Modern korku sinemasını en çok etkileyen vakalardan biri şüphesiz ki Ed Gein vakasıdır. Sapık‘taki (1960) Norman Bates, Texas Chainsaw Massacre‘daki (1973) Deriyüz (Leatherface), Kuzuların Sessizliği‘ndeki (1991) Buffalo Bill ve diğerleri… Ayrıca 2000 yapımı In The Light of the Moon (aka Ed Gein) da Ed Gein’in hikayesini birebir anlatan ve kesinlikle seyre değer bir filmdir. Bu filmlerin arasında Ed Gein’in hikayesini en isabetli şekilde anlatan film olarak kabul edilen Deranged, aynı zamanda bu filmler arasında en kötü şöhretli olanı da desek yanlış olmaz.
Ed Gein’in hikayesinden ilham alınarak yapılan ve sinemanın dev klasiklerinden kabul edilen diğer dev bütceli klasiklerin yanında, Deranged, küçük bir b-film olarak yıllarca sansürsüz hali gün ışığına çıkmamış ve hakettiği değeri görmeyi bırakın, neredeyse kayıp filmlerden biri durumuna düşmüş bir film. 2002 yılında ilk defa DVD’ye MGM tarafından basılan (sansürlenmiş ve kesilmiş ve Motel Hell ile birlikte ‘iki film birden’ bir şekilde) Deranged, ancak 2004’te, yapılışının 30uncu yılında, sansürsüz bir şekilde DVD’de karşımıza çıkabildi.
“Öteki sinema” ile ilgilenip de Ed Gein’in hikayesini herhalde bilmeyen yoktur. Hastalıklı derecede zorba bir annenin demir yumruğu altında kişiliği bozuk bir insan müsveddesine dönen Ed Gein, annesinin ölümüyle beraber 50 yaşında antisosyal ve tek başına, yapayalnız, zavallı bir insancık olarak kalakalır. Yavaş yavaş yalnızlıktan ve anne özleminden iyice delirir ve 1 sene sonra annesini mezardan çıkarıp evinde saklamaya karar verir. Bir dizi sapkınlık, ölü sevicilik ve katilliğe kadar giden korkunç yanlış bir oyun başlamıştır artık…
Oedipus Kompleksi ve “çocuklarını demir bir yumrukla kendi emirleri altında tutan anne babaların dehşeti”ni yansıtan bu hikaye, insanoğlunun sosyal yapısının çekirdeğindeki aile kavramının içinde saklı korkunç bir hastalığı su yüzüne çıkardığı için herkesi derinden etkilemiştir. Bu sebeptendir ki üzerine türlü sinema başyapıtları yapılmış, bu korkunç hikaye adeta mitoslaştırılmıştır.
Deranged’in en büyük gücü başrolündeki muhteşem performansıyla Roberts Blossom. Ayrıca filmin çok düşük derecede aydınlatılmasıyla ortaya çıkan karanlık, kasvetli, boğucu ve ham atmosfer de çok başarılı. Deranged’i izlerken Sapık ve Texas Chainsaw’dan bazı sahnelerin tekrar ve sonuna kadar hakkı verilerek yaratıldığını göreceksiniz. Bütün bunlarla beraber kariyerinin daha çok başında genç bir Tom Savini‘nin yaptığı makyajlari da eklerseniz, herhalde sizi oldukça etkileyici bir filmin beklediğini tahmin edebilirsiniz…
Böyle filmler çekilmiyor şimdi. Bu arada, eğer yanılıyorsam düzeltin, filmin sansürsüz olan versiyonu İngiltere’de basıldı. Örneğin, en alttaki iki fotoğrafın alındığı kısım Amerikan baskısında yok. İşin ilginci İngiltere’de sansür makasının aktif çalışmasına rağmen filmin, kesintisiz olması.
Filmi izledim ama bir hayli sansürlü haliydi sanırım çünkü verdiğiniz resimlerdeki sahnelerin bir çoğunu filmde göremedim :( (cesetler üzerinde çalışma yaptığı sahnelerin hiçbiri yoktu)
Yazıda bahsi geçmeyen bir ayrıntı dikkatimi çekti, olaylar birebir Edward Theodore Gein’in hikayesi ama katilimizin filmdeki adı “Ezra Cobb” ve çevresindekiler kendisini kısaca “Ez” diye çağırıyorlar.