U2’dan Nick Cave’e, Pj Harvey’den Massive Attack’a sevilen popüler isimleri bir araya toplayan bir soundtrack albüm Batman Forever… 90’ların en iyi toplama albümlerinden birisi olan Batman Forever Soundtrack filmi ister sevin ister sevmeyin baş tacı edilmeyi hak ediyor.
90’ların soundtrack albümlerinin tadını hiçbir şey tutmuyor. Bu net bir şekilde söylememin sebebi beklide 90’lara olan ilgim sevgim saygım ancak film soundtracklerine baktığımızda hala aklımıza kazınan şarkıların da en çok bu dönemde çıktığını inkar edemeyiz. Jerry Maguire’dan Armageddon’a, Leon’dan Blade’e inkar edemeyeceğimiz soundtrack hazineleri önümüzde… Bunun değerini de en iyi yine o dönemde sinema salonlarını doldurmuş soundtrack albümlerini filmden hemen sonra koşarak almış 80-90’lar gençliği bilmektedir. Çünkü o zamanlar ne internet vardı ne şimdiki gibi imkanlar. Mecburen bir plakçıya kasetçiye uğramanız gerekiyordu. Ve doğal olarak o zaman aldığınız albümlerin de hayatınızda çok farklı bir yeri oluyordu. İşte Batman Forever soundtack de benim hayatımda önemli yere sahip albümlerden birisidir.
Tim Burton’ın ilk iki Batman’inden sonra Batman efsanesinin beyazperdedeki dönüm noktası sayılan Batman Forever bir çok kesim tarafından sevilmese de ben de ayrı bir yeri vardır. Amma iyimser bu adamda ha! Diye düşünebilirsiniz ancak 95 senesinde vizyona giren bu film benim heyecanla sinemaya koşturmam, akabinde heyecanla soundtrack albümünü kasetçiden almam gibi güzel anıları barındırıyor. Bu bağlamda yerinin özel olduğunu yadırgayamam.
Soundtrackin açılış parçası, filmin sonunda jenerik ile karşılaştığımız U2’nun “Hold Me, Thrill Me, Kiss Me, Kill Me”… Bu parça U2’nun (benim açımdan) en kaliteli parçalarından birisidir. Kışkırtıcı ve bir o kadar eğlenceli… 90’lı senelerde birbirinden efsane şarkı ortaya çıkarmış U2’nun Batman Forever’a verdiği bu şarkı yıllarca unutulmayacak türden… Hemen peşine gelen rock müziğin vahşi kızı PJ Harvey yorumu “One Time Too Many” albümün nasıl bir tatta olacağının sinyallerini veriyor. Alternatif rock-grunge tadında, 90’ların o tozlu tadını alabileceğimizi hissettiriyor adeta. Pj Harvey’in etkileyici sesinden kendinizi alamamışken Brandy’nin “Where Are You Now?” ile karşılaşıyoruz. Albümün konseptine o kadar uyuyor ki bu şarkı, tıpkı diğer tamamlayıcı ögeler gibi sanki filmin tınısal bir taşı gibi yerine ‘cük’ diye oturuyor. Hafif ve etkileyici bu parça eşliğinde ‘acaba bir kadeh şarap içsem mi’ diye de düşündürüyor.
3. parça ise 90’lara damgasını vuran ve gittiğimiz pek çok cafe/restoranda kulağımıza çalınan Seal’dan “Kiss from a Rose”… Biliyorum ki filmi izlememiş kişiler de bile derin izler bırakmış bir parçadır kendisi. Herhalde 90’larda sizi en çok etkileyen şarkılar hangileridir diye bir soru sorulsa “Kiss from a Rose” ilk 5’te yer alacaktır.O nedenle –sanmıyorum ama- dinlemediyseniz bile bu albümün incisi diyebileceğim bu şarkıyı ısrarla tavsiye etmekteyim.
