Murat KirisciYazının saçma sapan başlığı yalnızca yarım dakika süren bir sahneyi ifade etmekle birlikte büyük bütçeli bir efsane uyarlamasından zaman zaman B-filme, oradan alfabenin geri kalan harflerine doğru yönelen fantastik bir yapımı ifade etmek için gayet uygun. 1995 yılında Hindistan’da gişeyi sallamış filmlerden biri olan Ghatothkachudu, çok sevilen türler çorbası, en tutan şeyler karması, içinde moda olan ne varsa olsun bulamacı bir Hint Telugu filmi diye de anılabilir.
Gatotkaça, en eski Hint epiklerinden biri olan Mahabharata’daki bir karakterin adı. Yarı insan yarı şeytan olan Gatotkaça, tamamen kel olduğu için bu ismi almış. Adı Tencere ya da Çaydanlık Kafa olarak çevrilebilir. Yalnız bu Çaydanlık Kafa filmde tam tersine gür ve uzun saçlarıyla yer alıyor.
Gatotkaça, epiğin konusu olan Kurukşetra Savaşı’nda göğsüne yediği okla ölümcül şekilde yaralanır. Can çekişirken “Su… su…” diye sayıklar, küçük bir kız ona yardım edip su içirir. Gatotkaça kıza, ihtiyacı olduğunda yaptığı iyiliğin karşılığını ödeyeceğine söz verir ve ölür. Reenkarnasyon ve yeniden doğan ruhların geçmişteki iyilik ve kötülüklerinin yeni doğdukları bedende karşılığını bulacağı inancı gereği borcunu onu kurtaran kıza değil de kızın 1990’da doğmuş reenkarnesine ödeyebilecektir. Baştaki savaş sahnelerindeki figürasyona ve çekimlerin setlerin belli bir kaliteyi tutturmasına bakarak nasıl bir film izleyeceğinize dair kafanızda oluşan fikre güvenin, güvenin ki sonradan yaşayacağınız dumur daha etkili olabilsin.
Yüzlerce yıl sonra küçük kız, Çiti adıyla varlıklı bir ailenin tek çocuğu olarak doğar. Amcası ise oğluyla birlikte çocuğu ve ailesini öldürüp mirasa konmayı planlamaktadır. Çiti’yi öldürmek için bazı saç baş yolduran yollar denerler. Kıza suikast girişimi olduğu anlaşıldıktan sonra onu korumak için makineli tüfekli askerler tutulur. Bahçede top oynayan çocuğun etrafına çember olup dizilen bu korumaların top bu çemberden dışarı çıkınca çocuğun onu almasına engel oldukları, kendilerinin de hemen arkalarındaki topu alıp kıza vermedikleri sinir sınayan sahneler ya canınızı sıkacak ya da çok eğlendirecek.
Arabalarına konan bombayla anne ve babasını kaybeden küçük kız amcasının tuttuğu çeteden kaçarken evin dilsiz uşağı, o öldürülünce de uşağın oğlu Ranga tarafından kurtarılır. Kızın korumalar yüzünden özgürlüğünün kısıtlandığını anlatmak için çevresine koruma çemberi yaptıran yönetmen Krishna Reddy buradaki takip sahnesinde de ilginç işlere girişmiş. Kaçma kovalamaca önce koşturmalarla sürer. Ranga kızla bir bisiklete atlayıp daha hızlı kaçmaya çalıştığında peşlerindeki tüm çete üyeleri de bir yerden bisiklet bulmuş arkalarından pedal çevirirken görülürler. Daha da hızlı kaçmak için bisikletten ilerlemekte olan bir aracın arkasına geçtiklerinde çete üyelerinin altındaki bisikletler bu kez motosiklet olur ve bu Ayzenştaynvari kurgu ile filmdeki beklenmedik numaralara bir yenisi eklenir.
Sonunda bir ormana girdiklerinde küçük kız uçurumun kenarında sıkıştırılır, çaresiz kalınca tıpkı İlk Kan’daki Rambo gibi uçurumdan atlayıp ağaç dallarına çarpa çarpa yere düşer. Katiller yine de çocuğu bulur ve tam öldürmek üzereyken küçük kız yardım ister. Ödeme günü gelip çatmıştır. Gatotkaça küçük kızın sesini göklerdeki mekanından duyunca verdiği sözü hatırlar ve dünyaya inip onu kurtarır.
