CORN 3B-film hayranları için bile oldukça şüpheyle yaklaşılacak bir isim… Children of The Corn III.  Yıllardır orda burda DVD’sini gördüğümde hiç yüzüne bile bakmadığım bir film. Ama, ilkini burun kıvırarak izlediğim, 2.sini ileri sararak sadece dehşet sahnelerine göz gezdirdiğim serinin bu 3. filmi beni kendine hayran bıraktı!

Children of The Corn (1984)

Stephen King’in ünlü kısa hikayesinden uyarlanan Children of The Corn, oldukça kült bir film olsa da epey dandik bir son yarım saate sahip olduğu için, benim gözümde sınıfta kalmıştı. Bu yaz Frightfest 2009’da, festival hediye çantasının içinden Children of the Corn box set’i çıktı. Zaten DVD’cilerde 3 pound’a mı ne satılıyor burda Londra’da… Üzeri hologramlı kutusyla ve kapağındaki son derece estetik posteriyle içimde Children of The Corn’a karşı tekrar bir sempati uyandı. Velhasıl, geçen gün, sevgili ev arkadaşımla beraber filmi bir kere daha izlemeye karar verdik.

chil corn

Children of The Corn, aslında Village of The Damned (1960) gibi bir ”öcü çocuklar” masalı. Bundan başka, kentsel Amerika’nın ufak ve izole kasabalardaki hayatla ilgili korkularını yansıtan bir hikayeye sahip. Tıpkı Texas Chainsaw Massacre (1973) gibi. Ayrıca, efanevi The Wicker Man’deki (1973) gibi kapalı bir toplumun yeni bir din başlatması ve Logan’s Run’daki (1976) gibi belli bir yaşa gelenlerin kurban edilmesi unsurları da hakim.

Beyazperdede Carrie (1976) ve Salem’s Lot (1979) gibi yapımlarla başlayan ve günümüze kadar asla duraksamayan bir furya olan Stephen King uyarlamaları, 80’lerin başında bir nebze yavaşlıyordu. Bu yavaşlamanın başlıca sebebi, vizyona girdiği tarihte ne eleştirmenler ne de sinemaseverler tarafından pek tutulmayan iki film; The Shining (1980) ve Children of The Corn’du. Kubrick’in The Shining’i bugün korku edebiyatının en önemli eserlerinden biri kabul edilirken, vizyona girdiği tarihlerde orjinal Stephen King hikayesinden çok koptuğu için büyük hayal kırıklığı yaratmıştı. Children of The Corn da, finale doğru orjinal Stephen King hikayesinden çok kopuyor, ve daha da kötüsü, hikayenin ruhuna tamamen aykırı ve adeta baştan savma bir mutlu sonla sona eriyordu.

o_Children_of_the_Corn_Lot

Daha sonra VHS çağının doğuşuyla birlikte bu iki film, tekrar seyirciler tarafından kucaklanan korku filmleri arasında başı çekiyorlardı. The Shining’in bir başyapıt olmasının yanında, Children of The Corn aslında gerçekten de biraz ucuz bir film. (Ucuz derken bütçe olarak değil, uygulama olarak. Özellikle de sonu). VHS çağı ile birlikte neden Children of The Corn’un bu kadar pirim yaptığına dair en yaygın kanı, Linda Hamilton’ın filmde oluşu. Tam o zamanlarda Terminatör (1984) ile birlikte büyük üne kavuşan Linda Hamilton, Children of The Corn’da rol aldığında sıradan bir isimdi. Ancak bence, filmin VHS’de kült statüsüne ulaşmasındaki iki başka önemli faktör, bir, filmin son derece estetik bir posteri (kapağı) olması ve, iki, filmde çocukların olması. Çünkü sinemalarda çocuklarla buluşamayan bu film, VHS döneminin birçok başka kült korku filmi gibi bu yeni format ile çocuklarla, evlerinde buluşuyordu. Ve televizyonlarının içinde gelen The Children of The Corn’un şeytani çocukları tabi ki onları şoke ediyordu…

Children of The Corn III (1995)

MPW-35831Dediğim gibi Frightfest çantasından hediye çıkan filmi ev arkadaşımla beraber geçen akşam izledik. Akabinde filmin sonunda çok uçması sebebiyle merak edip, ikinci filmde neler olduğunu görmek için Children of The Corn II: The Final Sacrifice’ı (1992) da izlemeye başladık. Hızlı bir şekilde ileri sararak göz gezdirdiğimiz film oldukça zayıf, sıkıcı, saçma ve komik. Tek tük enteresan vahşet sahneleri dışında…

