Ateşli Kızlar Kampta bir Kadir Akgün filmi ama yönetmenin gurur duyduğu bir iş olmadığı ortada… Kadir Akgün Türk sinemasının en ıskalanmış isimlerinden biri… Sinemaya 1969 yılında Ayşecik’le Ömercik filminde yapım amirliği yaparak başlamış ve 1984’e kadar 20’nin üzerinde filmde yapım amiri ve asistanı olarak görev almış. Bir yönetmene dönüşerek kendi istismar filmlerini çekmesi ise 80’ler video manyaklığı zamanlarına rastlıyor. Hepsi de “o kadar kötü ki o yüzden çok iyi” olarak nitelendirilebilecek bir dizi film çekiyor video piyasası için. Lanetli Kadınlar, Vahşet Kasırgası, Yerli Dallas – Kasırga bu filmlerden bazıları.
2000 yılı geldiğinde ise yönetmen can çekişen video piyasasını bırakıp sefil format VCD pazarı için birbirinden ucuz bazı erotik istismar filmleri çekiyor. Bunlardan en çok hatırda kalanı VCD’nin erotik yıldızı olarak ünlenen Yasemin Ünlü ve Sevgi Bayraktar’ın başrolleri paylaştığı Köylü Güzeli… Nihayet bir yönetmen “samanlıkta basılma” fantezilerini peliküle aktarıyor, berbat bir şekilde de olsa…
Erotik bir film çekildiğinden bihaber köylülerin bolca göründüğü yapımın jeneriğinde de “”Balıkesir Güre Köyü halkına ve belediye başkanına teşekkür ederiz” gibi bir ibare konunca ortalık karışmıştı. Muhafazakar Türk köylüsü için eğlenceli bir şaka… Yasemin Ünlü kokain satarken yakalanıp hayatı deşifre edilince Akgün filmleri VCD tezgahlarının yeniden aranan yapımları haline geldi ancak şimdilerde kimse hatırlamaz.
Bu Kızların Yolu Yol Değil!
Ateşli Kızlar Kampta, Kadir Akgün ve kızlar çetesinin en akılda kalan filmlerinden biri… Bu filmle bağlantısız ama benzer konuda bir Kızlar Kampı filmi daha var ama onu henüz izleyemedim. Ateşli Kızlar Kampta filminin başrollerinde Yasemin Ünlü, Dilek Çağlayan, Filiz Akbulut ve Sevgi Bayraktar var. Şehir hayatından bıkmış şortlu ve dolgu topuklu bu dörtlü, ciplerine atladıkları gibi Anadolu’nun ücra bir orman köyünde alıyor soluğu… Arabalarını park edip pazarda şöyle bir dolandıktan sonra ise çay bahçesine girip çay ve arkasından (nedense?) su içerek serinliyorlar. Bu arada nasıl bir filmde göründüklerinden haberi bile olmayan sıradan vatandaşları bol bol kadraja girerken görüyoruz.
Hani ucuz korku filmlerinde, evinin verandasındaki sallanan sandalyede oturan ve oradan geçmekte olan gençlere “oraya gitmeyin orası lanetlidir” diyen ihtiyarlar olur. Ateşli Kızlar Kampta filminde o görevi çay bahçesinin çaycısı üstleniyor. Onun da profesyonel bir oyuncu olmadığı (hangisi öyle ki?) her halinden belli.
