American Horror Story: Coven

İlk İzlenimler

Korkuseverlerin delicesine beklediği dizi American Horror Story, sonunda üçüncü sezonu Coven ile ekranlara geri döndü. Hem de ne dönüş! Muhteşem serinin ilk bölümü Bitchcraft, kablolu televizyonda 5.54 milyon seyirci tarafından izlenerek American Horror Story tarihinin en yüksek ratingi ile maceraya başladı. Hayran kitlesinin her geçen gün nasıl  hızla arttığını düşündüğümüzde Coven’ın rating rekortmeni bir giriş yapması hiç de şaşılası değil. Peki yeni hikayemiz serinin hakkını veriyor mu? Meşaleyi layıkıyla taşıyacak mı? Eğer bir üçüncü sezonumuz olacaksa Coven’ın şu ilk bölüm ile sunduklarından daha iyi bir açılış düşünemiyorum. Yeni sezonda hayal kırıklığı yaşamamıza imkan yok.

American Horror Story Coven poster

İlk önce hayaletli ev ile yola çıktık, ardından dehşet dolu bir akıl hastahanesine kendimizi kapattık. Üçüncü sezon hikayemiz Coven bizi Amerika’nın güney eyaletlerine, cadıların ve kadim vudu geleneklerinin göbeğine götürüyor. Dünyalar güzeli kahramanımız Zoe cadı soyundan geldiğini en beklenmedik anda (ve fazlasıyla kanlı bir şekilde) öğrenen genç bir kızdır. Yaratacağı tehlikeden korkan ailesi Zoe’yi genç cadıların eğitimiyle ilgilenen özel bir okula yollar. Burada kendi gibi “yetenekli” kızlarla tanışan Zoe, cadılık kurumunun yüzyıllardır kendini gizlemeye çalıştığını, her cadının kendine has bir güce sahip olduğunu ve genç cadıların hayatta kalmak için bu güçleri kontrol etmeyi öğrenmeleri gerektiğini keşfeder. Özel okul, güçleri kontrol altında tutmayı kendine ilke edinen Cordelia Foxx tarafından yöneilmektedir. Cordelia’nın annesi Fiona ise tam tersi bir şekilde, bu güçlerin saklı kalmasının kendi ölümlerini getireceğini düşünmekte ve kızıyla zıt bir eğitim anlayışını izlemektedir. Tabii bir American Horror Story’nin sadece tek bir zaman diliminde geçmesi düşünülemez. Zoe ve cadılar okulunun hikayesi günümüzde geçerken, paralel olarak bir maceramız da 1830’ların New Orleans’ında geçmektedir. Delphine LaLaurie isimli New Orleans asilzadesi, ihtişam dolu hayatının yanında kara büyüyle de ilgilenmektedir. Kara büyü dendi mi kan eksik olmaz tabii. LaLaurie de bu ihtiyacını evindeki siyah köle fazlalığından çıkarmaktadır. Ancak köle kıyımındaki bu hevesi, asilzademize büyük bir düşman kazandırmıştır.

American Horror Story Coven 1

Öncelikle şunu belirteyim; seriye güvenim tam, başta da belirttiğim gibi ilk bölüm tüm beklentilerimi karşıladı. Ancak Coven, Asylum kadar korku odaklı bir dizi olacak gibi durmuyor. Murder House ve Asylum,  Amerikan korku sineması tarihine sayısız göndermelerle işleyen bir dinamiğe sahipti. Coven ise bu konuda derin bir külliyata sahip değil.  Bunun en önemli sebebi Amerikan tarihinde toplumun cadılıkla olan ilişkisinin pek de övünç duyulacak bir yanının olmaması. 19. yüzyılda pek çok beyaz kadının ve afrikalı göçmenin hunharca katledilmesi, bu konunun sinemada “çerezlik” bir malzeme olmasını engellemiş (ve iyi ki de engellemiş). Mevzumuz seri katiller ya da hayaletler gibi değil; çok ciddi bir nefret söyleminin, cehaletin ve yüzyıllarca süren bir toplu histerinin alanındayız cadılık dediğimizde. Hele ki “cadı avı” denilen olayın ortaçağdan Salem’e uzanışı, oradan düşman değiştirip Yahudi Katliamı’na ve 50’lerde komünist avına dönüşmesi düşünüldüğünde nasıl hastalıklı bir olaydan bahsettiğimiz daha da netlik kazanıyor. Bu sebeple cadılar, sanki geçmişin kötü günleri tamamen kolektif bilinçten silinsin diye popüler kültüre korkudan ziyade daha temizkalpli, sevimli büyücüler olarak sokuldu. Bugün “Cadı” dediğimizde akla ilk olarak Sabrina gibi en naif örneklerin gelmesi tesadüf değil. American Horror Story serisinin muhalif çizgisinin, bu sosyal yanı karanlıkta kalmış konuya değinmemesi düşünülemezdi; ancak burada serinin eski formülünü uygulaması pek mümkün değil. Eskiye atıftan ziyade yeni orijinal bir şeyler yaratılması gerekiyor. Ki Coven bu işi kotaracağa benziyor (Seyretmediğim için bilmiyorum ama Coven’daki konsept biraz 1996 tarihli The Craft filmini hatırlatıyor. Bunun dışında seri, başta Harry Potter olmak üzere etkilendiği her cadı konulu esere ufak selamlar çakmakta).

