Yaptıkları kısa film etkinliğine destek istedikleri bir Facebook mesajıyla tanıştık Nuri Şimşek ve dolayısıyla Akdeniz Üniversitesi Sinema Kulübü ile… Şartsız verilen Öteki Sinema desteğinin ardından bizim de orada olmamızı istediler ve birlikte bir dizi seminer planlayıp zamanı gelince de bunları hayata geçirdik. Antalya’da, üniversite yerleşkesinde kaldığımız 6 gün boyunca hem emeklerine hem de arkadaşlıklarına şahit olduk ve bir kez daha memleketi gençlerin (eğer isterlerse) kurtaracağına ikna olduk. Festivalin son gecesinde, onların öyküsünü kendi ağızlarından dinlemek için bir de söyleşi yaptık ki siz de bu olağanüstü amatör çabaya tanık olun. İşte Akdeniz Üniversitesi Sinema Kulübü’nün hikayesi…
Röportaj: Murat Tolga Şen / Deşifre: Başak Bıçak
Murat Tolga Şen: Akdeniz Üniversitesi Sinema Topluluğu ne zaman kuruldu?
Nuri Şimşek: 1996 yılından beri aktif olarak etkinlikler yapıyoruz. Her Salı günü şaşmayan bir şekilde gösterimlerimize devam ediyoruz. Gösterdiğimiz filmlerde az çok belli bir kitle tarafından biliniyor. Akdeniz Üniversitesi Sinema Topluluğu’nun daha alternatif bir duruşu var. İnsanlara sinema salonlarında gördükleri ya da TV’de karşılaşabilecekleri film dışında daha alternatif filmler göstermeye çalışıyoruz. Sinemanın iki saatlik bir seyir materyali dışında daha geniş bir arka perspektifi olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Film gösterimlerinin en güzel tarafı da, filmlerden sonra fuayeler gerçekleştirmemiz. Her film üzerine konuşuyoruz ve herkes filmden kendi çıkardığı fikri sunuyor. Bu da bizim kendimize filmden daha fazla şey katmamızı sağlıyor.
Murat Tolga Şen: Bu çok gördüğümüz bir şey değil aslında, genelde gösterim yapılır, sonra dağılır insanlar. Dışarıda kendi aralarında konuşurlar sadece. Bu açıdan sizin yaptığınız bu etkinlik çok güzel.
Nuri Şimşek: Bir topluluk olmanın en önemli taraflarından biri insanlara bir şeyler hissettirebilmek, farkındalık yaratabilmektir. Herkes kendi evinde film izliyor elbette, toplu film izlemenin de güzelliği burada. Üstüne konuşabilmek… Biz de elimizden geldiğince bunu gerçekleştirmeye, devam ettirmeye çalışıyoruz.
Sinem Tüfekçi: Film gösterimlerinin öncesinde sunumlar yapıyoruz. Onun içinde kâğıtlar hazırlanıyor. Yönetmen hakkında, film hakkında bilgiler veriyoruz. Bu kağıtlar bir şekilde bir yerlere ulaşıyor, en azından sonradan araştırmak için kaynak olarak kalıyordur diye düşünüyoruz.
Murat Tolga Şen: Nuri, sen ne zamandır topluluğun başkanlığını yapıyorsun?
Nuri Şimşek: Bizde başkanlık sistemi şöyle gerçekleşiyor. Bu senenin başkanı benim. Her sene başkan değişiyor ama bizde başkanlık bir hiyerarşiyi beraberinden getirmiyor. Başka bir deyişle başkanlık biraz formaliteden ve koordinasyon amaçlı ilerliyor. Bizim topluluğumuzda beş senelik üyenin sözü ile üç aylık üyenin sözü aynı öneme sahip. Biz herkesi dinliyor, herkesin fikirlerine önem veriyoruz. Toplu olarak bir şeylere karar verip, öyle hareket ediyoruz.
Murat Tolga Şen: Üçünüzde okula başladığınızdan beri topluluğun üyesi misiniz?
Esat Minaz: Benim topluluğa katılmam çok ilginç oldu. Okula geldiğimde tanıtım toplantısı vardı ve Sinema Topluluğu’na gittikten sonra çok hoşuma gitti ve okulda daha hiçbir şeye gitmeden Sinema Topluluğu’na girmiş oldum. Hatta hazırlığı bıraktım, topluluğu bırakmadım. 5 yıldır da devam ediyorum.
Sinem Tüfekçi: Bende gelir gelmez katıldım, 5 yıldır buradayım.
Nuri Şimşek: Bende aynı şekilde 5 senedir topluluktayım.
Murat Tolga Şen: Peki okul bitince topluluğu arayacak mısınız?
