Bizde genellikle tüm şöhretlere (dizi oyuncusu – şarkıcı vb.) “sanatçı” denir, ben de bu yanlış genellemeye uyacağım; Türkiye’de sanatçı olmak zor!
Kim ne yaparsa yapsın gözler hep bu insanlara çevrilir; “acaba ne diyecek, destekleyecek mi, lanetleyecek mi?” Hani kasaptan kıyma alsak da bozuk çıksa hesabını onlardan soracağız neredeyse…
Gezi direnişi sırasında herkesin gözü Orhan Pamuk’ta, Nuri Bilge Ceylan’daydı, bu yüzden çok fazla eleştiri aldıklarını hatırlıyorum. Hatta o dönem eski hesaplar da açılmış ve Sezen Aksu’nun 12 Eylül darbesini öven beyanları ortalığı karıştırmıştı.
Darbeyi cesaretle savuşturan halkımızın sosyal medya üzerinden dizi oyuncuları – şarkıcılar ne dedi diye merak etmesinde bir sıkıntı yok. Olabilir, bunu hepimiz yapıyoruz, haklılığımıza sahip çıkılsın istiyoruz, düşüncelerini merak ediyoruz, bu doğal bir refleks…
Ama işin tadı kaçabilir, hatta bir miktar kaçtı. Birçok ünlü isim, sosyal medya hesaplarında birlik mesajları yayınladı. Bazı isimler ise sessiz kalarak eleştiri oklarının hedefi oldu. İşte bu aşamada yapımcı Raci Şaşmaz bir açıklama yaptı ve dedi ki,
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
“Darbeye açık şekilde karşı çıkmayan, demokrasiden yana net bir tavır almayan, FETÖ’nün kanlı kalkışmasının ve Türkiye’nin geleceğine kasteden bu tür örgütün idrakinde olmayan hiçbir oyuncu ile çalışmayacağımızı ve diğer yapımcılarla da çalışmalarına engel olacağımızı bildirmek istedim. Tüm ekip oyuncularımızdan bu konuyla ilgili net açıklamalar yapmalarını istiyorum.”[/box]
Bu açıklamadan sonra pek çok ünlü darbeyi lanetleyen yazılı ya da görüntülü sosyal medya mesajları paylaştı, birkaç isim ise bu şekilde sıkıştırılmış olmaktan dolayı şikâyetçi oldu, o mesajların altında da kıyamet koptu.
Bana sorarsanız, Raci Şaşmaz’ın açıklaması oldukça hadsiz, hele de şu “diğer yapımcılarla da çalışmalarına engel olacağımızı…” kısmı. Ne yapacak ki acaba, gidip adamları bu oyuncuyla çalışmayın diye tehdit mi edecek, nüfuzunu mu kullanacak, Dombra çalarak üstlerine at mı sürecek?
Kendisi ilk elden cevabını da aldı. “Bu Son Olsun” adlı politik komedi ile darbe günlerinin filmini yapan yapımcı-yönetmen Orçun Benli, Raci Şaşmaz’a ithafen bir Twitter iletisi paylaşarak bu tehdide aldırmayacağını ilan etti. Olması gerektiği gibi…
Gerçekten de, kimsenin böyle bir şeye hakkı yok, sanırsın ki o adam bindi tanka da sürdü halkın üstüne… Böyle bir şey yok! İsteyen istediğini söyler, bir şey söylemek istemiyorsa o da kendi bileceği iş. İşte biz buna “demokrasi” diyoruz.
Kaldı ki, sektörde hepimizin şikâyet ettiği bir “neden hep aynı oyuncular oynuyor?” durumu var, yani bir çeteleşme mevcut, yazı konusu bile oldu bu durum. O çeteyi dağıtmak çok hayırlı bir iş olabilir fakat mümkün mü, hele de böyle cüretkâr ve haksız bir çıkışla…
Şimdi, tekrar yazının başına dönelim. “Sanatçı” olmak zor iş, tanıdığım tüm sanatçılar dik başlı insanlar ve onların iktidarla arası pek hoş değildir ama tankla tüfekle ülke gaspetmeye çalışana da hiç yakın olmadılar. 36 yıl öncesini hatırla… Kimdi her şeyinden vazgeçen, kimdi darbecilere methiyeler düzen?
Her zaman olmuştur; çeşme kurumasın, hep aksın diye darbesever ya da darbesavar olan ama kimseyi “bu var ya, darbe şakşakçısı” diyerek tehdit edemezsiniz. Gerçek sebebin ne olduğunu bilemezsiniz. O yüzden lütfen baskı altında alınmış, samimiyetinden şüphe ettiğim “lanetliyorum” mesajları okutmayın, izletmeyin bize… Adam orada bile replik çalışıyor, role de girememiş. Bırakın herkes bildiği gibi yapsın.
Son söz; darbeciler yakalandı, artıkları da temizleniyor. Devletin buna gücü var ve halkın desteği de yanında. Hal böyleyken, cezaları hukuk düzeni içinde verilecektir, toplumun kalanında bir cadı avı başlatmaya, insanları yok yere itham etmeye gerek yok. Kimsenin böyle bir gücü de yok, tüyleri kabartıp olduğundan daha kocaman görünmeye çalıştıkça komik oluyor bazıları…
MURAT TOLGA ŞEN – muratttolga@gmail.com