Serinin kemik kadrosu Sarah Paulson, Evan Peters, Frances Conroy ve Lily Rabe gibi isimler gene yeni rolleriyle Coven’da yer almakta. İlk sezonda yer alıp ikide ara veren Taissa Farmiga da esas kızımız olacak gibi duruyor (ki Farmiga ailesinden ablası Vera Farmiga’yı da bu dizide görmek isterdik ama onu Bates Motel’e kaptırdık). Pek tabii dizinin olmazsa olmazı Jessica Lange ise karizmasına layık muhteşem bir rolle karşımızda. American Horror Story’nin bize köşede kalmış bir Lange sunmasını da beklemezdik zaten.

American Horror Story Coven posterler

Geçen sezonun sinemadan konuk oyuncuları James Cromwell ve Joseph Fiennes iken (Lange’yi saymıyorum o bizim canımız) Coven’da bu isimlerin  Kathy Bates ve Angela Bassett ile değiştiğini görüyoruz. Kathy Bates, Misery’deki dehşet verici performansına yakışır bir şekilde 19. yüzyılın en ünlü kadın seri katillerinden Delphie LaLaurie olarak karşımıza çıkıyor. Bassett ise dönemin meşhur vudu büyücülerinden Marie Laveau’yu canlandırıyor. Coven’ın aynı dönemlerde New Orleans’ta yaşamış ancak birbiriyle aslında bağlantısı olmayan bu iki ismi hikayeye taşıması zekice olmuş. LaLaurie’nin de Laveau’nun da ölümlerinin nasıl olduğunun bilinmemesi ise senaristlere sonsuz hayalgücü vizesi vermiş olsa gerek.

Yeni sezona büyük çoğunluk gayet olumlu yaklaşsa da ilk bölümün çok da korku çizgisinde gitmemesinden ötürü çekince sahibi bir miktar eleştiri okudum. Evet, Coven’ın  ortaçağ büyücülüğü, vudu (ve muhtemelen buna bağlı olarak bir miktar zombi hikayesi)  ekseninde dönmesi ve bunun senaristler  tarafından işleniş tarzı korkudan biraz sapacağımızı gösteriyor, zira korku namına ellerindeki çoğu malzemeyi ikinci sezonda kullandılar. Ancak serinin Murder House’tan sonra eksiklerini ne kadar iyi giderip muhteşem bir Asylum sezonu sunduğunu düşündüğümüzde Coven’ın da profesyonellerin elinde olduğunu hatırlıyoruz. Kesinlikle çok iyi bir 13 bölüm bizleri bekliyor. Şu aralar dizi boşluğunuz varsa kesinlikle Coven’a başlayın. Garanti veriyorum, hiçbirimiz pişman olmayacağız.

Yigilante Kocagöz

blank

Misafir Koltuğu

Öteki Sinema ekibine henüz katılmamış ya da başka sitelerde yazan dostlarımız her fırsatta harika yazılarla sitemize destek veriyor. Size de okuması ve paylaşması kalıyor...

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Fırsatını Bulan Her Erkek Tecavüz Eder mi: Delhi Crime

Delhi Crime kast sisteminden, kadının ikinci sınıf görülmesine, yoksulluktan sömürgeciliğin
blank

Aşk-ı Memnu (2008-2010)

Yerli melodramlardaki iki kutuplu dünyanın aktarıldığı Aşk-ı Memnu dizisi, ahlaki