Çok dizi izledim, ama olay örgüsü Arrow gibi ilerleyen bir dizi görmedim kesinlikle. Bir CW yapımı olması, hatta çizgiroman destekli süperkahraman dizisi olması nedeniyle fantastik evreninde büyük gedikler yok değil. Fakat karakterlerin gelişimi ve hikâyeye giriş çıkış hızları öyle muazzam ki, neredeyse hiçbir bölümü “filler” tabir edilen yavanlıkta değil. Mutlaka, ama mutlaka önemli bir bilgi açığa çıkıyor, enteresan bir karakter devreye giriyor, büyük bir kayıp yaşanıyor ya da lezzetli bir climax ile sonraki haftayı bekletiyor. 3. sezonun ilk bölümü The Calm hakkında yorumlarıma geçmeden önce, hiç başlamamış olanlar için kısa bir toparlama yapayım ki spoiler okumadan Arrow’a bir şans verebilsinler.
Dizinin baş kahramanı olan ve hikayesini oluşturan Arrow, köklerini DC Comics’in Morton Weisinger tarafından yaratılan karakteri Green Arrow / Oliver Queen’den alıyor. Kendisi bir dolar milyarderi, Queen Industries’in sahibi ve yaşadığı kurgu şehir Star City’nin en ünlü playboy’u. Şimdiye kadar yazdıklarım, bunun kaçınılmaz şekilde bir Batman analojisi gibi gözüktüğünü düşündürebilir. Fakat Queen’in hikayesi hem çizgiromanda hem de dizide Batman / Bruce Wayne’den pek çok noktada ayrılıyor. Çizgiromanda Batman’den ziyade Robin Hood’u anımsatan Queen, inanılmaz yeteneklere sahip bir okçu. Üstelik yasal olmayan yollardan zengin olan ve edindiği servetle suç işlemeye devam eden zenginlerin peşinden gitmesi, yine Batman’den ziyade Robin Hood’u çağrıştırıyor. Gerçi karakterin yaratıcısı Weisinger Robin Hood ya da Batman’den değil, Edgar Wallace’ın klasik romanı The Green Archer’dan esinlendiğini söylemiş. Zaten nereden esinlenilmiş olursa olsun; olağanüstü dövüş yeteneklerinin yanı sıra, yeşil başlığı ve “kostümlü süper kahraman” klişesine meydan okuyan gizemli tarzıyla çizgiroman dünyasında değeri bilinmemiş bir fenomen olduğu kesin. Çünkü Batman’den farklı olarak hikâyelerinde oldukça belirgin siyasi göndermeler ve sol politika unsurları barındırıyor.
Çizgiromanla dizi arasında isim dışında da bazı farklılıkar var tabii: Oliver Queen, Star City’de değil Starling City’de yaşıyor. Kendisi direk olarak Queen Industries’in sahibi değil, Queen Consolidated şirketinin varisi. İkinci sezona kadar tanıştığımız karakterler, çizgiromandaki gibi fantastik “süper güçler” barındırmıyordu. Ama kendi evrenini, dolayısı ile “Suspension of Disbelief” seviyesini güçlendirdikçe, fantastik özelliklerin de sayısı ve çeşitliliği artmaya başladı.
Dizinin temel kurgusu, daha önce de söylediğim gibi çizgiromandan epey farklı. Fakat oldukça uzun bir yayın ömrü olan serinin geçmişinden ödünç alınmış bir sürü karakter var. Yine Spoiler olmaması için kimin, kim olduğuna yönelik net bir eşleştirme yapmadan şimdiye kadar hangi karakterlerin yer aldığını söyleyeyim: Felicity Smoak, Constantine Drakon, Deadshot, Wintergreen, Huntress, Frank Bertinelli, Meryln, Black Canary, Speedy, Professor Ivo, Shado, Eddie Fyers, Roy Harper, Count Vertigo, KGBeast, Deathstroke, Sin, The Dodger, Bronze Tiger, vs. gibi bir sürü DC karakteri gördük. Görünmesini beklediklerimiz arasında Lex Luthor, Onomatopoeia, Nyssa Raatko gibi karakterler var. Hatta kendi Spin-Off’u ile arzı-ı endam eden Flash / Barry Allen da Arrow evreninin önemli bir parçası. Zaten fantastik özellikli “süper güç sahibi olmamama” özelliğinin ilk istisnası da çok büyük ihtimalle Flash’tan gelecek.
