University of Kent’ten “Sanat Tarihi” ve “Film Theory”mezunu. Bahçeşehir Üniversitesi’nde seçmeli sinema dersi vermekte. MEHTAP ve OMEGA VATAN isminde iki kısa romanı var. Yeni sinema filmi SAYARA (2024) çok yakında!
Çıplak, sadece seyirciye bir sonraki bölümü izletmek gayesiyle yapılmış bir “içerik” değil, öncelikle sinema hissiyatının ön planda olduğu, bağımsız bir sinema filmidir benim için.
10 sene önce, tam bugünlerde, Öteki Sinema'ya Cannes 2014 başlıklı, epey heyecanlı ve naif bir yazı yazmışım. Geçen hafta tekrar Cannes'daydım. Hem de bu sefer ilk defa ucundan köşesinden festivalin bir parçası olarak.
İşte bu dönemin zirvesinde “Bay Popo” vardı. Gazetelerin sinema sayfalarında kendisinden bu şekilde bahsedilirdi. Filmlerinde özellikle kadınların popolarına odaklandığı için kendisine böyle bir isim yakıştırılmıştı. Bayan Popo Sevtap Parman ile karıştırılmasın.
90’ların başı. Star 1 gelmiş! Her eve renkli televizyon girmiş. Video klipler, çizgi filmler, yarışma programları falan. Ben 10, kardeşim 6 yaşında. Herkeste var, bizde yok. Yasak. Ders çalışılacak.
Sinemaya dair ilk anım Pamukkale’de bir otelin televizyon odasından. Annem, babam ve bir avuç otel müşterisiyle birlikte 1957 yapımı meşhur Kwai Köprüsü’nü izliyormuşuz.
Festivalde ödül için yarışan en iddialı iki filmi ‘Kış Uykusu’nu ve ‘Bay Turner’ı izledim. Ve itiraf ediyorum ki festivalin, hatta yılın en iyi filmi kesinlikle… ‘It Follows’!
Maskeli süper kahramanları çocukluğumdan beri sevmekle beraber, bu çizgiromanları baştan sona okumaya her zaman biraz mesafeli yaklaşmışımdır. Çünkü süper kahraman hikayeleri, jenerasyonlar boyunca çocuklara pazarlanabilir olması adına her türlü naif mantık ve devamlılığın çok ötesinde, sakız gibi uzata uzata, artık pembe diziden
Nam's Angels için oldukça rock n roll ve eğlenci bir film diyebiliriz. Vietnam savaşı, motorsikletler, Vietnamlı fahişeler, uyuşturucu, silahlar, vurulup kanlar içinde oradan oraya uçan düşmanlar...
Sapık demek, Bernard Herrmann'ın harikulade bestesi, Anthony Perkins'in sade ve mükemmel oyunculuğu ve tabi ki Hitchcock'un eşsiz sinematografisi demek...
Filmin aşırı rahatsız edici tempo ve kalabalık sorununu da geçtim, düpedüz rezil hatalar ve 'plot hole' dediğimiz senaryo boşlukları ve ucuzluklar da herşeyin üzerine tuz biber ekiyor.
Kör bir adamın yaşlı annesinin evinde kocasını başka bir adamla aldatan bir kadın ve o esnada küvette erkek kardeşini boğmakta olan kadının evde yalnız bıraktığı küçük kızı… İşte efsane Mario Bava’nın oğlu Lamberto Bava’nın ilk yönetmenlik tecrübesi! Fulci, Argento ve Bava severlerin
Deadly Blessing, 70-80'ler korku sineması sevenler için gözlerine layık bir seyirlik. Wes Craven sinemasının iyilerinden... Nightmare on Elm Street'e giden yolda bir basamak taşı demek bile mümkün...