Nuri Şimşek: Ben çok arayacağım. Çok büyük eksikliğini hissedeceğime inanıyorum. Çünkü bu topluluk benim için okulda yapılan bir etkinlikten, bir okul topluluğundan ziyade çok ayrı bir yere sahip. Çok seviyorum ve çok önemsiyorum adeta çocuğum gibi. Topluluk ne kadar iyi bir yere gelirse, ben onunla gurur duyuyorum, mutlu oluyorum. Ama ileride okuldan mezun olduktan sonra da bağımı koparacağımı sanmıyorum. Biz mesela bu sene konuk getirmek konusunda maddi sıkıntılar yaşadık. Mail grubumuz aracılığıyla eski üyelerle de irtibat halindeyiz ve çalışmaya başlayan eski üyelerin 10-12 TL katkı sağlamalarını istedik. Sadece biri para gönderdi. Onun dışında kimse ne maddi ne manevi hiçbir destekte bulunmadı.
Murat Tolga Şen: Belli bir fonunuz var mı? Kendi aranızda üçer beşer biriktirdiğiniz daha sonra gösterimlerde vb. faaliyetlerde kullandığınız?
Nuri Şimşek: Biz etkinliklerimizde normal şartlarda maddi hiçbir şeye ihtiyaç duymuyoruz. Gerekli olduğu zamanlarda zaten çok cüzi rakamlara ihtiyaç duyuyoruz. Bu yüzden de kimseden düzenli olarak para almıyoruz. Film etkinlikleri gibi daha ciddi etkinliklerde ise kendi aramızda para toplayıp ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışıyoruz.
Murat Tolga Şen: Bizim gittiğimiz bazı üniversitelerde Rektörlük konuyla çok ilgili, konuyu çok sahiplenmiş oluyor. Malatya’da olduğu gibi mesela… Bazı üniversitelerde de kendisini tamamen dışarıda bırakabiliyor. Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü’nün Sinema Topluluğu’nun faaliyetlerine yaklaşımı nasıl?
Esat Minaz: Daha önce ODTÜ Sinema Topluluğu’nun düzenlediği 5 gün süren bir etkinlik yapılmıştı. Bizim kulübümüzden de 7 kişilik konuk istediler. Rektörlük bizim içimizden sadece 2 kişinin masraflarını karşılayabileceğini söyledi. 5 günlük festival için sadece 2 günlük masrafı üstlenebileceklerini açıkladılar.
Murat Tolga Şen: Rektörlük mü sizin masraflarınızı karşılıyor? Normalde festivale çağıran tarafın üstlenmesi gerekmez mi sizin masraflarınızı?
Nuri Şimşek: Bütçeler Rektörlükten geliyor. Biz Mediko ile irtibat kuruyoruz. Mediko bize Rektörlükten bütçe çıkarıyor. Biz de ODTÜ’yü çağırdık. ODTÜ Rektörlüğü öğrencilerin yol parasını, konaklamalarını, diğer harcamalarını karşılıyor normalde. Muğla Üniversitesi’nin de öyle oldu, öğrencilerinin masraflarını okul karşıladı.
Murat Tolga Şen: Peki siz Üniversite’deki öğrenciler için ne düşünüyorsunuz? Sinema Topluluğu’nun faaliyetlerine katılımları nasıl?
Nuri Şimşek: Bu Kısa Film Günleri’nde gördüğümüz gibi katılım daima bizim beklentimizin altında oluyor. Salon dolmuyor.
Murat Tolga Şen: Benim gördüğüm şöyle aslında… Biz İstanbul’dan geldik; Muğla’dan, Ankara’dan gelenler var ama Antalya’dan etkinliklere katılım çok azdı.
Nuri Şimşek: Son günlerde de çok azdı. Açıkçası ben seminerlerde daha fazla insan olmasını isterdim. Ama sizin de yazınızda bahsettiğiniz gibi Akdeniz Üniversitesi’nde bizim gibi farklı beklentileri olan öğrenci kitlesi çok sınırlı. Her Salı etkinlik düzenliyoruz ve eğer salonda 30 kişi görebilirsek, evet bugün katılım gayet iyi diyoruz.
Sinem Tüfekçi: Bir de film gösterimleri sonrasında fuayeye katılım olduğunda çok mutlu oluyoruz.
Murat Tolga Şen: Bazı Sinema Topluluklarının yaptıkları gösterimler ya da broşürleri benim elime ulaşıyor. İzlenmesi epey tahammül gerektiren filmlere yöneldiklerini gözlemliyorum. Seyirciyi zorlayıcı filmler gösteriyorlar ve dolayısıyla okullarda bu tür faaliyetlere karşı bir tepki oluşabiliyor. Ama sizin alternatif Hollywood seçkiniz çok iyiydi. O filmleri ben sinemayla ilgileniyorum diyen herkesin izlemesi gerekir. Bu açıdan sizin çok dengeli bir yaklaşımınız olduğunu söyleyebilirim. Bunu nasıl sağladınız?
