Kesinlikle Ruh Hastası Bir Film: La Madre Muerta (1993)
La Madre Muerta (ölü anne), kesinlikle ruh hastası bir film olmanın yanı sıra, tüm zamanların kült filmlerinden de biri...
alt kültür sinema yayını
Kelebeğin Dillenişi
Biri su vermiş, biri yemek taşımış, herkes seferber olmuş, tek yürek olmuş diyecekler. O zaman bilecekler, bu bir kelebeğin dillenişidir.
Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir (2011)
Bir an önce Ekümenopolis belgeselini izleyin. Böylece içinde yaşadığınız şehir üzerine daha gerçekçi bir fikre sahip olabilirsiniz.
The Devil’s Rain (1975)
The Devil's Rain, Amerikan mısır gevreği ya da cips paketlerine benziyor; albenisi yüksek ve davetkar ama içini açıyorsunuz, yarısı boş.
Absentia (2011)
1978 doğumlu genç yönetmen Mike Flanagan‘ın 2011 mahsülü Absentia’sı uzun zamandır izlediğim en iyi düşük bütçeli film oldu. Absentia’nın en büyük başarısızlığı ve izlenirliğini düşüren etken, yayınlanan ilk afişinin o berbat hali olsa gerek. Z sınıfı düşük bütçeli bir supernatural teen slasher
Juan de Los Muertos (2011)
Küba devriminden 50 yıl sonra, yeni bir devrim başlamak üzere... Juan de Los Muertos
Possession (1981)
Possession (1981), sürrealden sembolizme çeşitli sanat akımları arasında usulca kayarak yolculuk eden tuhaf bir sinema deneyimi.
El Día de la Bestia (1995)
– Günah çıkarmak istiyorum peder. – Söyle ne yaptın? – Hiçbir şey. Henüz günah işlemedim. Ama işleyeceğim. Yapabileceğim bütün kötülükleri yapacağım. Bask asıllı İspanyalı yönetmen Álex de la Iglesia’nın 2. filmi El Día de la Bestia (Şeytanın Günü), yukarıdaki diyalogla açılıyor. Üstelik
En Suyu Çıkmış 10 Hollywood Klişesi
Hollywood’un Pek Sevdiği Aklı Olanın Hazzetmediği 10 Hollywood Klişesi * ABD ya da İngiliz vatandaşı olmadığı halde herkes gramatik açıdan kusursuz, lakin aksanlı İngilizce konuşur. Aksanlı İngilizce konuşan adam bilin ki yabancıdır. Örneğin adam Transilvanyalı, 14. yüzyılda şatosunda yaşıyor. Ama Erasmus programıyla
Mientras Duermes / Sleep Tight (2011)
Mientras Duermes / Sleep Tight, mutluluktan intikam almanın derdine düşmüş "kötü bir adamın" hikayesini anlatıyor.
800 Balas (2002)
Iglesia filmlerinde sezilen ahlakçı yan ya da politik mesaj verme kaygısı 800 Balas filminde de var. Konu başlı başına politik aslına bakılırsa.
Piranha 3DD (2012)
Piranha 3DD, bir lifeguard'ı canlandıran Knight Rider David Hasselhoff ve çılgın profesör Chistopher Lloyd faktörüne rağmen berbat bir film.
Get The Gringo (2012)
Get The Gringo, beş para etmez bir klişe yığınının yüz milyonuncu kere yeniden çevrimi. Lakin yönetmeni kayda değer bir isim.
La Teta Asustada / The Milk of Sorrow (2009)
Yönetmen Llosa “çözümlenmemiş, vahşi, kişisel ve toplumsal hafıza hakkında” diye tanımlıyor The Milk of Sorrow filmini.
Voyeur – Dikiz – Sanat – Devlet
En kaba anlamıyla voyeur (voyeurism / dikizcilik / röntgencilik), birilerini haberleri olmadan gözetlemeye deniyor.
Lake of The Dead / De Dødes Tjern (1958)
André Bjerke’nin aynı adlı romanından uyarlanan Lake of The Dead ya da Lake of The Damned, 1958 Norveç yapımı kült bir klasik.
Rosario Tijeras (2005)
Rosario Tijeras, belki de en iyi örneği Tanrıkent olan Latin Amerika suç filmlerinden bir başkası. Ancak Tanrıkent’ten etkilenerek çevrilen yığından biri değil.
Los Sin Nombre / The Nameless / İsimsizler (1999)
Los Sin Nombre / The Nameless, okült ve mistisizmle örülü underground cemiyetler üzerine karanlık bir hikaye anlatmayı deniyor.
La Residencia / The House That Screamed (1969)
La Residencia, lezbiyen eğilimler, katı eğitmen, güzel kızlar, çıplaklık, karanlık atmosfer gibi özellikler barındıran bir eurohorror örneği.
Zombiler, Yamyamlar, Açlık, Et, Medeni(y)et
Canlı canlı yenmek… İster vahşi bir yamyam tarafından olsun, ister beyni çıkarmak için kararlı adımlarla yaklaşan bir zombi tarafından; Bernd Jürgen Brandes kafasına sahip olmayan herkesin korkacağı bir durum olsa gerek bu!