Uzun bir aradan sonra 3. sezonu başlayan Arrow’un yeni bölümü The Calm’a dönecek olursak eğer; -BUNDAN SONRASI SPOILER İÇERİR- dediğim gibi ben böyle hızlı ilerleyen bir dizi daha henüz görmedim. Bu hız ilgi ve beklentiyi ayakta tutuyor ama dizinin inandırıcılığına da ciddi manada sekte vuruyor. Uzi’den hızlı ok atan bir adamın inandırıcılığı ile ilgili sorununuz yoksa bu çok rahatsız edici olmayabilir, ama özellikle ilk sezonda ilmek ilmek örülen Oliver Queen / Arrow karakterinin bu derece çarpıcı değişiklikleri bir hamlede hazmetmesini ben hoş karşılamadım.
Fan’lerin yoğun baskısı sonucu Felicty ile Oliver arasında bir aşk başlattılar ama, bu ilişkiyi güzel kılan Felicity’nin karşılıksız sevgisiydi. Şimdi Felicity de Oliver’ın diğerleri hiç yokmuşçasına ilgi duyduğu kadınlar arasına girdi; Laurel, Sara, Helena, Shado, Isabel… İkilinin arasındaki o benzersiz ilişki, sıradan bir esas oğlan / esas kız muhabbetine dönüştü. Bir diğer şok edici gelişme de Diggle’ın, daha tam emin olmamakla birlikte, aniden Arrow takımından ayrılması oldu. Hamilelik, tosun gibi bir çocuk, iki ufak trip ve birkaç suçlu avından sonra hop, bir baktık bizim en sağlam yan karakterlerimizden biri olan Diggle, Oliver’a güle oynaya veda ediyor. Diggle’ın oluşturacağı boşluğu ne kızıl ergen Roy ne de at suratlı Laurel zaten dolduramaz. Muhtemelen, Oliver’ın ailesinden geriye kalan tek kişi, Malcom Merlyn’ın kızı Thea da “Speedy” olana kadar trip atmaya devam edecek. Biz de uzun bir süre Roy, Thea ve Laurel’ın bitmek bilmeyen hezeyanlarına tahammül etmek zorunda kalacağız.
Hızlı kurgusu ile MTV klibi gibi olan bu bölümün en büyük bombası, şüphesiz Sara Lance’in inanılmaz ölümü oldu. Karşısına çıkan ve onu oldukça şaşırtan kişinin, siyah oklardan mütevellit Malcolm Merlyn olduğunu düşünüyorum, ama büyük bir ters köşe de gelebilir. Ve muhtemelen Oliver’ın bu sezonki en büyük avı, Sara’nın katilini bulmak üzerine kurulacak. Bir diğer teorim de bu açmazda, her defasında Oliver’a trip atacak bir şey bulmayı başaracak olan Thea’nın, giderek Merlyn safına geçmesi ve ilk bölümde vurgusu yapılan “Vertigo” ile Starling City’e dehşet saçması. Bir şey bildiğimden değil, ama kendisinin uyuşturucu geçmişinin ve lakabının bir şekilde Thea’yı karanlığa sürükleyeceğini düşünüyorum. Muhtemelen Laurel’da kardeşinin kollarında vefat etmesi nedeniyle delirip, intikam yemini edecek ve Oliver’dan özel ders alarak günbegün Black Canary’e dönüşecek.
Yine de Arrow’dan ne çıkacağı belli olmaz. Bakalım önümüzdeki bölümler, Flash / Arrow buluşması ile olsun, Sara’nın katiliyle olsun, Oliver’ın kendi kimliğini bulma kararlılığıyla olsun bize neler gösterecek.
Herkese iyi seyirler.
Sizin tahminlerinize ek yapmak isterim izninizle.
Sara’yı vuranın Merlyn değil de Suikastçiler Birliğinden gelecek yeni karakterlerden biri olduğunu düşünüyorum. Ra’s Al Ghul de yeni sezonda gelecek diye reklamlar dönüyordu.Flasbackler de Uzakdoğuda geçiyor zati.Laurel’in özel dersleri Oliver’dan değil de yeni karakter Wildcat’den alması olası.
Evet, Ra’s Al Ghul ile ilgili olabilir. Sadece Sara ile barış sağlanmış ve kendisi birliğe geri dönmüşken, öldürülmesi biraz daha az olası geldi. Fakat birlikten ayrılışını hiç kabul edememiş birisi de olabilir. Tamamen yeni bir düşman da.
Wildcat’i düşünmemiştim, öyle olursa çok daha iyi olur :)