Üçüncü filmi de aynı şekilde ileri sararak izlemek için başına oturmuştuk, ancak, şaşırtıcı bir şekilde film bizi satın aldı! Öncelikle, başroldeki çocuk (Eli Porter) çok ama çok iyi bir performans sergiliyor (Enteresandır bu aktör başka hiç bir filmde oynamamış daha sonra). Bir TV korku dizisinin en başarılı bölümlerinden biri havasında seyreden film, son derece güçlü ve enteresan doğaüstü Grand Guignol sahnelerine sahip. İkinci film gibi değil, neredeyse Hellraiser çıtasında! İlk filmdeki Lovecraft esansı bu filmde adeta vites değiştirerek John Carpenter seviyesine çıkmış! Takdir edersiniz ki, direk VHS’ye sürülen, bir ”üçüncü” film için, oldukça etkileyici bir durum bu.

Children Of The Corn III (1995)-2

Children of The Corn III, ikinci filmi hiç kaale almadan yapılmış bir film. Bu çok önemli. Dahası, neredeyse birinci filme bile pek sırtını yaslamıyor diyebiliriz. Film, adeta aynı hikayeden bambaşka hikaye çıkarmış. Hikaye şöyle: İlk filmdeki korkunç olayların geçtiği Gatlin kasabasından iki kardeş, Chicago’ya bir çiftin yanına üvey evlat olarak verilirler. İki kardeşten büyük olanı, okul hayatına ısınıp yeni arkadaşlar edinirken, içindeki şeytan gözlerinden okunan küçük kardeş beraberinde getirdiği mısırlarla arka bahçede yeni bir mısır tarlası yetiştirmeye başlar!…

Yanlış anlaşılmasın, tabii ki bazı çok zayıf, klişe ve gülünç detaylar filmde bolca mevcut. Ama direk VHS’ye sürülmüş bir b-filmden bekleyebilceğiniz enerjinin çok fazlasını bu filmde bulacaksınız.

Children Of The Corn III (1995)-3

İnternette de şöyle bir dolanınca Children of The Corn hayranlarının bir çoğunun 7 filmlik bu çılgın serideki en sevdikleri filmin bu 3. film olduğunu görüyoruz.

Benim bu filmi bu kadar sevmemde şüphesiz 2. filmden sonra son derece düşük beklentilerle başına oturmamın etkisi büyük. Ancak hakikaten ilk filmle beraber izlendiğinde bile neredeyse bu film galebe çalıyor. Children of The Corn III’ü, Hellraiser, Candyman, Friday the 13th, Nightmare on Elm Street ve Phantasm gibi diğer popüler korku filmi serilerinin 3. filmleriyle karşılaştırınca, bu filmin değerini daha iyi anlayabilirsiniz.

Şunu da ekleyelim, muhtemelen çocuklarla uğraşacak durumu olmadığından bu film direk 18 yaşında gençleri bize ”çocuk” olarak yutturmaya çalışan bir film. veya artık film kendi adını hiç umursamadan direk gençleri toplamış kadrosuna…

ht_charlize_060224_sshBununla beraber, Charlize Theron’un ilk uzun metraj rolünde, sadece birkaç saniye göründüğü bu filmde, bacaklarının arasına bir canavar kolu (Tentacle: Lovecraft yaratıklarındaki ve ahtapotlardaki gibi ince ve uzun bir kavrama organı) girerek ölmesi de filmin göğsüne bir rozet daha takmış!

İlkiyle beraber izlenince, korku filmi hayranları için son derece keyifli bir seyirlik olan Children of The Corn III’ü herkse tavsiye etmem mümkün değil. Ancak türünün meraklılarının kalbine yakın bir yer edineceğini sanıyorum.

blank

Can Evrenol

University of Kent’ten “Sanat Tarihi” ve “Film Theory”mezunu. Bahçeşehir Üniversitesi’nde seçmeli sinema dersi vermekte. MEHTAP ve OMEGA VATAN isminde iki kısa romanı var. Yeni sinema filmi SAYARA (2024) çok yakında!

1 Comment Bir yanıt yazın

  1. Bir öykünün ancak bu kadar suyu çıkarılır. Sureklı evirip çevirip Halloween gibi bu filmi uyarlamalarından ya da serilerini cekmelerinden tadı kaçtı güzelim filmin. Öte yandan South Park”ın Mısır Tarlası Çocuklarına gönderme yaptığı bölümü hep sevmişimdir. :)

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

The Last Airbender / Son Havabükücü (2010)

Nickoledeon kanalında 2. sezonunun ortalarında bir bölümünü tesadüfen izleyip, çok
blank

Alone with Her (2006)

Filmimiz Alone with Her, Doug isimli bir “stalker”ı ve kurbanı