blank“The Servant boys in Hell” “Cehennemin Uşakları” Türkiye’de asla sinemalarda gösterilmemiş fakat video piyasasının toz dumanı arasında, önüne ne çıkarsa tüketmek isteyen aşırı iştahlı bir seyirci tarafından oldukca talep görmüş bir film.

Filmimiz Vietnam Savaşının bitişi ile başlayan “Kayıp Amerikalı askerler” klişesini aynen uyguluyor. Stallone’li Rambo, Norris’li Braddock filmlerinin şablonu üzerine kurulmuş ve buram buram ucuzluk kokan B formatı ile tam ağzımıza layık bir yapım olduğu ve Türkiye dahilinde ne net ortamında ne de basılı olarak hiç bahsi geçmeyen bir yapım olduğu için incelemeyi ve paylaşmayı uygun gördük.

Konu basit: Her zamanki lakırdı olan “Evet orada askerlerimiz var ama kurtaramayız! hem pahalı olur, hem de Amerikalılara yakışmaz…” diyen korkaklar sürüsü kahramanlarımızı ateş hattına sürer. Hazırlıksız bir şekilde göreve gönderilen kahramanımız, yolculuğu sırasında esir düşecek fakat zalimlerin elinden kaçmayı başaracak, patlayıcıları limana götürüken tekrar aynı adamlara yakalanacak ama yine kaçmayı başaracak! Sonra tekrar kaçtığı kampa geri dönecek çünkü bir zamanlar haşarı bir komando iken en iyi arkadaşı olan kişinin orada esir olduğunu farkedecek! (Bu kadar zeki birinin böyle bir görevi almasına şaşırmamak lazım!) ve dostunu kurtarmaya çalışacak!

blank

Güney Vietnamlı acemi askerler – Savaşı kaybetmelerine şaşırmamak lazım!

blank
-Ben Hiro Nakamura’nın babasıyım – vallahi inanmam!

Bu film Kült meraklılarının mutlaka izlemesi gereken nadide bir örnek, çünkü gerçekten eğlenceli! Onlarca görkemli patlama (Tüm B filmlerinde olduğu üzere ucuz ve az kerosen kullandıklarından hemen sönüverir) ve kahkaha arasında kolayca tüketilebilen çıtır, çerez bir tempoya sahip ve çoğu büyük bütçeli filmden daha oyalayıcı kesinlikle…

Mr. Jobic Wong tarafından uygulanan yaratıcı bir işkence sekansı

blank
Önce Boynuna kadar gömüp, iyice şampuanlayalım!

blank

Sonra şöyle güzelce bir asit banyosu yaptıralım!

blank
Dikkatli bakarsanız Vietnamda üretilen slip donları asitin bile eritemediğini farkedeceksiniz!

Patır, patır ölen onlarca vietnamlı askere bir an bile aldırış etmeyen 2 kahramanın kendi aralarında yaşadıkları neredeyse ‘Gay’ derecesine varan duygusallık göz yaşartıcı… Bir ara bu adamların “Fight Club” filmindeki şizofren tip derinliğine sahip olduğunu falan düşünmeye başlamıştım ama tabi bu filmi yıllar sonra gecenin köründe izlemeye başlamamın da etkisi olabilir!

blank
İşkencelerle dolu sadistik bir yapım olduğu için mideniz kaldırmayabilir, uyardık ona göre…

Filmin özü : Kahramanımız Doyle’un Artistik ve şık bir şekilde dövüşmesi, orayı burayı patlatması ve yanındaki zavallı ekibin de teker teker ve türlü işkencelerle ölürken bile bu Amerikalıya hayran kalmasıdır. Zaten film biterken de Doyle kardeş bu garibanların hiçbirini anmaz bile (Amerikalı ne de olsa!)

Bol patlama, Bol kan, Bol aksiyon, bayat hamburger tadında ve “Beni 80’ler de, 1 $lık bir bütceyle çektiler” diye bağıran bir film, ama kesinlikle çok eğlenceli… Bayanların midesi kaldırmayabilir ama bulursanız kaçırmayın!

blank

Murat Tolga Şen

Murat Tolga Şen, sinema eleştirmeni, senarist ve oyuncudur. Öteki Sinema'nın kurucusudur ve OFCS (Online Film Critics Society) üyesidir. 2012-2023 yılları arasında Medyaradar sitesinde TV sektörüne dair eleştiriler kaleme almış, 2014-2016 sezonunda Okan Bayülgen’in Dada Dandinista adlı programının yazı grubunu yönetmiştir. Ayrıca 2017-2019 yılları arasında Antalya Sinema Derneği’nin danışmanlığını yapmış ve 2014-2023 yılları arasında Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası’nda oyunculuk yapmıştır. Şen, "Bir Notanın Hikayesi" adlı belgeselin senaryo yazarı ve "Bir İz - Madımak" belgeselinin danışmanıdır. Yazılarına Beyazperde ve Öteki Sinema'da devam etmektedir.

2 Comments Bir yanıt yazın

  1. “Güney Vietnamlı acemi askerler – Savaşı kaybetmelerine şaşırmamak lazım!”
    Demişsiniz ama vietnam savaşını amrika kaybetti!
    Amrikalıların bile %99’u hala bunu bilmiyor. Bu tür filmler sağolsun:)

  2. Selamlar,
    Güney Vietnamlı askerler gerçekten de savaşı kaybetti ve sizin dediğiniz şekilde çünkü Amerikalıların yanında savaşıyorlardı. :)

    wikipedi’den bir alıntı

    “Güney Vietnam 1974’te artık savunamadığı uzak askeri mevzileri terk etmeye başladı.Sonunda Ocak 1975’te nihai Kuzey Vietnam saldırısı başladı.Güney Vietnam kuvvetlerinin hiçbir direniş göstermemeleri üzerine Kuzey Vietnam ve Vietkong birlikleri yıldırım hızıyla ilerlediler.Bunun üzerine, Nguyen Van Thieu 21 Nisan 1975’te istifa ederek Tayvan’a sığındı.30 Nisan 1975’te Vietkong birlikleri hiçbir direnişle karşılaşmadan Güney Vietnam’ın başkenti Saygon’a girdi.Güney Vietnam hükümetinden geriye kalanlar kayıtsız şartsız teslim oldular.Geçici bir askeri yönetimin oluşturulmasından sonra, 2 Temmuz 1976’da Vietnam resmen birleşti.”

    saygılarımla.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

Arirang (2011)

Arirang Korelilerce ağlama duvarına denk düşen bir kavram. Kim Ki-duk
blank

Zinda (2006)

Spike Lee’ninki ilk ‘remake’ değil. Ondan çok daha önce Bollywood