Ardından efsane trip-hop grubu Massive Attack ve üzerine kadife sesli Tracey Thorn yorumu “The Hunter Gets Captured by the Game” ile karşılaşıyoruz. Belki de içimin en çok cız ettiğiı noktalardan birisi de bu şarkıdır. Bu şarkı benim için efsanedir ancak değerinin yeterince bilinmediği kanısındayım. Mükemmel bir müzik ve üzerine insanı uyuşturan ağır doz etkisindeki vokali ile kesinlikle 90’lı yılların en iyi işlerinden biri diyebileceğim parça, hala açıp dinlediğim eserlerden birisidir. Sonrasında bir bakıyoruz, beynimize kurşun gibi saplanan Eddi Reader yorumu “Nobody Lives Without Love” ile karşılaşıyoruz. Bir insan hangi kafayla bu kadar mükemmel bir şarkı yazar/söyler bilemiyorum ama bu şarkı benim ergenliğime denk geldiğinden kendisi bira ve aşk acısı dahilinde dinlediğim benim için çok önemli yere sahip parçalardan birisidir. 90’larda beni derinden etkilemiş parçalardan birisidir ve Eddi Reader bu parçadan sonra nasıl popüler olamadı aklım bir türlü ermiyor! Hakkının ciddi bir şekilde yendiğini düşünüyorum ama yine de benim hayatımda önemli bir yeri vardır parçanın ve kimse değerini bilmese bile benim hafızamda kıymeti ölene dek bilinecek.
Sountrack keyifli bir şekilde akarken hemen akabinde mini mini tatlı sesiyle Mazzy Star çıkıyor karşımıza. “Tell Me Now” düşük temposu ile bizi down bir moda sokarken keyif de vermiyor değil hani. Mazzy Star şeker yorumuyla bizi mest ettikten hemen sonra 90’lar gençliğinin efsane punk gruplarından The Offspring bizi selamlıyor. “Smash It Up” adlı parça tam da The Offspring’den beklenen haşarı güzel bir parça.
Arkasından gelen efsane isim Nick Cave parçası “There Is a Light” bizi resmen çiviler nitelikte bir parça. Nick Cave’in o eşsiz vokali bir yana müziğin verdiği haz ile kendimizden geçiyoruz. Peşine Method Man’den gelen “The Riddler” yorumu filme de soundtracke de yakışanm bir parça. Bunu dinlediğinizde daha iyi anlayacaksınız keza ben dinlerken The Riddler’ı canlandıran Jim Carrey ve hareketlerini düşünmüşümdür hep. O nedenle albümde film ile doğrudan uyuşan/tamamlayan parçalardandır gözümde.
Şimdi ise bir efsaneden bahsetmek istiyorum, kendisi hayatını kaybetmiş olsa da müthiş bir Iggy Pop coverı ile damgasını 90’lı yıllara vurmuş bir insandır. Michael Hutchence kurucusu olduğu INXS grubu ile mükemmel işlere imza atmış efsane bir müzisyendir. 1997 yılında hayatını kaybeden ünlü şarkı sözü yazarı/vokalist göçmeden önce gerçekten hayranlarına güzel bir cover bıraktı kanısındayım. Hala dinlerken tüylerimi diken diken eden The Passenger yorumu yıllar geçese de hafızalardan silinmeyecek türde bir iş ve albümün öne çıkan parçalarından birisi kesinlikle.
The Devlins adlı grup “Crossing the River” ile hemen The Passenger coverından sonra selamlıyor bizi. Bu şarkı The Passenger sonrası resmen nokta atışı bir parça olmuş diyebilirim. Peş peşe dinlendiğinde o zincirleme uyumu hissetmemenize imkan yok. “Crossing the River” gerçekten çok kaliteli bir parça ve The Devlins’ın (her ne kadar çok tanınmasa bile pek çok albümü mevcut) açık ara en iyi işlerinden birisi. The Devlins’ı 2004’te yine ‘Closer’ soundtrack’e ‘World Outside’ adlı harika bir parça vermiştir, onu da mutlaka dinlemenizi öneririm.
Sunny Day Real Estate’in müthiş yorumu ‘8’ ve akabinde The Flaming Lips eğlenceli şarkısı “Bad Days” ile albüm sona eriyor. Filmi sevmiş ya da sevmemiş olabilirsiniz ancak 90’lı yılların bana göre en kayda değer albümlerinden biri olan bu soundtrack’i es geçmemenizi öneririm. O yılların gri tonunu hissetmek, çocukluğunuza dair bir parça bulmak istiyorsanız Batman Forever soundtrack biçilmiş kaftan.
Egemen Tokatlıoğlu
Bu filmin score albümü de iyi, onu da tavsiye ederim. Elliot Goldenthal’ındı sanıyorum. Batman & Robin de onun score’unu kullanıyordu ayrıca. İkisinin de filmlerin aksine kalitede scoreları var…