Aksiyon Sineması Kadın Kahramanlardan Sıkıldı mı?

2 Temmuz 2024

Furiosa kolundan, Warner Bros. 200 milyon dolardan oldu! Cannes’daki gösteriminin ardından dakikalarca ayakta alkışlanan, gişenin tozunu attıracağı düşünülürken iki seksen yatan bu kadın kahraman hikayesi neden tutmadı, sorun karakterlerde mi yoksa seyircide mi?

Aslında kadın kahramanları seviyoruz, hem de çok seviyoruz. Üstelik elimizde bu sevdaya dair bolca örnek var. Mesela aksiyonun kralı James Cameron’ın filmlerindeki güçlü kadın karakterler hafızalardan silinmeyen ikonlar haline gelmiştir. Vasquez (Aliens), Sarah Connor (Terminator serisi), Ripley (Alien serisi) ve Neytiri (Avatar filmleri) gibi karakterler, sadece fiziksel olarak güçlü değil aynı zamanda duygusal derinlikleri ve karmaşıklıklarıyla da izleyicileri etkiledi. Ancak günümüzdeki kadın kahraman filmlerinin genel olarak gişede neden bekleneni vermediği sorusu daha karmaşık bir durumu yansıtır.

“Kadın kahramanları erkek seyirciler benimsemiyor” deyip işin içinden çıkmak kolay ancak kadın seyirci açısından bir sorun yok. Birçok araştırma kadınların aksiyon filmlerine büyük ilgi gösterdiğini ortaya koymakta. Örneğin Fandango’nun 3.000 kadın izleyici ile yaptığı bir anket, kadınların aksiyon filmlerini romantik komedilerden daha çok tercih ettiğini gösteriyor. Ankete katılan kadınların %22’si aksiyon filmlerini en sevdikleri tür olarak belirtirken, sadece %9’u romantik komedileri tercih etmiş. Ankete katılanların %82’si dinamik kadın karakterlerin olduğu filmleri, %75’i ise çeşitli oyuncu kadrolarına sahip filmleri izlemeyi tercih ettiklerini belirtmiş. (Media Play News)​

blank

Bundan yıllar yıllar önce erkeklere nal toplatan kadın kahraman aksiyonları, en ataerkil toplumlarda bile keyifle izleniyordu. Örneklemeden geçmeyelim; 1980’lerde Hong Kong aksiyon sineması özellikle kadın kahramanların öne çıktığı filmlerle büyük bir başarı yakaladı. Yes Madam (1985), Michelle Yeoh ve Cynthia Rothrock’un başrollerinde olduğu film, güçlü kadın karakterlerin yer aldığı aksiyon sahneleriyle dikkat çekti ve türünün öncüsü oldu. Bu film aynı zamanda Hong Kong aksiyon sinemasının uluslararası alanda tanınmasına yardımcı oldu. Kadın kahramanların merkezde olduğu filmler izleyicilere yeni ve heyecan verici bir perspektif sunarak büyük beğeni topladı.

Aslına bakarsanız, günümüzde kadın kahraman filmleri genellikle ya çok yüksek beklentilerle ya da yanlış pazarlama stratejileriyle piyasaya sürülüyor. Örneğin 2016’daki kadın başrollü Ghostbusters filmi, orijinal serinin hayranları tarafından önyargılı bir şekilde karşılandı ve pazarlama stratejileri de filmi tam anlamıyla destekleyemedi. Film birçok izleyicinin beklentilerini karşılayamadı ve sonunda gişede başarısız oldu. Bunun yanı sıra The 355 gibi büyük isimlerin yer aldığı filmler bile özgünlük eksikliği ve geç kalmış hikaye yapıları nedeniyle başarısızlığa uğradı​.

