el-cuerpo-cartel-1Mayka Villaverde zeki, zengin ve hırslı bir kadın. Hayatındaki insanlara, özellikle de genç kocası Alex’e karşı tam bir aslan terbiyecisi… Alex’in kendisinden hayli büyük karısını pek sevdiği ise söylenemez. Dizginlerinin çekiştirilip durmasından fena halde sıkılmışa benziyor ve Carla adında, yaşı yaşına, huyu huyuna uygun güzel bir sevgilisi var. Mayka, öyle “iki peynirli bir sade, hadi bana müsaade” denebilecek bir kadın değil. İkilinin hem Mayka’dan kurtulabilmesi hem de onun servetine konabilmesi için tek çare Mayka’nın ölmesi… Alex bir kimyager ve kalp krizine yol açıp sonra da otopside hiçbir iz bırakmayacak bir zehirle karısını öldürüyor. Mayka morgda yatarken ve Alex ile Carla kaçma planlarını çoktan yapmışken ceset gecenin yarısında aniden ortadan kayboluyor. Bunun üzerine cinayet masası dedektifi Jaime, Alex’i morg binasına çağırıyor ve 110 dakikalık bir heyecan fırtınası başlıyor.

Yukarıda verdiğim sürprizbozan için özür dilerim ancak inanın bunların bu nefis gizem öyküsünün sonunu tahmin etmenize hiçbir katkısı olmayacak! Hepsi de zaten ilk 15 dakikada filmde açık edilen şeyler… Julia’nın Gözleri filminin senaristlerinden biri olan Oriol Paulo yine kendi yazdığı bir gerilim öyküsünü büyük ustalıkla ve bir ilk filmden beklenmeyecek kadar olgun bir sinema diliyle peliküle aktarmış.

Cinayet hikayeleri genellikle finale kadar asıl suçluyu gizleyecek şekilde kurgulanır. Gerçeğe ait bazı kırıntılar filmin bir yerlerine serpiştirilir. Dikkatli seyirciler bu kırıntıları toplayarak, daha dikkatsiz olanları ise sezgilerine güvenerek cinayeti çözmeye çalışır. Amerikan polisiyesi, seyircinin kendisini zeki hissetmesi için karmaşıkmış gibi görünen ama aslında öyle olmayan hikayelerden medet umarken bu İspanyol filmi sürekli keskin dönüşler yaparak finale gidiyor ve sonunu tahmin etmeniz söz konusu bile değil. Puzzle öyle zekice parçalanmış ki, bütün senaryolarınız filmin son 10 dakikasında büyük bir gürültüyle çökecek ve yerini hayret nidalarına bırakacak. Benim için öyle oldu en azından…

El Cuerpo

Filmin başrollerinde El orfanato ve Julia’nın Gözleri’ndeki performansıyla beni kendisine hayran bırakan Belen Rueda var. Aslında kendisi daha ilk dakikadan itibaren ölü (?) ancak film boyunca izlediğimiz flashback’ler/geri dönüşler sayesinde hikayenin kilit karakteri olmayı başarıyor. Belen Rueda, Mayka’dan sadece Alex’in değil bizim de nefret etmemizi sağlıyor ve duygusal açıdan seyirciyi manipüle ediyor. Dışarıda kalıp cinayeti çözmek yerine taraflardan biri oluveriyoruz. Katil koca Alex rolündeki Hugo Silva ve Dedektif Jaime’yi canlandıran Jose Coronado da başarılı. Bir geceden sabaha süren hikayede abartıya kaçmadan ve bilinmezliğin gerilimi yüzlerine yansırken gecenin dinginliğini bozmayacak bir sükunetle oynuyorlar. Cast’ta kötü oynamış diyebileceğim hiç kimse yok.

Bu gece gizeminin başaranlarından biri de filmin görüntü ve sanat yönetimi. Atmosferi güçlendiren ve seyirciyi filmin içine çeken ciddi bir çaba var burada. İspanyol sineması teknik anlamda gerçek bir zirve yaşıyor. Senaryo anlamında her zaman Hollywood’dan daha önde olan Latin sinemacılar artık teknik anlamda da bütün zaafları aşmış bir şekilde eserler üretiyorlar. Darısı bizimkilerin başına…

Ceset / El Cuerpo, son dakikasına kadar gözünüzü perdeden ayıramayacağınız, Hitchcock zamanlarındaki başarılı gizem/cinayet öykülerini anımsatan harika bir üslup denemesi. Genç seyirci için bu film eski usul, sıkıcı bir cinayet hikayesi izlenimi uyandırabilir ancak bilgisayardan kalkmadan film çeken Amerikalıların izle-unut tarzı işlerini izlemekten sıkıldıysanız tam filmine düştünüz demektir. Bu tür filmlerden hoşlanmıyorsanız bile gidin. İyi hikaye, iyi reji ve nefis oyunculukları izleyin.

Öteki007

Beyazperde sitesi için yaptığım kritik / murattolga@gmail.com

blank

Murat Tolga Şen

Murat Tolga Şen, sinema eleştirmeni, senarist ve oyuncudur. Öteki Sinema'nın kurucusudur ve OFCS (Online Film Critics Society) üyesidir. 2012-2023 yılları arasında Medyaradar sitesinde TV sektörüne dair eleştiriler kaleme almış, 2014-2016 sezonunda Okan Bayülgen’in Dada Dandinista adlı programının yazı grubunu yönetmiştir. Ayrıca 2017-2019 yılları arasında Antalya Sinema Derneği’nin danışmanlığını yapmış ve 2014-2023 yılları arasında Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası’nda oyunculuk yapmıştır. Şen, "Bir Notanın Hikayesi" adlı belgeselin senaryo yazarı ve "Bir İz - Madımak" belgeselinin danışmanıdır. Yazılarına Beyazperde ve Öteki Sinema'da devam etmektedir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Ne Güzeldir Birlik Olmak: Yollara Düştük (2014)

1977 yılında gerçekleşen sansüre hayır yürüyüşü hakkındaki Yollara Düştük, günümüzde
blank

The Crucifixion / Korku Kayıtları (2017)

Yeni Fransız Aşırılığı akımının başat yönetmenlerinden Xavier Gens’in yeni filmi