Abdurrahman Öner’in 2012’de yazıp yönettiği kısa film Buhar, Türkiye’de kısa film deyince ilk akla gelen filmlerden biri. Katıldığı altmıştan fazla festivalden otuzun üzerinde ödülle dönen Buhar, 2015 yılında yürütücülüğünü yaptığım “En İyi 10 Kısa Film” projesinde en yüksek puanı alan iki filmden biriydi. Filmin çok sayıda festivale katılması ve aldığı ödüller merak edenlerin sayısını da arttırdı. Aslında bu merakın sebebi benim gözlemlerime göre filmin biçimiydi. Buhar filmi gücünü “ne anlattığından çok nasıl anlattığıdan” alıyor. Sanat zaten bu değil mi?

blank

Abdurrahman Öner geçtiğimiz Nisan – Mayıs aylarında Antalya’nın Elmalı ilçesinde Ay Dede isimli ilk uzun metraj filmini çekti. Hazırlıklarının bir kısmında ben de yer almıştım. Sette de çalışacaktım ama Çok Kısa Filmler Festivali’nin hazırlık dönemine denk geldiği için sette bulunamadım. Senaryodan ve ön hazırlıklardan anladığım kadarıyla 2018’de iyi bir uzun metraj film de izletecek bize yönetmen.

Buhar, 35 mm çekilen son kısa filmlerden biri olabilir. 35 mm çekilmesi yönetmenin zengin olduğuna dair bir takım söylentilerin de çıkmasına neden oldu. Abdurrahman’la yaptığımız bir konuşmada bu konuyla ilgili şöyle demişti: “Filmi 35 mm çekmeye karar verdiğimde telefon rehberimdeki herkese mesaj atıp para istedim.” Yine aynı sohbetin içinde filmin ilham kaynağının Tarkovski olduğunu da söylemişti. Otuza yakın tekrar çekimin yapıldığı Buhar’ın aslında yönetmen için olmamış bir kopyasını izliyoruz. Filmi izleyen neredeyse herkesin sorduğu bir soruya cevap vereyim: Filmde göreceğiniz aynadaki buhar efekt değil, el emeği göz nuru. Zaten tekrar sayısını arttıran en büyük sorun da aynadaki buharın zamanlamasıymış.

Türkiye’nin en önemli 5 kısa filminden biri olduğunu düşündüğüm Buhar, artık internetten izlenebiliyor. İyi seyirler!

İzleme linki: https://vimeo.com/76375782

blank

Sidar Serdar Karakaş

Çok küçükken kiralık VHS’lerden dayısıyla birlikte zombi filmleri izledi. Zombilerden çok korktu. Büyüyünce o filmleri George A. Romero’nun yaptığını öğrendi. Üstada hayran oldu. Sinema öğrencisiyken Andrzej Zulawksi filmlerini keşfetti. Zulawksi filmleri ona her zaman güç verdi. En zor anlarında kurtarıcı filmi Possession (1981) oldu. 2006 yılında Öteki Sinema’yı düzenli okumaya başladı. Korku filmlerini ve B Filmleri burada sevdi.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Kısa Film: Still Life

Still Life, seyirciye pençesini geçiren, film bittikten sonra da seyircinin
blank

Kısa Film: Sapak

Sapak, gerçek bir hikâyeden esinlenmiş. Sosyolojik yapısından dolayı ülkemizde çok