Birçok kadın kahraman filmi zayıf senaryolar veya kötü yapım kalitesi nedeniyle eleştiriliyor. Örneğin Charlie’s Angels (2019) filmi karakterlerinin derinlikten yoksun olması ve “Mary Sue” olarak nitelendirilen, her zorluktan kolayca sıyrılan karakterler içermesi nedeniyle izleyiciler tarafından beğenilmedi​​.

blank

Burada bir paragraf açıp “Mary Sue da ne ola ki” diye merak eden sinemasevere bilgi sağalım; Mary Sue, bir karakter arketipidir, genellikle genç bir kadındır, tüm alanlarda açıklanamaz bir şekilde yetkin, benzersiz yeteneklere veya güçlere sahip, diğer karakterlerin çoğu tarafından sevilen veya saygı duyulan, gerçekçi olmayan bir şekilde zayıflıklardan arınmış, son derece çekici, doğuştan erdemli ve genellikle anlamlı karakter kusurlarından yoksun olarak tasvir edilir. Genellikle kadın ve neredeyse her zaman ana karakter olan Mary Sue, bir yazarın idealize edilmiş benlik eklentisidir ve bir dilek yerine getirme biçimi olarak hizmet edebilir. Bu terim erkek karakterlere de uygulanmıştır, ancak benzer özelliklere sahip bir erkek karakter Gary Stu veya Marty Stu olarak etiketlenebilir.

Tekrar konumuza dönelim; bu filmler genellikle feminist mesajlar içerdiğinde izleyici kitlesinin bir kısmını yabancılaştırabiliyor. Bu durum Birds of Prey gibi filmlerde açıkça görülüyor. Film erkeklere karşı olumsuz bir mesaj taşıdığı için geniş bir izleyici kitlesi tarafından olumsuz karşılandı​.

Sinema endüstrisi ve izleyiciler arasındaki bazı toplumsal önyargılar kadın kahramanların kabul görmesini zorlaştırabiliyor. Kadın karakterlerin güçlü, bağımsız ve kompleks olarak sunulması bazı izleyici kitlelerinin beklentilerini karşılamayabilir. Özellikle aksiyon türü filmler genellikle erkek izleyicilere hitap eder ve kadın kahramanların başrolde olduğu filmler bu demografiyi çekmekte zorlanabilir.

blank

Kadın kahraman filmlerinin başarısız olmasının bir diğer önemli nedeni bu filmlerin özgünlük ve yenilik eksikliği. Wonder Woman ve Captain Marvel gibi başarılı filmler iyi hikaye anlatımı ve karakter gelişimi ile öne çıkarken birçok kadın başrollü aksiyon filmi aynı başarıyı yakalayamıyor çünkü yeni ve ilgi çekici bir şey sunamıyorlar​.

Halihazırda en çok izlenen kadın kahraman hikayesi, Marvel Sinematik Evreni’nin (MCU) popüler karakterlerinden biri olan Captain Marvel olarak bilinen Carol Danvers’ın hikayesidir. 2019 yılında vizyona giren Captain Marvel filmi, dünya genelinde yaklaşık 1,13 milyar dolar gişe hasılatı elde ederek büyük bir başarıya imza attı. Wonder Woman da en çok izlenen kadın kahraman hikayelerinden biri olarak dikkat çekiyor. 2017 yılında vizyona giren ve Gal Gadot’un başrolünde olduğu Wonder Woman dünya genelinde 821,8 milyon dolar gişe hasılatı elde etti. Bu iki film kadın süper kahraman hikayelerinin geniş bir izleyici kitlesi tarafından ilgiyle karşılandığını ve gişede büyük başarılar elde edebildiğini gösteriyor.

Üstelik bu “kadın kahraman” konusu yeni ya da sinemayla sınırlı bir şey de değil. 19. yüzyıl edebiyatında maceracı kadın karakterlere pek sık rastlanmasa da bu dönemdeki bazı eserlerde cesur, bağımsız ve macera peşinde koşan kadın kahramanlar yer alır. Alice, Lewis Carroll’un Alice’s Adventures in Wonderland (Alice Harikalar Diyarında) adlı eserinde bir tavşan deliğinden geçerek fantastik bir dünyaya adım atan genç bir kızdır. Bir başka örnek; Dorothy Gale, L. Frank Baum’un The Wonderful Wizard of Oz (Oz Büyücüsü) romanında, Kansas’tan Oz ülkesine sürüklenen genç bir kızdır. Dorothy eve dönmek için cesaret ve kararlılıkla maceraya atılır, çeşitli tehlikelerle yüzleşir ve arkadaşlarına yardım eder. Daha yakın tarihli bir fantastik edebiyat başyapıtı olan The Lord of the Rings (Yüzüklerin Efendisi) üçlemesinin ikinci ve üçüncü ciltlerinde yer alan cesur bir kadın savaşçı vardır; Eowyn. Kendisi bir prenses ve erkekler tarafından küçümsenmesine rağmen savaş alanına katılarak büyük kahramanlıklar sergiler.

