Oraklı İlah Abe!

blank16. ABD başkanı Abraham Lincoln’ün, bu kadar kısa sürede, çok sayıda absürt hikayenin baş karakteri olmasından yola çıkarak; ya garip bir dönemden geçtiğimizi ya da farkında olmadan bir şeyler kaçırdığımızı iddia edebilirim. Ya Lincoln adına bilmediğimiz bir şeyler zuhur etti ya da yapımcılar Bekmambetov ve Burton iş birliğinin uyandırdığı ilgi sebebiyle ceplerini doldurmak adına ne yapacaklarını şaşırdılar!

Aşk ve Gurur ve Zombiler kitabının da yazarı olan, Seth Grahame-Smith’in, senaryosuna da mürekkep damlattığı Abraham Lincoln: Vampir Avcısı şu sıralar salonlarımızı işgal ededursun, Lincoln’ün marka değerine sırt dayayıp oluşturulan hikayeler de, bir bir radarımıza düşmeye başladılar. Örneğin Stephen Lindsay ve Steve Cobb ikilisinin 2008 yılında yayınladıkları absürt ötesi çizgi serileri Jesus Hates Zombies / Lincoln Hates Werewolves bu örnekler arasında kendisine fazlasıyla hatırı sayılır bir yer bulabilir. Lincoln’ün eline geçirdiği kesici delici aletlerle türlü hilkat garibelerine kafa tutması sadece bu iki örnekle de sınırlı değil üstelik! Abraham Lincoln vs Zombies’de kendisi zombiler ile de savaşarak, popüler öcülerin hemen hepsine kafa tutan cefakar bir Amerikan Başkanı olduğunu kanıtlıyor adeta! Yılın sonlarına doğru sinema salonlarına teşrif buyuracak olan Spielberg yapımı Lincoln’ü ise bütün bunların dışında tutmak lazım gelir!

Richard Schenkman’ın yönettiği bu video filminden beklentilerinizi düşük tutmanızda büyük fayda var! Hatta “beklenti” kelimesi ile bir süreliğine tamamen vedalaşırsanız eminim başınız ağrımaz… Sosyal medyada tekme tokat girişilen filme dair zombi severlerin yaptığı bütün eleştirileri de kulağınıza küpe etmeniz sinirlerinize iyi gelecektir. Bu sebeple karşımıza çıkan bu vasat ötesi zombi filminden, alabileceğimiz en düşük hasar ile kurtulabilmemiz mümkün olacaktır –ki bunun da garantisini vermek pek kolay değil-.

blank

Nihayetinde Kuzey – Güney savaşı dahilinde, başına bir de zombi derdi ekşimiş olan Lincoln’ün elinden pek sık düşürmediği orakla zombilere girişmesi dışında herhangi bir beklentiye gark etmiyor film. Ama bütün bu farkındalığa rağmen izleyiciyi boğdukça boğuyor! Hatta kameraya neredeyse hakim ama hikaye anlatmak konusunda hiçbir fikri olmayan bir ekibin elinden çıktığı alenen belli! Bekmambetov’un filmi için “filmdeki iniş çıkışlar ile dengeyi tam olarak sağlayamamış ve yer yer sıkıcı olmuş” diyenler, söz konusu Schenkman’ın bu bariz kötü zombi filmi olduğunda, ortamı koşarak terk edeceklerdir.

Kaldı ki, Abraham Lincoln’ü Stephen Sommers’ın Van Helsing’e yaptığı türden bir canavar avcısına dönüştürme arzusunun bu kadar farklı koldan gerçekleştirilme girişimi düşünüldüğünde, işin içine bir miktar da mizah katmanın hiçbir sakıncası olmayacaktır. Ama gelin görün ki Abraham Lincoln vs Zombies, bütün absürtlüğüne rağmen, anlattığı hikayeye büyük bir ciddiyetle eğiliyor. Yan karakterlerin verdiği tepkiler ile komik duruma düşmesi dışında, izlediğimiz filmin mizah ile akraba hiçbir tarafı yok! Bill Oberst Jr.’ın neredeyse trajik Lincoln yorumu da bu “ciddiye alınamayacak kadar ciddi” havaya adeta tuz biber ekiyor! Sıcak bir Ağustos gününde, karakterlerin hemen hemen hepsinin üzerine sinen ciddiyet, sizleri de ister istemez terletiyor… terletiyor… terletiyor… Adeta eritip bitiriyor!

Schenkman, filminin etiket kısmını oluşturan Lincoln’ün varlığı dışında herhangi bir iddia taşımıyor aslında. Kaldı ki bu derece düşük bütçeli bir video filminden, neredeyse(!) bir dönem filmi çıkartması, ucuz görsel müdahaleleri bile bizlere unutturabilirdi. Tabi karşımızdaki filmin en az birkaç dakikası gerçekten de ferah ferah izlenebilir olsaydı. Ama Schenkman, zombi filmi klişelerini alıp, hikayeye adam akıllı yerleştirme gereği bile duymamış gibi gözüküyor. Daha da garibi, ortada anlatılmaya değer ve 1,5 saatlik sürenin küçücük bir kısmını bile doldurabilecek bir hikaye yok!

Daha çok Lincoln üzerine dönen canavar avcısı geyiğinden nemalanmak adına masaya yatırılmış ve doğru düzgün işlenmeden video raflarına yetişmesi için çabalanmış bir film var karşımızda. Kurtadam ve vampir meşrepli alegorik Lincoln hikayelerinin yanına ketçap niyetine sıkılıp servis edilebilir ama; işkembesi ağzına kadar zombi filmleri ile dolmuş sinefilleri kusturması işten bile değil!

blank

Fatih Yürür

İlk sinema deneyimi, bir Stephen King uyarlaması olan “Geri Döndüler” olmuştur. Yazmaya başladığı dönem ise aslen lise yıllarıdır. Saçma sapan korku hikayeleri kaleme almaktadır ve asıl amacı bir gün bunları görselleştirebilmektir. Çeşitli platformlarda oyun incelemeleri ve film eleştirileri yazar. Yaratmış olduğu RüyadaM adında bir animasyon ve çizgi hikaye karakteri bulunmaktadır.

5 Comments Leave a Reply

  1. bunun yönetmeni şu meşhuuur filmin yönetmeni değilmiydi hane şu isa lı film The Man from Earth.filmin kendisini ciddiye almasına şaşmamak lazım.bu asylum şirketi filmlerini 35 mm mi çkiyor yoksa dijitale mi ?

  2. trashmovie evet aynen! O filmin yönetmeni ama sen dikkat çekene kadar bu detay gözümden kaçmıştı açıkçası. Şirketin diğer filmlerinin formatları konusunda emin değilim ama bu film dijital kamera ile çekilmiş…

  3. Lincoln, 2012’de Hollywood’dan ne çekmiş böyle! Türün meraklıları için ilginç bir seyirlik… Asylum,Troma’dan da beter ama bir şekilde ilgimizi çekmeyi başarıyor.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

The Devil’s Doorway (2018)

The Devil's Doorway, buluntu film sevenleri mest edecek bir korku
blank

Brainscan (1994)

Hollywood’un değeri bilinmeyen nadide çocuk yıldızlarından American History X ve