Gatotkaça kızın ailesinin başına gelenleri öğrendikten sonra katil amca ve oğluna musallat olur. Küçük kızın kılığına bürünüp birbirinden vurucu bazıları korku filmlerine yaraşır sahnelerde onları küçük düşürür, babacan ve gür kahkahasıyla onlara güler durur. Sonra birden Robocop görülür. Ben ne izliyorum, Hint filmlerinin 3 saat sürmesine neden olan müzikal sahnelerde sıkılıp uyuklarken filmi kaçırdım da arkasından başkası mı başladı diye düşünürken Robocop, orijinal filmdeki rehine kurtarma sahnesinde olduğu gibi duvarı koluyla delip rehine bir kızı kurtarır. Kız onu sevinçle öpünce Robocop, Roja adlı bu kıza aşık olur. Görüş ekranında “Güzel kız. Onu sev” diye bir komut yazısı yanıp söner. Bu arada Roja, daha önceden küçük kızı kurtarmaya çalışan uşak Ranga’nın sevgilisidir. (Bu rolü sonradan politikaya atılan ve 2022-2024 döneminde Kültür ve Turizm Bakanlığı yapan Roja Selvamani canlandırıyor.)
Robocop sürekli Roja’yı sevdiğini söyler durur. Ranga ile çatışma içine girer, onu kızın yanında dövüp küçük düşürmeye çalışır. Katil amca ise Gatotkaça ile baş etmesi için onu kullanmaya karar verir. Programı değiştirilip kötülerin kontrolüne geçer. Gatotkaça ile arasında bir dövüş gerçekleşir ve bu epik dövüşün sonunda Robocop parçalanır. Fakat Gatotkaça dövüşle meşgulken kötüler sonunda küçük kızı öldürürler. Gatotkaça gözyaşları içinde maymun biçimli tanrı Hanuman’dan Çiti’nin hayatını geri vermesini ister. Sonra da Dünya’yı Süpermen filmindeki gibi bir hamleyle tersine döndürerek zamanı geri alıp çocuğu kurtarır. Ardından tüm bu kötülüklerin kaynağı büyücünün bedenini yok eder ve bir tek kafasını bırakır. Zamanı geri alınca normale dönmüş olan Robocop ile tenis oynarlar ve ardından Robocop lazer ışınıyla kafayı patlatır. Kalan kötüler de birer birer cezalandırılır ve böylece fantastik bir tarihi epik film olarak başlayan, oradan komediye kıran, gerilime geçen, melodrama dalan, aksiyona da uğrayıp bilimkurguyu es geçmeyen film sona erer.
Filmin başında kalabalık savaş sahneleri varken ve kızın anne babasının öldüğü patlama sahnesinde gerçek bir araba patlatılmışken film giderek bütçesiz bir yapıma dönüşüyor, Robocop bir arabayı patlatacağı zaman dandik bir fon önündeki plastik oyuncak araba patlatılıyor daha doğrusu ateşe veriliyor.
Asıl Robocop gibi olmasa da üzerinde özenle uğraşılıp benzetilmeye çalışılmış bir kostüm kullanılan sahnelerin çoğunda ise Terminator filminden müzikler duyuluyor. Tabii bunca tuhaflığın içinde seyircide oluşabilecek “bari Robocop da dans edip şarkı söylesin de tam olsun” beklentisi boşa çıkarılmamış. Filmin Hindistan’da çok sevilmiş şarkılarını aynı zamanda bir besteci olan yönetmen Krişna Reddy hazırlamış.
Kötülerden birini cezalandırmak için kullanılan, adama sürekli kendi kendine şut çeken bir futbol topunun olduğu sahneleri de anmam gerek. Adamın koluna takılan bir saat tarafından yönlendirilen özel hazırlanmış top, musallat bir cin gibi gördüğü yerde adamın kafasına orasına burasına şut olup çarpıyor ve hem komik hem sinir bozucu seslendirmesiyle sahneleri nerdeyse komediden korku filmine dönüştürme sınırında tutuyor.
O dönem ününün zirvesinde olan oyuncu Nagarjuna’nın popülerliğinden yararlanmak üzere filme eklendiğini tahmin ettiğim, hikayeyle tamamen ilgisiz kimseleri içeren müzikal bir bölümün de araya girdiği, gişe için her tuşa basılmış, tüm bunlarla birlikte genelinde güzelce çekilip kurgulanmış Ghatothkachudu pek aksamayan bir ritme sahip ve televizyondaki bir adamın ekrandan kolunu çıkarıp birini tokatladığı sahne gibi sizi kendinize getiren bütün absürt olayları içine bir şekilde yedirebilmiş.
Filmin, çarşıdan aldım bir tane eve geldim bin tane şeklindeki yapısından dolayı ne anlattığına karar veremediyseniz diye son karede, altında yönetmenin imzası olan “Kendiniz ve gelecek kuşaklar için bilime önem verin” özlü sözünün yer aldığı Ghatothkachudu kafa açıcı nitelikte bir eser.
Öteki Sinema için yazan: Murat Kirisci
