blankJohn Fasano’nun yönetmenliğini yaptığı 1988 yapımı Black Roses 80’ler korku filmlerinin izinden giden, Amerika’nın metal müziğe tavrını eleştiren bakışı ile ilginç ve güzel bir eğlencelik. Özellikle Heavy Metal severler tarafında efsane olmuş sountrack’i ile de hem göze hem kulağa hitap etmesini biliyor. (Göze hitap genelde baştan çıkarıcı kızlar ile yapıldığını belirtmeme bilmem gerek var mı?)

Konuya gelecek olursak, çıkardıkları albümle büyük bir başarı kazanan Black Roses grubu Amerika turnelerine ufak ve muhafazakar bir kasaba olan Mill Basin’de başlamaya karar verirler. Bu minik Amerikan kasabası fazla dışa açılmamış, dinine bağlı, düzgün, sevimli, suça bulaşmamış örnek vatandaşlardan oluşmaktadır. Ancak bu grubun geleceğini duymaları kasabada “eyvah namus elden gidiyor” tepkisine neden olur. Tüm bu tepkilere aldırmayan vali ve okulun kafa öğretmeni seri olarak verilecek konserin ilk günü kasabanın ileri gelenleri ile izlemeye gider.

Black Roses konser alanına çok şık sahne kıyafetleri ile çıkar ve bir süre duygusal melodiler ile takılırlar. Yaşlılar sıkılıp konser alanını terk edince ise sahne bir anda değişir ve grup derileri çekerek hair metal’in en güzel örneklerini vermeye başlar.

Konserler günlerce sürerken kafa öğretmenimiz gençlerdeki değişimi fark etmektedir. Geceleri sokağa çıktığında hiç tanımadığı tipler yollarda kavga etmekte, sınıfındaki gençlerin aileleri öldürülmektedir. Konunun üstüne giden öğretmen, konser alanına sızınca gerçeği görür. Black Roses grubu aslında müziği ile insanları kendileri gibi birer iblise çeviren şeytanın tohumlarıdır. (Nası tanım yaptım ben bile anlamadım.)

Film aslında muhafazakar Amerika’nın radikal müzik türlerine karşı tutumu ile dalga geçerken başka bir gözle izlenirse de onları haklı da çıkarıyor. İçindeki ironiyi anlamayanlar için Heavy Metal karşıtı bir film olduğu bile söylenebilir. Muhafazakar toplumlarda ironi yüzünden insanların suçlu durumuna düşürülüp, öldürüldüğü düşünülürse konunun ne kadar bıçak sırtı olduğunu anlamakta fayda var.

blank

Ancak o zamanın yöneticilerinin heavy metal’e bakış açılarını bildiğimizden bana çok eğlenceli geldi bu yapım. Tam da wasp’ı toplum düşmanı gören o zamanki yönetim ile kafa bulan bir yapısı var. Aslında filmi seyrederken aklıma Eurovision ile parlayan saçma Lordi grubu da geldi. Bu filmi seyrederken grubun temelini bir pizza ve bira partisi sırasında atmış olabilirler.

Filmin efektleri saçmaladıkça güzelleşiyor. Babanın çocuğu odasına yollayıp Black Roses plağını kapatması, plağın ve pikabın yaratığa dönüşüp babayı hoparlör vasıtası ile yutması gibi nasıl bir beyin tarafından yaratıldığı meçhul sahneler var.

Filmin çok zor bulunan soundtrack’indeki parçalar ise şöyle;

  • Bang Tango – “I’m No Stranger”
  • Black Roses – “Dance on Fire”
  • Black Roses – “Soldiers of the Night”
  • Black Roses – “Rock Invasion”
  • Black Roses – “Paradise (We’re on Our Way)”
  • David Michael-Phillips – “King of Kool”
  • Hallow’s Eye – “D.I.E.”
  • King Kobra – “Take It Off”
  • Lizzy Borden – “Me Against the World”
  • Tempest – “Streetlife Warrior”

Grubun bateristinin de Carmine Appice olduğunu söyleyeyim.

Sonuçta 80’lerin korku filmlerini seviyorsanız, heavy metale gönül vermişseniz o zamanın derileri çekmiş ergen metalcilerini görmek için bile bu filme göz atmalısınız. Sıkılmama garantilidir.

blank

Masis Üşenmez

1979 İstanbul doğumlu yazar ilk sinema deneyimini Superman ve Star Wars’la yaşayıp kendini çizgi roman ve bilim kurgu dünyasına atar. 2006 yılında "Öteki Sinema" kadrosuna katılır ve sitenin gelişiminde önemli rol üstlenir. Halen Öteki Sinema'da editörlük ve Cinedergi'de yazarlık yapmaktadır.

1 Comment Leave a Reply

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Tuhaf Ama Çok Tuhaf Bir Film: Aswang (1994)

Wrye Martin ve Barry Poltermann’ın birlikte yönettikleri Aswang, kesinlikle izlenmesi
blank

Pandorum (2009)

Pandorum tür meraklılarına rahatlıkla önerilebilecek bir film. Bu tarz filmler