1979 yılında İzmir'de doğdu. Yeşilçam etkisiyle başladığı sinema yolculuğunda bir ara Hollywood etkisine girmişse de, çabuk kurtuldu. Sanat toplum içindir diye düşünür ve yeni nesil Türk yönetmenlerini gönülden destekler.
Gurbet Kuşları filminin o kadar çok ucuz taklidi yapılmıştır ki, filmin asıl misyonu İstanbul’un ne kadar kötü olduğunun Anadolu insanına anlatılması olmuştur.
Kaynağı belirsiz zenginliğin kabullenilmesi ve emek sömürüsünün gizlenmesini sağlayan, zihinleri geriletici ve asıl amacı gerçeği gizlemek olan kültür endüstrisi ürünü bir filmdir Hayat Mı Bu.
1965 yılında ikincisi düzenlenen Altın Portakal Film Festivalinde en iyi film ödülünü alan Turgut Demirağ’ın Aşk ve Kin isimli filminin gerek o dönemde gerekse günümüzde ödülü asla hak etmediği konusunda bir fikir birliği oluşmuş durumdadır.
Başkanın koruma ekibinin liderliği yapan Mike Banning isimli gizli servis ajanı, işinde olduğu kadar başkanın ailesiyle olan ilişkilerinde de başarılıdır.
Martin Scorsese tarafından kurulan World Cinema Foundation (Dünya Sinema Vakfı) tarafından 2007 yılında onarılarak dünya “kültürel mirasına” hediye edilmiştir.
Lütfi Akad’ın “göç üçlemesi” adını verdiği ve birer yıl arayla çektiği filmlerin ilki Gelin, Türk sinemasının en iyileri arasındaki yerini her zaman koruyacak muhteşem bir filmdir.
Ülkemizde ‘’Kahraman Şerif’’ adıyla bilinen High Noon, güçlü kadrosuna ve aldığı ödüllere karşın sinema yazarı Andre Bazin tarafından "keşfedilinceye" kadar unutulmuş bir filmdir.
Mulholland Dr. bir başyapıttır, modern Batı’nın dünyaya dayattığı hastalıklı kapitalist düşüncenin girdabında sıkışıp kalan insanların çıkmazlarının anlatıldığı bir peri masalı tragedyasıdır.
Erdem Tepegöz'ün ödüllü filmi Zerre, havada asılı toz taneleri kadar önemsiz sayılan hayatlara, ayakta kalma çabasına ve emeğin sömürüsüne ışık tutuyor.