İnsan Çılgın Dersane serisini neden izler? Vakti, aklı olan bence araştırmaya başlasın! Hadi ben yazmak için izledim, bana kalırsa film olarak görmeye bile gerek yok, yani bu filmi dikkate alıp yazmaya gerek yok ama neyse…

2007 yılında aptallık ve onu destekleyen çıplaklık ile ses getirince yani bir kısım seyirciden yüz bulunca devamları yapılan bir seri Çılgın Dersane. Filmde senaryo namına bir şey yok. Aptallaşın ve her şeye gereksiz tepki verin yeter demişler sanki oyunculara. Dershaneye gitmekten, üniversiteye hazırlanmaktan çok eğlence peşinde olan, üniversite sınavı denen şeyden bihaber olan, hoş üniversiteye girmeleri bile okuyanlara hareket, bu güruhun aldatmacalarına bir son vermeleri lazım acilen. Yani Aksoy filmciliğin para kazanma sevdasını bir kenara bırakıp bir an önce bu seriyi paketleyip tarihin derinliklerine göndermesi gerekiyor.

maxresdefault

“Biz çok entelektüeliz ve bu filmlere kılız” yazısı değil bu. İçinde sevgiye, umuda, geleceğe ve hatta vaat ettiği eğlenceye dair herhangi bir fosil barındırmayan bu filmi izlerken kafanızı taşlara vurmak istiyorsunuz. Ancak bu kadar kötü olabilir! Çılgın Dersane 4: Ada filminin sonunda Sümer Tilmaç tarafından yalandan, inandırıcılıktan uzak verilmeye çalışılan mesajın sonunda da haydi eller havaya yapılıyorsa vermeyin kardeşim üç kuruşluk o mesajı bile… Hadi yapımcıyı ikna edemiyoruz, gözlerini para hırsı bürümüş bir yapımcıya söz geçiremiyoruz. Bari şansımızı yönetmenlerden ve oyunculardan yana deneyelim. Çekmeyin ve oynamayın bu filmlerde diyelim ama bu da nafile bir istek biliyorum. Serinin tamamında arz-ı endam eden oyuncuların şevkini görünce susuyorum. Yeniler ise ıssız adaya yeni düşmüş gibi şaşkalozlar!

Hayır komik de değil. Hani komik olsa, bir süre sonra sinirden falan gülmeye başlanıyor ama bunda o da yok. Sürüne sürüne adaya çıkan bir grup dershane öğrencisinin (bir kısmı bayağı karta kaçmıştı, sanırım genç oyuncu bulamadılar) başından geçenlerin anlatıldığı filmin bir yeri güya sefalet, bir kısmı da sefahat içinde geçiyor. Ama neden? Son çare olarak masallara ve filmlerin birtakım sahnelerine dadanan film o kadar vasat ki bir önce bitsin istiyorsunuz.

cilgin-dersane-ada-9

Hele karakterlerin üzerinden akan aptallık karşısında ki, oyuncuların bir kısmı da bu cendereye çabuk girmiş, dehşete düşüyoruz. Miskinliği, tembelliği yüceltmeyi anlarım ama aptallığı yüceltmek nasıl bir şeydir yahu. Aptallık karşısında gözünüze sürekli sokulmaya çalışılan çıplaklık bile geri planda kalıyor. Sonuçta bu film için fazla kelam etmeye gerek, yok sakın gitmeyin, azalarak bitsin gitsin!

blank

Banu Bozdemir

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu... Sinema yazarlığına Klaket dergisiyle adım attı, Milliyet Sanat muhabirliği yaptı. Skytürk TV’de sinema, sanat ve "Sevgilim İstanbul" programlarında yapımcı, sunucu ve yönetmenlik yaptı. TRT için Bakış isimli bir kısa film çekti. Yayınlanmış yirminin üzerinde çocuk kitabı var. Halen cinedergi.com’un editörü, beyazperde.com ve Öteki Sinema yazarı.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Babycall (2011)

Norveçli yönetmen Pal Seltaune’in tazecik filmi Babycall, klasik psikolojik gerilim
blank

Daylight (1996)

90’lar sinemasını seviyorsanız ve özellikle felaket filmlerinden hoşlanıyorsanız Daylight’a küçük