blank

Sinemaya ilham veren video oyunlarına gelince… Orada da aynı şey, ortalık kadın kahramandan geçilmiyor ve bunların bazıları epey ünlü. Cesur arkeolog Lara Croft, antik kalıntıların ve tehlikelerin içinde hayatta kalma mücadelesi verirken, galaksiler arası ödül avcısı Samus Aran, biyomekanik zırhının içinde bilinmeyen gezegenlerde tehlikelerle yüzleşir. Geleceğin distopik manzaralarında Aloy, robot dinozorlarla dolu bir dünyada hayatta kalmaya çalışır ve Ellie, kıyamet sonrası bir dünyada intikam arayışının derinliklerine sürüklenir. Zombi salgınlarının ortasında Jill Valentine ve Claire Redfield yaşam mücadelesi verirken, doğaüstü düşmanlarla savaşan stil sahibi cadı Bayonetta ve adalet için dövüşen Chun-Li dövüş oyunlarının sahnelerinde parıldar. Bu kahramanlar yalnızca fiziksel güçleriyle değil, aynı zamanda derinlikli karakterleri ve cesaretleriyle de oyuncuların beğenisini kazanarak, video oyunlarının dramatik ve etkileyici hikayelerinde ölümsüzleşmişlerdir.

Uzun lafın kısası; kimsenin kadın kahramanlarla bir sorunu yok, Ghostbusters örneğinde olduğu gibi erkek ekibi bozup kadınlardan yeniden oluşturmak belli bir gıcıklığa sebep olabilir ama başarının reçetesi yıllar öncesinden geliyor. James Cameron’ın filmleri güçlü kadın karakterleri doğru şekilde nasıl sunulacağını gösteren mükemmel örnekler. Cameron, karakterlerine derinlik, insanlık ve karmaşıklık katmayı başarırken diğer yapımlarda bu unsurlar eksik kalıyor. Kadın kahraman filmlerinin başarılı olabilmesi için sadece güçlü karakterler yaratmak yetmez; bu karakterlerin derinlikli, gerçekçi ve izleyicilerle duygusal bağ kurabilecek şekilde sunulması gerekir.

Öteki Sinema için yazan: Murat Tolga Şen

blank

Murat Tolga Şen

Murat Tolga Şen, sinema eleştirmeni, senarist ve oyuncudur. Öteki Sinema'nın kurucusudur ve OFCS (Online Film Critics Society) üyesidir. 2012-2023 yılları arasında Medyaradar sitesinde TV sektörüne dair eleştiriler kaleme almış, 2014-2016 sezonunda Okan Bayülgen’in Dada Dandinista adlı programının yazı grubunu yönetmiştir. Ayrıca 2017-2019 yılları arasında Antalya Sinema Derneği’nin danışmanlığını yapmış ve 2014-2023 yılları arasında Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası’nda oyunculuk yapmıştır. Şen, "Bir Notanın Hikayesi" adlı belgeselin senaryo yazarı ve "Bir İz - Madımak" belgeselinin danışmanıdır. Yazılarına Beyazperde ve Öteki Sinema'da devam etmektedir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Drakula’ya Davet: Fantastik Dil

Türk Fantastik Sineması dediğimiz zaman tüyleri ürperten bir başka nokta
blank

Türk Romanlarından TRT Dizilerine Uyarlamalar

TRT dizi ve filmlerinin izler kitlesi olan ailenin izdüşümü olarak