1979 yılında İzmir'de doğdu. Yeşilçam etkisiyle başladığı sinema yolculuğunda bir ara Hollywood etkisine girmişse de, çabuk kurtuldu. Sanat toplum içindir diye düşünür ve yeni nesil Türk yönetmenlerini gönülden destekler.
Film erkek egemen bir dünyayı göstermektedir. Kahramanı koruyan ve ona yardım eden dişi varlık Ariadne figürü dışında kadınların olmadığı bir dünya resmedilir.
Filmin polisiye türünde Türk sinemasında ilk ve tek olduğunu söyleyebilirim. Güncel politik tartışmalara girmekten ve halkın yanında durduğunu göstermekten çekinmeyen başka bir filmle karşılaşmadım.
Brandon ve Philip isimli iki arkadaş, kendi hayat görüşlerine uymadığını düşündükleri bir arkadaşlarını filmin henüz ilk dakikasında iple boğarak öldürürler.
Nazım Hikmet için birileri ‘’keşke kaçmasaydı’’ der demez Rahmi Eyüboğlu ‘’Sen hiç öldün mü, arkadaş?’’ diye sorar ve “ölüm” karşısında tek bir davranış şekli olmadığını söyler.
Robin Hood denince, ormanları mesken tutarak, zenginden alıp fakire veren, kötü kalpli yöneticilere dünyayı dar eden ve bir mil mesafeden attığı okla hedefi tam ortasından vurabilen romantik bir kahraman akla gelir.
Kültür endüstrisi ürünlerinden olan ve bir kurtarıcının zorunlu olduğunu işleyen The Matrix, kitlelerin bağlı oldukları zincirin farkına varmamaları, varsa da kurtuluş yolunu bulamamaları için bu zincire büyük bir halka daha eklemiştir.
Stagecoach filminde yedi yolcusuyla birlikte yola çıkan ve Kızılderililerin “isyan” etmesiyle birlikte savaşın ortasında kalan posta arabasının, yoluna devam edip etmemesi için yolcular oylama yapar.
Karanlıkta Uyananlar, güneş doğmadan işe gitmek üzere evden çıkmak zorunda kalan insanların yaşadığı zorlu hayatı ve içinde bulundukları ‘’karanlıktan’’ uyanışını anlatır.
Üç saati geçen süresiyle o güne dek çekilen en uzun film olan D.W. Griffith’in 1915 tarihli The Birth of a Nation’un Hollywood’un standartlarını belirlediği genel kabul gören bir yaklaşımdır.
"Kadın filmi" olduğunu iddia eden ama seyirciyi klişeler, ucuz ve sıradan simgeler, Hollywood taklidi sahneler yağmuruna tutan bir eser; Kusursuzlar...
Başrollerini dönemin en ünlü oyuncuları Humphrey Bogart ve Ingrid Bergman’ın paylaştığı ve sinema tarihinin en önemli filmlerinden biri olan 1942 yılı yapımı Casablanca filmine dair alternatif bir okuma...