Wishman’in afişine bakınca, Müjdat Gezen’in değeri bilinmeyen eşsiz filmindeki ağlak sesli, muşmula suratlı Homoti’yi anımsatan bir yaratık görecek, acaba onun gibi olabilir mi diye heyecanlanacaksınız.
1995 yılında Hindistan'da gişeyi sallamış filmlerden biri olan Ghatothkachudu, çok sevilen türler çorbası, en tutan şeyler karması, içinde moda olan ne varsa olsun bulamacı bir Hint Telugu filmi diye de anılabilir.
Film izlemek tek yönlü kalmadığı ve eserin niteliği ne olursa olsun seyredende duygular, ilhamlar ve düşünceler oluşturabildiği ölçüde değerlenir ve dünyanın en kötü üç boyutlu filmi Robot Monster da en azından bunu başaran bir yapıttır.
Yaratıcı bir işiniz olsun olmasın, “yapay zeka benim işimi nasıl yapabilir ki” diye düşündüğünüz her şey, eğer yeterli kazanç getireceğine inanılırsa, ister dijital yollarla ister insanı yalnızca bir el-kola dönüştürerek yapılabilir.
Judy Blume Forever (2023), günümüzde bile süren sansür baskılarıyla karşılaşan Judy Blume'un yaşamını, okuyucularının gönüllerinde yer edinişini ve onlarla olan eşsiz iletişimini, asıl olarak da baskı ve yasaklamaların üzerinden gelme savaşını anlatan bir belgesel.
Geleceğe pembe gözlüklerini çıkarıp bakan bilimkurgu filmlerinde gökyüzü şehirleri, uygarlığın ulaştığı sınırları ifade ederken bu gösterişin içinde o şehri yapan ve yaşamasını sağlayan yığınlar için ölümcül olan bir düzeni gizlerler.
Türk, karşılaştığı satranç oyuncularının en usta olanlar dışında hemen hepsini yenmiş, Napolyon, Benjamin Franklin, Charles Babbage gibi döneminin ünlü isimlerini topluluklar önünde mat etmiş, endüstri devrimine, telefonun icadına, ilk bilgisayarlara, dedektiflik öyküleri ve fantastik edebiyata esin olmuş dünyanın en ünlü otomatonuydu.
Robocop (1987), Alex Murphy adlı polisin görev sırasında pusuya düşürülüp feci şekilde öldürülmesinden sonra yapay bir bedende yaşama döndürülüşünün öyküsüdür. Filmde, emniyet gücündeki her polisin OCP'ye ait olması ve onların bedenlerini istediği gibi kullanabilmesi, makineye dönüştürmesi, ürünleşen insanın görsel bir abartıyla sunumudur.
Olağan olana ters beğenilere sahip, aynı ölçüde farklı ve zıt yaşam biçimleri olan ailelerin anlatıldığı The Addams Family ile aynı günlerde yayınlanmaya başlayan The Munsters sıradana meydan okuyan bir yaklaşıma sahipti.