MS 41. yüzyıl… Günlerini uzay gemisinde striptiz yaparak geçiren uzay gezgini dişi kahramanımız Barbarella, bir gün yine yerçekimsiz ortamda striptiz yaptıktan sonra (ki genelde film bu sahnesiyle hatırlanır) Dünya Gezegeninin Başkanı’ndan bir telefon alır. Başkan , Barbarella’ya pozitron ışınının mucidi olan genç profesör Durand Durand’in Tau Ceti gezegeninin civarında kaybolduğunu ve onu bulması gerektiğini söyler. Bunun üzerine Barbarella , Tau Ceti’ye doğru yola koyulur.Dişi kahramanımız , Prof. Durand Durand’i ararken başını türlü türlü belaya sokmayı da unutmaz tabi. Kendini bu belalardan kurtaranlarla minnet göstergesi olarak sevişmeyi de ihmal etmez.
Peki nedir ”Barbarella”yı bu kadar özel kılan? Yaklaşık 10 saniye gibi bir sürede elbise değiştirebilmesi mi? Hiç sanmıyorum. Bana göre bu filmi bu kadar özel kılan şey filmin pek çok farklı şekilde okunabilmesidir.
”Silah mı? İnsanlar neden silah icat eder ki?”
”Çıplak bir vahşi gibi silahlıyım.”
Bu repliklere bakıldığında ”Barbarella” pek ala bir savaş karşıtı film olarak ele alınabilir.Ki film gösterime girdiği yıllarda savaş karşıtı çevreler tarafından da oldukça desteklenmiştir. Öte yandan gelecekte cinsel ilişkinin hapla gerçekleştirilmesi ise şüphesiz modern cinselliğe bir eleştiridir. Tau Ceti’de bulunan garip varlıklar da ”Barbarella”nın keskin bir zeka ürünü olduğunun göstergesidir. Kör bir melek , bedenleri olmayan sadece deriden oluşmuş Kara Muhafızlar , metal dişleriyle Barbarella’yı ısıran oyuncak bebekler (”Child’s Play”in bu fikirden ortaya çıkmış olduğu da apaçık ortadadır), negatif iyonla yani kötülükle beslenen sıvı haldeki organizma Mathmos , içinde erkek bulunan bir nargileyi içen kızlar (Barberalla bu kızlara ne yaptıklarını sorduğunda: ”Erkek özü içiyoruz.” diye bir cevap almıştır)… Bu liste daha uzayıp gider.
Prof. Durand Durand’in, 80lerin hit grubu Duran Duran’a, kötülükle beslenen Mathmos’un da genelde Björk’ün şarkılarına remix yapan grup olan Matmos’a isim babası olduğu apaçık ortadadır. Barbarella’ya hayat veren Jane Fonda’ya gelince , o daracık kıyafetlerin içinde etkileyici bir performans sergilemiş. Şöyle beni sıkmayacak , yer yer de beni güldürecek hafif bir şeyler izleyeyim.” diyorsanız ”Barbarella” tam size göre. Ayrıca ”Öteki Sinema” hayranları için de bulunmaz Hint kumaşı gibi bir film.
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Murat Tolga’nın notu:
Dedective-xxx’e bu güzel Barbarella yazısı için çok teşekkür ediyoruz. Benim de usumda oldukca yer etmiş bir film olduğu için yazıyı destekleme amaçlı bazı girdilerde bulunmak istiyorum.
Barbarella aslında bu türe pek de meraklı olmayan Bohem yönetmen Roger Vadim’in yaptığı bir erken dönem “comics” uyarlaması… Tabi i Vadim parmağının değmesi sebebiyle Barbarella farklı bir şekilde orjinal olmayı seçmiş, bilinçli bir kitsch duygusunu kendine kimlik edinmiş uzun bir tribal çalışma…
1968 yılının batılı yaşam temasına uygun olarak özgür ve suçluluk duygusundan arınmış seks fikri filmin her karesine sinmiş ve karakter isimleri dahi seksi çağrıştıracak şekilde kodlanmıştır. (Baş erkek karakter Dildano: Dildo.)
Barbarella, şu aralar Robert Rodriguez tarafından yeniden çevrimi düşünülen zaman içinde olgunlaşmış ve yüceltilmiş bir kült filmdir. Her sinefilin mutlaka arşivinde bulunması gereken bu filmi Jane Fonda’nın güzelliğine hayran kalarak seyredeceksiniz.[/box]
Barbarella Posterleri
Çok eğlenceli, arşivimden hiç çıkmayacak bir film. Jane Fonda’dan ise hayat fışkırıyor. Bununla beraber, Vaidim’in bir dönem gözdelerinden Brigitte Bardot’lu bir halini de izlemiş olmayı isterdim. Dönemi için cüretkar sayılsa da bugün oldukça masum ve naif görünüyor. Ben de bu tarafını seviyorum.