Atıf Yılmaz’ın “Kibar Feyzo” (1978) filmini hiç izlemedim diyen en az 10 defa izlemiştir herhalde. Filmin bir sahnesi var ki içerdiği cinsiyetçi ifadeler/küfürler sayesinde yıllardır dillere pelesenk olmuş. Amacımız Yeşilçam’da boncuk arkeolojisine girişmek değil ama isterseniz gelin meşhur “Faşo Aga” sahnesini biraz daha derinlemesine inceleyelim.
Hikaye malumunuz. Askerden dönen Feyzo, artık sevgilisi Gülo ile evlenmek istemektedir. Trakya’da, sınırda, jandarmalık yaptığı için başlık parasını doğrultmakta pek zorluk çekmemiştir. Fakat bu yolda bir rakibi daha vardır: Bilo. O da İran sınırında jandarmalık yaptığı için başlık parasını toparlamış ve Gülo’ya talip olmuştur. Feyzo’nun annesi ise biriken parayı başlık parası olarak vermek istememekte ve o parayla öküz almak istemektedir. Feyzo türlü oyunlarla annesini ikna eder ve Gülo’yu istemeye giderler. Fakat Bilo da Gülo’ya talip olduğu için başlık parası artar. Feyzo başlık parasının yarısını peşin, yarısını senet şeklinde vererek Gülo ile evlenir fakat ağa Feyzo’yu düğün günü köyden kovar. Feyzo İstanbul’da çalışarak başlık parasının taksitlerini biriktirmeye çalışır. Senetleri ödemek için köye döndüğü zamanlarda kah köye getirdiği yenilikler yüzünden kah muhtelif sebeplerle ağayı kızdırdığı için yeniden kovulur ve bir türlü vuslata eremez. Feyzo’yu pek çok kez köyden kovduğu halde onun şehirden öğrendiği yeni şeylerle başına daha çok dert açtığını fark eden ağa onu kovmaktan vazgeçer. Bunun üzerine Feyzo kendini köyden kovdurmak için türlü numaralar yapmaya başlar. Ağanın şapkasının üstüne oturur, havuzuna işer… Feyzo’nun kendini kovdurmak için bulduğu son numara şehirdeki grevci işçi ve devrimci eylemcilerden öğrendiği duvara slogan yazma işidir. Köyde bir duvara kırmızı boya ile “FAŞO AGA” yazar. Bunu gören ağa yanına gelir ve aralarında şu diyalog geçer:
Maho Ağa: Faşo ne demek la?
Feyzo: Şey… Böyle p*şt gibin, *bne gibin bişey.
Feyzo kendini kovdurmak için ağaya hakaret etmektedir. Hakaretin sahibine ulaşmasının koşulu Feyzo tarafından anlamı kırık dökük de olsa bilinen “FAŞO” kelimesinin ağa tarafından da bilinir hale getirilmesidir. Fakat ağa bu kelimenin anlamından habersizdir.
Eylemin, duvara slogan yazma yoluyla hakaret eyleminin tamama erdirilmesi için “FAŞO” kelimesinin anlamının ağaya anlatılması gerekmektedir.
Slavoj Zizek şöyle der:
“Gerçek bir dayanışma kurmak için yüksek kültürün ortaklığı yetmez. Öteki ile müstehcen keyfin utanç verici numunelerini teati etmek gerekir.”(1)
Feyzo’nun “FAŞO” kelimesinin anlamını ağaya öğretebilmesi, dolayısıyla hakaret eylemini tamamlayabilmesi için öncelikle ağa ile geçici olarak ortak bir dayanışma ve iletişim zemininde buluşması gerekir. Bu zemin müstehcen dayanışma zeminidir. “Faşo”, bilinçli olarak “P*şt” ve “*bne” sövgüleri ile özdeşleştirilir.
Ve Zizek tekrar söz ister:
“Bu dayanışma çoğunlukla üçüncü bir tarafın zararına gerçekleşir.”(2)
Bu sahnedeki geçici müstehcen dayanışmanın kurbanı eşcinsellerdir; daha genel konuşursak erkek olmayan her şeydir.
Öteki Sinema İçin Yazan: S. Özgür ILGIN
(1) Kırılgan Temas, Slavoj Zizek, Sf:15, Metis Yayınları
(2) A.G.E. Sf:16