Çaycı amca “şu tarafta Çamlıbel bu tarafta hede hödö var” diyerek yol tarifi yapıyor ama kızlar “peki ya şurası” diyerek bir dağın tepesini gösteriyor. Bomba laf o esnada geliyor; -Orası lanetli tepe sakın oraya gitmeyin! Ama kızlar ısrarlı, nedense şehir hayatının stresini minicik şortlarla zirve yaparak çıkarabilecekleri gibi bir fikre saplanmışlar. Bu sırada iki genç adam kızları takip etmektedir. Kızlar huzursuz olurlar ve ciplerine atlayıp giderler. Doğaya ve ormana kavuşan kızlarımız ilk iş olarak üstlerinde ne varsa çıkarıp göle girerler. Burada ikisi iyice coşup bolca öpüşme ve meme ellemeden ibaret bir lezbiyen ilişkiye bile girer. Diğer iki kızımız ise en fazla birbirlerine su sıçratırlar. Sudan çıkan ve giyinen kızlar yollarına devam ederler ama içlerinden biri kaybolur. (Yasemin Ünlü)
Arkadaşlarının başına ne geldiğini merak eden kızların yanına oralarda çobanlık yapan yarı deli bir kambur gelir ve iki adamın arkadaşlarına tecavüze ettikten sonra onu öldürdüklerini söyler. O anlatırken biz de bu sahneleri kameraya çekilmiş haliyle izleriz ve tüm bu aksiyonlar boyunca ucuz bir orgla çalınmış Nothing Else Matters ve Doctor Who tema müziğini dinleriz. Bu müzikleri de arayıp bulduklarını sanmıyorum ya! Herhalde kurgu programında kayıtlı gelmiştir. Kızlar arkadaşlarının cesedini şehre götürmek yerine orada gömerler ve tatile devam ederler! (Bir kadın ve tatilinin arasına hiçbir şey giremez!) Sonra sırayla kızların başına aynı şeyler gelmeye başlar ama katilin deli olduğu çabucak ortaya çıkar. Adam kadınlarla etkileşime geçemediği için şehri terk edip köye gelmiş, dört mini şortlu kadını görünce de uçkuruna sahip olamamış bir tipmiş meğer. Tam Türk işi sapık, mahkemede ağır tahrikten epey bir ceza indirimi alır ancak mahkemeye kadar yetişemiyor.
Sona tek bir kız kaldığında filmin başından beri onları takip eden iki gençten biri kambur deliyle bıçak düellosu yapıp onu öldürüyor. Diğer arkadaşı ise sona kalan kıza aşk-ı ilan edip kırların ortasında onunla halvet oluveriyor. Ah be Kadir Akgün, bir çay içiminde yazmadıysan şu Ateşli Kızlar senaryosunu ben de bu işi bırakırım!
Video İşi Yerli Slasherlar
Ateşli Kızlar Kampta berbat bir film. Ucuz ve istismar edici ama bir çöp film avcısı için tam bir hazine… Film olma haliyle değil ama başka her şeyiyle çok ilgi çekici… Mesela şu sahneye bayılacaksınız; kızlar kuç uçmaz, kervan geçmez denilen dağda eşeğiyle giden bir adama rastlıyor. Adam onlara Lanetli tepeyle ilgili bir sürü korkunç şey söyleyip gidiyor ve kızlar adam gittikten hemen sonra korkup endişe etmek yerine oradaki bir tepeciğe çıkıp göbek atmaya başlıyorlar. Çok saçma! Lanetli tepe ismi de film boyunca değişiyor. Gittikleri yerin adı bir tepe oluyor, bir vadi? Diyaloglar o kadar sığ ki, ayağınızı suya sokmuş bile olmuyorsunuz. Özellikle Sevgi Bayraktar adındaki kadın oyuncunun performansı evlere şenlik…
Yine aynı yönetmenin çektiği Kızlar Kampı adında bir film daha var. 1987 yılında çekilen ve başrollerini Nuri Alço, Orhan Basaran ve Gül Deren’in paylaştığı bir film var. Bu film Ateşli Kızlar Kampta ile aynı senaryoya sahip ancak oyuncular farklı… Buradan da anlıyoruz ki Kadir Akgün, VCD piyasası için kendi çektiği filmi yinelemiş ama bu kez erotizmin dozunu arttırmış. O filmi merak edenler aşağıdaki pencereden izleyebilir. Bu arada Öteki Sinema’nın Daily Motion sayfasına abone olmayı da unutmayın.
Son cümleye gelirsek; Ateşli Kızlar Kampta filmini izledikten sonra evinizdeki video kamerayla film çekip kurgulama hevesine sahip olacaksınız çünkü daha kötüsünü çekmenize imkan yok! Bulursanız ve “ay ben böyle film izlemem”cilerden değilseniz kaçırmayın!
2000 lere gelindiğinde hala daha böyle filmler çevrilmiş mi dedirten tarzda bir yapım. Sanki 80 lerde çekilmiş video çöplükleri gibi….Piyasada bulunmuyordur muhtemelen…2000’lerin başlarında bu tarz çekilen VCD formatında bir sürü kötü erotik-seks film mevcut hepsi keşfedilmeyi bekliyor.
Murat abi neden bu seriye devam etmedin çok güzel anlatmışsın
Kızlar kampı filminin sahne sahne yeniden çekilmiş ikinci çevrimidir iki filmi birlikte izlerseniz tamamen aynısı olduğunu görürsünüz.