Britanyalı televizyon kanalı Channel 4’un yayınladığı ve geçtiğimiz haftalarda 6 bölümlük ilk sezonu son bulan Utopia adlı dizi, beyaz ekranda bu sene yer alan en iyi işlerden biri olmayı şimdiden garantilemiş durumda. Channel 4’un bir diğer kült dizisi Black Mirror gibi, yüksek konseptli, iyi yazılmış/yönetilmiş/oynanmış, zeitgeist’ı yakalayan ve izleyiciyi düşündüren bir öyküsü olan bir anlatı, Utopia.
Öteki Sinema için yazan: Can Yalçınkaya
Dizi, kabaca, bilim kurgu sosuna batırılmış bir komplo/gerilim hikayesi olarak özetlenebilir. İlk bölümde, Utopia Experiments adlı kült bir grafik romanın ve onun yayınlanmamış ikinci cildinin sayfalarına ulaşmaya çalışan bir grup insanın olayların merkezinde olduğu izlenimi uyanıyor izleyicide. Bu kişilerden bazıları, bir online forumda yazışan ve Utopia Experiments’in hayranı bir grup “geek” iken, diğerleri sayfaları bulmak yolunda önlerine çıkan – çocuklar dahil – herkesi öldüren tehlikeli birtakım adamlar (Diziyi izlemek isteyenler için uyarı: Utopia oldukça şiddet içeren bir dizi. Bunu zaman zaman ima ederek, bazen de göstererek yapıyor). Bir de kim olduğunu ilk etapta öğrenemediğimiz gizemli Jessica Hyde karakteri var – ki, komplonun çözülmesinde kilit bir rol oynayacağı en başından belli oluyor.
*** Sürprizbozan içerir ***
Grafik romanın peşindeki tehlikeli kişiler The Network (Ağ) adlı uluslarüstü, devletin her birimine sızmış, dünyanın kaderini belirleyecek bir planı yürürlüğe sokmaya çabalayan bir oluşumdur. Planlarının eksik noktası, Utopia Experiments’in kayıp ikinci cildinin sayfalarında gizli bir formüldür. The Network, tehdit, şantaj ve içeriden yönetme taktikleriyle sağlık bakanlığına, gereksiz gibi görünen milyonlarca Rus Gribi aşısı aldırır. Hemen akabinde bir Rus gribi salgını başlar. Dizinin ilerleyen bölümlerinde, komplonun amacının insan nüfusunu kısırlaştırmak olduğu anlaşılır. Rus gribi aşısı, potansiyel olarak nüfusun %90’dan fazla bir kesimini kısırlaştıracaktır. The Network bu şekilde nüfus patlamasını ve kaçınılmaz gibi görünen, insan elinden çıkma bir kıyameti önlemeyi amaçlamaktadır. Bu planı uygularken de, başta dizinin kahramanları olan “geek” tayfası olmak üzere pek çok masum insanın da hayatını karartmakta beis görmezler.
Utopia, sürükleyici bir aksiyon/gerilim hikayesinin yanısıra ilginç bir biyoetik soru da sunuyor, böylelikle. Bu büyük komployu planlayıp yürüten kişileri, klasik hollywood’vari bir anlatı çerçevesi içinde “kötü” adamlar olarak mı düşünmeliyiz? Verilen durumu iyi-kötü, siyah-beyaz çerçevesinde mi değerledirmeliyiz? Keza, kahramanlardan biri, hatta The Network’ün en çok fiziksel hasarı verdiği baş karakter olan Wilson, komplonun içeriğini ögrendiğinde The Network’e hak verip onların tarafına geçmeye karar veriyor. Devlet(ler)in, ya da derin devlet(ler)in bedenlerimiz üzerinde söz hakkı olmalı mıdır? Böyle bir dünyayı bir distopya olarak görmek fazlasıyla mümkün. Öte yandan, devletlerin nüfus planlamaya dair insancıl girişimleri pek sonuç vermemekte. Fazla uzun değil, belki bizlerin ömrü içinde kaynak kıtlığı, hastalık ve savaşlarla karşılaşmamız olası. Böyle bir durumda birilerinin harekete geçip herkes için “en iyi” olacak bir planı gerçekleştirmesi “kötü” bir şey midir, sahiden? Özgür irade, gezegendeki insan nüfusunun geleceğinden önemli midir?
Utopia, “şimdi”nin atardamarını bulmakta başarılı bir senaryo. Çizgi romanların ve hatta daha radikal grafik romanların yüksek bütçeli Hollywood yapımlarına dönüştüğü bir dönemden geçiyoruz. Artık çizgili anlatılar kısıtlı kitlelere hitap eden bir sanat dalı olmaktan çıktı ve daha satış sayılarında bir azalma olsa da daha geniş kesimlere ulaşmaya başladı. Dizi de, grafik romanlara olan bu ilgiyi vurgulamaya çalışıyor ve ayrıca bu ilgiden faydalanıyor da. Utopia’yı bir grafik roman olarak hayal etmek çok zor değil. Olay örgüsünün ilerleyişi, karakterlerin sunuluşu, çerçeve kullanımları, satüre renk yoğunluğu bir çizgi roman dünyasında olduğumuz hissini doğuruyor.
Ayrıca dizinin bu özelliği, 2000’li yılların dillere pelesenk kavramlarında transmedya anlatılar için de kapıları açıyor. Smallville, Buffy the Vampire Slayer vb çoğu dizi çizgi roman olarak hayatlarını sürdürürken, Utopia’nın da bir çizgi romanının çıkması işten değil. Hatta, görünen o ki, dizide gördüğümüz Utopia Experiments grafik romanı, dizinin DVD’siyle beraber sınırlı sayıda satışa da sunulacakmış.
Daha önce Pulling adlı TV dizisiyle ve Tim Minchin’le birlikte yazdığı Matilda the Musical ile dikkatleri çeken yazar Dennis Kelly, Utopia’nın ikinci sezonu için kolları sıvamış durumda. Merakla bekliyoruz.