Nuri Şimşek: Benim Sinema Topluluğu’nda ilk senemdi ve liseden yeni mezun olmuş bir öğrenci olarak boş bir izleyiciydim. Tarkovsky’nin Nostalghia’sı gösteriliyordu ve ben en önde oturmak gibi bir gaflette bulundum. Arkamda kulübün eski, köklü üyeleri oturuyordu ve çıkamadığım için film beni çok yordu. O zaman için hazır değildim çünkü film kendisini sinema konusunda biraz daha fazla geliştirmiş insanların izleyebileceği türden bir filmdi benim için. Bu sebeple film seçkilerimizde daha özenli davranmaya karar verdik. Hem alternatif hem de seyirciyi yormayan filmler olmasına dikkat ettik. Çünkü gösterimlerimize bir kere katılanın bir daha katılmama ihtimali var ve biz bu insanların devamlı olmasını istiyoruz, bu yüzden seçkiye de dikkat ediyoruz.
Murat Tolga Şen: Zaten toplulukların Tarkovsky saplantısını anlamak zor. Biraz havalı gözükmek istiyorlar sanırım. Elbette ilgi gösterilmesi şart bir sinemacı ama putlaştırmanın alemi yok. Hollywood’un 70’ler yönetmen sinemasının çok başarılı işler yaptığını düşünüyorum. Ellerinde bütçe olan ama stüdyo baskısından kurtulmuş yönetmenlerin çektiği müthiş filmler var. Birçok topluluk bu örnekleri bilmiyor. Evet, Tarkovsky, Kieslowski seyrediyorlar ama bunları görmezden geliyorlar…
Nuri Şimşek: Sinemanın tek boyutlu olduğunu düşünüyorlar bana göre. Biz çok farklı türlerden ve ülke sinemalarından örnekler göstermeye çabalıyoruz. Mesela Afrika’dan birkaç ülken ortak yapımı olan ve kadın sünnetini anlatan bir film bile göstermiştik. Amacımız olabildiğince farklı bakış açıları kazandırmak ve insanların zihinlerinde küçük de olsa bir ışık yakabilmek…
Murat Tolga Şen: Başarabildiğinize inanıyor musunuz peki? 5 yıl önce biz topluluğu şuradan aldık şimdi buraya taşıdık diyebiliyor musunuz?
Nuri Şimşek: Ben diyebiliyorum açıkçası. Benden bilgi anlamında diğer başkanların çok daha donanımlı olduğunu da kabul ediyorum ve başkan olmamın sebebi de her şeyi biliyor olmam değil, diğer insanlara göre bazı işlere daha çok koşturmamdı.
Esat Minaz: Sadece geçen sene biraz sorun yaşadık, çok aktif değildik. Her Salı yine gösterimlerimizi, Cuma sunumlarımızı yapıyorduk ama yaşadığımız bir takım sorunlar etkiledi bizi. Ama yine de biz farklı düşünen bir topluluğuz, diğer kulüplerle aramız iyi ve ortaklaşa işler yapabiliyoruz.
Murat Tolga Şen: Öğrencilerden hiç eleştiri aldığınız oluyor mu?
Nuri Şimşek: Bize eleştiri şu yolla geliyor aslında. Film gösterimi yapıyoruz, filmin başında salonda 30 kişi var ama bitice ışıkları bir açıyoruz sadece 3 kişi kalmış…
Sinem Tüfekçi: Onlar da sadece topluluk üyeleri…
Nuri Şimşek: Ancak bu sene en azından biraz daha fazla insana ulaşabildiğimizi düşünüyoruz. Etkinlik yoluyla bunu sağladığımıza inanıyoruz.
Murat Tolga Şen: Üniversite içinden seyirci olarak mı yoksa festival etkinliğini yaymak açısından mı?
Nuri Şimşek: Mesela size ulaştık, sizin sayenizde başka insanlara da ulaştık ve insanların zihninde Akdeniz Üniversitesi Sinema Topluluğu’nun bir şeyler yaptığı fikrini uyandırmış olduk.
Sinem Tüfekçi: bu etkinlik sayesinde kendi içimizde yaptığımız etkinlikleri daha geniş kitlelere yayma şansımız oldu.
Murat Tolga Şen: 3. Kısa Film Günleri sanırım yaptığınız en kapsamlı etkinlikti?
