Daha haberleri yeni yeni çıkmaya başladığında The Walking Dead fanları için bekleme başlamıştı. Aylar geçti sabırsızlık arttı ve beklenen gün geldi çattı. Fear the Walking Dead pilot bölümü ile görücüye çıktı.
Robert Kirkman ve Dave Erickson’ın yarattığı seri The Walking Dead’in bilmediğimiz tarafına, yani Zombi istilasının hemen öncesine odaklanıyor. Böylece büyük abisinden farklı bir yol çizerek bize yeni bir tat vermeyi vaat ediyor.
İki sezon için anlaşılan serinin ilk sezonunun 6 bölümden, ikinci sezonun ise 15 bölümden oluşacağını biliyoruz. Şimdiden gidişatı kestirmek güç, ancak bir yerlerde ana diziye de bağlantılar kurulacağını söylemek çok da yanlış olmayacaktır.
Los Angeles’da geçen dizi, madde bağımlısı genç Nick Clark’ın (Frank Dillane) uyanması ile başlıyor. Nick aldığı uyuşturucunun etkisi ile kaldığı kilisede uyanıyor, ancak daha kendine gelemeden bir zombi saldırısının ortasına kalıyor. Son anda sokağa kaçabilse de bir aracın çarpması ile kendini hastanede buluyor.
Rick Grimes’ın The Walking Dead’in ilk bölümünde hastaneden nasıl kalktığını hem seriyi çizgi romandan hem de diziden takip edenler hatırlayacaktır. 28 Gün Sonra‘ya saygı duruşunda bulunan açılış, TV tarihinde iz bırakan sahnelerden biriydi. Nick’in uyanışı ise o kadar vurucu olmasa da zombi sever seyirciyi tatmin edecek bir heyecan yaşatıyor.
Los Angeles’ta bu arada garip şeyler olmaya başlamış bile. Gizemli bir salgın, kayıp insanlar, tedirginlik had safhada. Ancak görmesini bilen gözler için tehlikenin kapıda olduğu anlaşılıyor.
Nick hastanede çıldırdığını düşünürken anne Madison Clark (Kim Dickens) ve ailede henüz kabul görmeyen üvey baba Travis (Cliff Curtis) yaşadığı şeyin uyuşturucu ile ilgisi olduğuna ikna etmeye çalışıyorlar.
Kanlı açılıştan sonra dizi adeta bir drama dönüşürken vitesi geriye alıp karakter gelişimine gitse de sonlara doğru tekrar açılıyor ve internete düşen bir zombi videosu yaşanılanın bir grip salgınından çok daha fazlası olduğunu gözler önüne seriyor.
Serinin başarısı bilinmez ancak ilk bölümden öne çıkan üç karakter de oyunculuk adına iyi işler yapıyor. Kim Dickens zaten tanıdığımız beğendiğimiz bir oyuncu, Frank Dillane yeni Johnny Depp olmaya aday görünüyor. Ancak şimdilik seri The Walking Dead hayranları için çerezlik gibi duruyor. Henüz çok başındayız, yermenin alemi de yok ama ilk bölümden mantık hatalarına takmıyor da değilim. Kilisedeki zombilere ne oldu? Her ölen zombi oluyorsa hala hükümet bunu nasıl gizleyebiliyor? Ortaya çıkan videoya bile inanmamak neden?… gibi sorular çoğaltılabilir.
Genel olarak değerlendirmek gerekirse tabii ki ilk bölümü The Walking Dead’in ilk bölümü ile kıyaslayınca çok geride olduğunu söylemem gerek. Ancak bu kötü demek değil. Dizi ortalamanın üstünde bir yapım olacağını özellikle kanlı sahnelerde gösteriyor. Yerine getirmesi gereken bir ödev var, o da abisinin rüzgarı ile yakalayacağı şöhreti iyi değerlendirmek. Yoksa iptal olan diziler kervanında kendine kısa zamanda yer bulacaktır.
Bir saati aşkın pilot bölüm bize yer yer hoş tatlar verip yer yer kendini geri çekerken gene de merak duygumuzu körüklemeyi de başarıyor. Dizinin gelişiminden umudum var, en azından bu boşlukta korku sever TV seyircisini kendine çekmeyi başaracaktır.