Ruggero Deodato, Joseph Cavara ve Mary Cavara’nın senaryosunu yazıp Deodato’nun yönetmenliğini üstlendiği Minaccia d’amore / Dial: Help, 1988 yılı mahsulü, İtalya yapımı bir korku filmi.

blank

Öteki Sinema için yazan: Murat Kızılca

Uzakdoğu korku filmlerinden idmanlıyız; kötü ruhların, hayaletlerin ya da şeytani varlıkların, peruk, klima, video kaset ya da buzdolabı gibi olmadık eşyaların içine girerek etrafa dehşet saçtığını defalarca izledik. Hatta yine bizzat Deodato’nun yönettiği The Washing Machine’de (1993) bir çamaşır makinesi aracılığıyla yapılan kötülüklere de şahit olduk. Dial: Help ise isminden de anlaşılacağı üzere telefon hattı aracılığıyla gücünün yettiği her yere hükmeden, telefonların ve telefon kablolarının efendisi kötücül bir varlığın, genç ve güzel bir fotomodele çektirdiklerini anlatıyor.

Roma’da fotomodellik yapan Jenny, uzun süredir haber alamadığı erkek arkadaşını yol üstünde denk geldiği her telefondan aramasına rağmen ona bir türlü ulaşamamaktadır. Evindeki telefonla da arası hiç iyi değildir. Ahizenin üzerindeki led lamba estetiğindeki mavi ışıklı kısmıyla Kara Şimşek Kit ile uzaktan akrabalık bağları kuran telefon, insanı çıldırtacak denli tiz zil sesiyle hemen yanı başında duran akvaryumdaki balıkları öldürür. Jenny, yeni taşınan yan komşusu Ricardo’dan yardım ister. Bu duruma çok içerleyen telefon, Jenny’nin uykuya dalmasını fırsat bilerek tiz zil sesiyle Ricardo’yu hipnotize edip öldürmeye çalışır. Neyse ki son anda yetişen Jenny, yeni tanıştığı komşusunu kurtarır. Genç kızın arkadaşlarını sırayla avlamaya başlayan telefon ya da telefona hükmeden kötü bir güç, Jenny’nin peşini bırakmamaktadır.

Dial Help orta

Konusundan da anlaşıldığı üzere Dial: Help, saçma bir öykünün peşine takılan akla zarar seksenler korku filmlerinden biri. Nedense sadece telefon hatlarını kullanarak kurbanlarına ulaşabilen kötü bir gücün, telefonlar ve telefon kabloları yardımıyla cinayetler işlediği, aynaları ve camları kırdığı, metroyu kontrol altına aldığı, zil sesiyle insanları hipnotize edebildiği uçuk bir film var karşımızda.

Deodato’nun ismiyle özdeş hale gelen kan ve çıplaklık, Dial: Help’te pek karşılığını bulamıyor. Cinayet sahneleri, herhangi bir mantığa dayanmayan senaryo sayesinde olabildiğince uçabilecekken, Deodato sınırlarının çok altında kalıyor. Yine de metro istasyonundaki telefonun haznesinden fırlayan jetonlarla delik deşik olan tecavüzcünün ve telefon kablosuyla asılan fotoğrafçı kadının ölüm sahneleri hiç fena değil. Jenny rolündeki İngiliz oyuncu Charlotte Lewis, neredeyse filmin her anında yer alıyor. “Telefon baskısı” ile giydiği seksi iç çamaşırlarıyla küvette sergilediği gereğinden çok uzun süren anlamsız şov ve olur olmadık yerlerde telefon kabloları ve teyp şeritleriyle özellikle ‘bondage’ meraklılarını memnun edecek şekilde sarıp sarmalanması, öyle dikkat çekici bir oyunculuk sergilemekten uzak Lewis’i piyasaya tanıtmak maksadıyla yapılmış izlenimi veriyor. Ya da zayıf kalan oyunculuğun üzeri bu şekilde örtülüyor.

Charlotte Lewis

Evet, Dial: Help, cinayet işleyen telefon gibi garipliğin sınırlarında gezen bir fikirden yola çıkan ama 302 Mercedes otobüsün tekerlek üstü koltuğunda şehirlerarası seyahat ettiren sıkıntılı bir film. Ancak nasıl ki Takashi Shimizu’yu sadece Flight 7500 (2014) ile asamazsak, Deodato’nun üzerine de sadece bu film ile gidemeyiz. Serde Jungle Holocaust (1977), Cannibal Holocaust (1980) ve House on the Edge of the Park (1980) gibi mücevherler var, çarpılırız sonra.

Bu arada filmin müziklerinin efsanevi Goblin üyelerinden Claudio Simonetti’ye ait olduğunu ekleyelim. Soundtrack’te de yer alan Baby Don’t Answer isimli şarkının filmden görüntüler kullanılarak hazırlanmış video klibini yazının sonuna ekledim. Birçok fragmana taş çıkartacak denli güzel bir klip olmuş.

Ruggero Deodato’ya karşı özel bir ilginiz ya da seksenlerin ultra garip filmlerine bağışıklığınız yoksa Dial: Help’ten uzak durmanız, sağlığınız açısından akıllıca bir tercih olacaktır.

blank

Murat Kızılca

1971 İstanbul doğumlu. Aylık online sinema dergisi CineDergi ve aylık kültür sanat dergisi kargamecmua için sinema yazıları kaleme alıyor. 2008 yılından beri katkı sağladığı Öteki Sinema’da bir yandan da editörlük görevini sürdürüyor.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

The Conjuring 2 / Korku Seansı 2 (2016)

James Wan modern korku sinemasının en büyük markası... Seyircinin geneli
blank

Drag Me To Hell (2009)

Bütün klişeliğine rağmen, uzun süredir sinemada izlerken en keyif aldığım