleri festivaller dışında izlemeniz neredeyse imkansız. Ben, İzmir’de yaşayan bir sinema seyircisi olarak, neredeyse her Cuma hayal kırıklığı yaşıyorum. Çünkü merakla beklediğim filmler ya hiç gösterime girmiyor ya da şehrin ücra bir köşesinde soğuktan üşüyerek ya da sıcaktan bunalarak, arada insanların içeri girip ne oynuyor burada acaba diye baktığı sinemalarda izlemek zorunda kalıyorum. Nasıl olsa kimse gitmez düşüncesiyle az kopyayla dağıtıma çıkan filmler, gişe odaklı yapımların altında ezilip gidiyor ve bu mantıkla gerçekten iyi işler arada kaynıyor. Zaten Onur Ünlü’nün tepkisi de bu sisteme değil miydi? Dolayısıyla, Türk Filmleri Haftası gibi etkinlikler, Zerre, Sen Aydınlatırsın Geceyi ya da Benim Çocuğum gibi önemli filmlerin izlenme şansı bulabilmesi için büyük önem taşıyor. Elbette, hala önemli eksiklikleri var festivalin ama Bodrumlu seyirciler için desteklenmesi ve devam ettirilmesi gereken bir festival olduğu da aşikar…
Kapanış gecesinde, en yenisi 193’te üretilmiş olan Vosvos’larla keyfili bir kortej düzenlendi. Trafo Bodrum’da, Selda Alkor, Bulut Aras, Nuri Alço, Mahmut Hekimoğlu gibi değerli isimlere verilen onur ödüllerinden sonra Türk Filmleri Haftası sona erdi. Bodrum’da düzenleniyor olmasının büyük avantajını yaşayan festivalin, organizasyonla ilgili birkaç eksiğini giderdiği takdirde, konukları açısından çok daha keyfili olacağına eminim.
Her şeye rağmen, benim için harika geçen bir haftanın sonunda, mutlu bir şekilde Bodrum’dan ayrıldığımı söylemeliyim. Çünkü, özellikle Bodrum Sinema ve Kültür Derneği Başkanı Cenk Sezgin, konuklarına karşı çok ilgili ve özenli. Bu sebeple, seneye çok daha iyi bir organizasyona imza atacaklarına inanıyorum. Bodrum Türk Filmleri Haftası’nın ve yerli yapımları seyircisiyle buluşturan daha birçok festivalin desteklenmesi ve devam ettirilmesi dileğiyle…