Nuri Şimşek: Evet. Bu zamana kadar ki en kapsamlı olanıydı. Daha önce de yönetmen çağırdık, film günleri yaptık ama en ciddi etkinliğimiz buydu.
Murat Tolga Şen: Peki eksikleriniz nelerdi? Şu olsaydı daha iyi olurdu dedikleriniz?
Nuri Şimşek: Bizim tek eksiğimiz sanırım salonun tamamen dolu olmaması. Daha fazla insana ulaşamamamız. Onun dışındaki ihtiyaçlarımızı biz bir şekilde karşılıyoruz. Mesela her sene başında tanışma toplantısı düzenliyoruz. Gelenlere, biz sizden daha fazla şey biliyoruz, size bir şeyler öğreteceğiz demek yerine, birlikte öğrenmeye devam edeceğimizi söylüyoruz. Çünkü sinema topluluğu bizim için etkileşim yapmak için, birlikte daha fazla şey öğrenebilmek için bir araya gelmiş bir topluluktur.
Sinem Tüfekçi: Bizim topluluğumuzda bir karar alınacağı zaman, mutlaka bir toplantı yapılır ve karar ortak alınır aynı zamanda.
Murat Tolga Şen: Son derece demokratik bir topluluk olduğunuzu söylüyorsunuz. Doğru olan budur ve başarıyı beraberinde getirir. Bende Öteki Sinema’da kurucu olmak dışında kendime bir vasıf yüklemem, her yazar aynı değerdedir bizim için… Peki bu seneki etkinlikle yaptığınız işten tatmin oldunuz mu?
Nuri Şimşek: Ben kendi adıma çok mutlu oldum. Hem gösterdiğimiz filmler hem de sizlerin katılımıyla bizlerin ve diğer insanların zihninde çok fazla ışık yandı. Öteki Sinema ve diğer sunumlar, fuayelerde konuşulanlarla çok fazla insanın artık daha farklı düşündüğüne inanıyoruz. Etkinlik kapsamında açtığımız deftere çok güzel şeyler yazılmış ve bunlar bizi çok sevindirdi. Bizim 3. Kısa Film Günleri’nin yaparken yola çıkış amacımız; bir tane bile insan kazanırsak etkinliğin amacına ulaştığı yönündeydi. Ama şimdi görüyoruz ki biz, bundan çok daha fazlasını başarmışız. Belki salon dolduramadık evet, ama çok fazla insanın kanına o zehri enjekte ettiğimize inanıyoruz.
Sinem Tüfekçi: Bu haftadan sonra etkinliklerimize katılımın artacağınız düşünüyoruz. Sinema Topluluğu’na bakış açısı artık biraz daha farklı olacaktır.
Nuri Şimşek: Film günleriyle ilgili şunu da ekleyebilirim. Bu sene başında plan program yaparken ilk olarak Ken Loach’a, Gaspar Noe’ya yalım diye düşündük. Evet, biliyoruz çok düşük bir ihtimal onları getirmemiz ama en azından deneyelim dedik. Bu sene olmadı ama seneye mutlaka denemeyi düşünüyoruz.
Murat Tolga Şen: Hedef büyütüyorsunuz yani?
Esat Minaz: Biz aslında daha geniş şeyler yapabiliriz. Selçuk Üniversitesi’nden biri neden etkinliğin ödüllü olmadığını yazmış… amam biz sponsor olayına karşıyız. Zaten Rektörlüğe bağlı olduğumuz için tam bir özgürlük söz konusu değil. Sponsorla daha fazla kısıtlanacağımıza inandığımız için, bağımsız olmayı tercih ediyoruz.
Murat Tolga Şen: Filmleri yatıştırmamanız sizin özelliğiniz ve böyle devam etmelisiniz. Filmler, bana göre zaten hiç yarıştırılmamalıdır.
Nuri Şimşek: Biz sosyal olaylardan da çok uzak durmamaya çalışıyoruz. Ankara’da ki Tekel direnişi sırasında kendi aramızda para toplayıp Sinema Topluluğu’ndan 5 üye olarak oraya gittik, insanlarla görüştük, kendimizce kayıtlar yaptık. Benzer bir şekilde Roboski katliamı ile ilgili bir kısa film gösterdik. Cezaevlerine gidiyoruz, oralarda film gösterimleri yapıyoruz. Gerçi bu sene kabul etmediler.
Murat Tolga Şen: Neden kabul etmediler?
Nuri Şimşek: Gelenlerin uygun olmadığını söylediler bize ama biz yine de gösterimler yapmaya çalışacağız.
Siz yine de denemeye devam edin arkadaşlar, çabanız olağanüstü, hepinize teşekkür ederim.
Bizi yalnız bırakmadığınız için biz teşekkür ederiz.