Bir İthal Doktor Dizimiz Daha Oldu: Hekimoğlu

18 Aralık 2019

Hekimoğlu hastane koridorlarında kaç bölüm dolaşabilecek?

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, “beni Türk hekimlerine emanet ediniz” demiştir ama iş doktor dizisi çekmek olunca dizi sektörünün yerli üretimi yoktur, tek bildiği ithal etmektir. Grey’s Anatomy’den Doktorlar, ER’dan Acil Servis, The Good Doctor’dan Mucize doktor derken sıra geldi başrol oyuncusu Hugh Laurie’nin müthiş performansı yüzünden kimsenin ellemeye cesaret edemediği House MD’den Hekimoğlu yapmaya…

House MD dizisinin yerli uyarlaması olan Hekimoğlu, dün akşam Kanal D’de başladı. Dizinin başrolünde, “Dr House” muadili “Hekimoğlu” karakteriyle Timuçin Esen yer alırken, dizide Esen’e; Okan Yalabık, Ebru Özkan, Kaan Yıldırım, Aytaç Şaşmaz ve Damla Colbay eşlik ediyor. Yönetmenliğini Hülya Gezer’in yaptığı dizinin hastane sahneleri de Okan Üniversitesi hastanesinde çekilmiş.

Dizinin ilk bölümünde hemen fark edilen şey, bunun bir uyarlama değil de tıpkısının aynısı bir yeniden çevrim olduğu. House’un ilk bölümünü açın sonra da Hekimoğlu’nu izleyin. Diyalogların bile neredeyse aynı olduğunu fark edeceksiniz ama dizinin senaristi Banu Kiremitçi Bozkurt, başarılı bir yerelleşitirme yapmış. Hekimoğlu ve İpek Tekin’in hastane koridorlarındaki atışmalarında (Orijinalinde Mick Jagger’dan) Orhan Gencebay şarkılarından atıf yapmaları keyifliydi.

Eczacıların ağzından çok duyduğumuz eşdeğer ilaç diye bir şey var. Nedir eşdeğer ilaç? “Eşdeğer ilaçlar, referans ilaçlarla aynı özelliklere sahip olduğu, dolayısıyla, hasta üzerinde aynı tedaviyi sağladığı bilimsel çalışmalarla kanıtlanan ve referans ilaçların koruma süreleri bittikten sonra satışa sunulan ürünlerdir. Bir eşdeğer ilaç, referansıyla aynı etkinlik, kalite ve güvenilirliktedir” diyor Google… Peki, Dr. House’un eşdeğeri sayabileceğimiz Hekimoğlu gerçekten öyle mi? Timuçin Esen, Hugh Laurie yerine, “bu da olur” diyerek yutabileceğimiz bir hap mı?

House MD’de, hastaneye getirilen bir vakayı, gizemli bir cinayeti çözer gibi çözen ekibi, aralarındaki flört gerilimini, çekişmeyi ve dayanışmayı izlemeyi seviyordum. Hekimoğlu da bu reçeteyi bozmadan sürdürecek gibi görünüyor. Ayrıca bu dizide, Türk dizilerinde giderek alışkanlık haline gelen, öne 2-3 kartpostal yüzü dizip arkayı ustalarla destekleme formülü tersine çevrilmiş. Eski zamanlardaki gibi ustaları izliyor, kalan zamanda da gençlerin kendi aralarındaki etkileşime odaklanıyoruz. Tarık Akan’ın unutulmaz dizisi Koçum Benim (o da Beyaz Gölge uyarlamasıydı) buna güzel bir örnektir. Her yaşın izleyicisini çekmek için bu daha doğru bir biçim.

blank

Timuçin Esen iyi oynuyor, taklide düşmeden etkileyici bir oyun veriyor. Okan Yalabık’ı izlemek her zaman keyifli ve Ebru Özkan, İpek Tekin karakteri için nokta atışı bir seçim olmuş. O da çok başarılı. Gençler de iyi ama ilk bölümde öne çıkan Gal Gadot’u anımsatan yüzüyle Damla Colbay oluyor. Bölüm finalinde Hekimoğlu ile yaptığı konuşma, ülkemin gençleri için ufuk açıcı olabilir.

AB grubu odaklı bir iş olan Hekimoğlu ilk bölümüyle o seyirciyi tavlamış gibi görünüyor. Dizi AB’de geceyi Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ın önünde bitirdi ama dizinin en büyük sorunu süresi olacakmış gibi görünüyor. 44 dakikalık House MD bölümünü 120 dakika yani 3 katı sürede çekmek bazı anlardaki duygunun sünerek etkisini kaybetmesine yol açmış. House MD’nin stresli bir saat gibi işleyen ritmi bozulmuş. Örneklemek gerekirse; Hekimoğlu’nun, her şeyi bildiğini sanan hastaya, koridordaki bonibon makinesinden alıp verdiği plasebo ilaç sekansı bölümün genel duygusuna ters ve çok uzun. Aslında çok uzadığı için öyle…

Bakalım Hekimoğlu kaç bölüm daha hastane koridorlarında dolaşacak? Bu haliyle keyifli, alternatif bir iş olmuş diye düşünüyorum. Herkesin birbirini sevdiği ve başkalarıyla seviştiği vıcık vıcık aşk hikayelerinden, 2019 yılında hala töre diye bağırıp bekaret:namus diye yanlış kodlamalar yapan dizilerinden fazlasına ihtiyacımız var. Hekimoğlu oradaki boşluğu Mucize Doktor’la birlikte güzelce doldurabilir. Oyunculuğu, görüntüsü, ışığıyla takip edilesi bir iş. Keşke daha kısa olabilseydi.

Sıradaki yazı, iddialı Netflix projesi Atiye’ye gelecek. Bakalım Dağ (Beren Saat) ne doğuracak? Ay Yapım’ın Dijital platforma çektiği ama nihayetinde Star’a transfer olan Halit Ergenç’li Babil’i de merak ediyorum.

MURAT TOLGA ŞEN – murattolga@gmail.com / sosyal medya: @murattolga

blank

Murat Tolga Şen

Murat Tolga Şen, sinema eleştirmeni, senarist ve oyuncudur. Öteki Sinema'nın kurucusudur ve OFCS (Online Film Critics Society) üyesidir. 2012-2023 yılları arasında Medyaradar sitesinde TV sektörüne dair eleştiriler kaleme almış, 2014-2016 sezonunda Okan Bayülgen’in Dada Dandinista adlı programının yazı grubunu yönetmiştir. Ayrıca 2017-2019 yılları arasında Antalya Sinema Derneği’nin danışmanlığını yapmış ve 2014-2023 yılları arasında Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası’nda oyunculuk yapmıştır. Şen, "Bir Notanın Hikayesi" adlı belgeselin senaryo yazarı ve "Bir İz - Madımak" belgeselinin danışmanıdır. Yazılarına Beyazperde ve Öteki Sinema'da devam etmektedir.

1 Comment Bir yanıt yazın

  1. Artık hayal gücümüz tükendi sanırım, kolaycılığa alıştık, yapılmışı tutmuş işler varken yeni maceralara risklere ne gerek var ki …

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

80’ler Fantastiğine Dönüş: Stranger Things

80'lere büyük bir saygı duruşu olan Stranger Things başta bizim
blank

Penny Dreadful İçin Bir Ağıt

3 yıldır Pazarlarımızın (Türkiye’de Pazartesi) daha grotesk ve utanmaz geçmesini