blank“Ben öldüğümde, doğruca cennete gideceğim. Siz de şimdi kalkıp ‘Niye?’ diye soracaksınız. Yeterince dua mı ettim? Hayır. Yeterince paylaştım mı? Pek sayılmaz. Yeterince alçakgönüllü müydüm? Kesinlikle değildim. Peki, nasıl oluyor da cennete gideceğimden bu kadar emin olabiliyorum diye soracaksınız. Ben de size şunu söyleyeceğim : Çünkü ben doğruları söyledim.” Filth And Wisdom, Eugene Hütz’ün ağzından dökülen bu kelamlar ile açılıyor.

Gogol Bordello’nun uçuk kaçık vokalisti Hütz’ün ölüm ve yaşam ikilisine olan takıklığı göz önüne alındığında, kendisinden duymayı bekleyeceğimiz, her ne kadar klişeye tekabül etse de etkileyici kelamlar bunlar. Filth And Wisdom’ın derdi de bilgelik yolunu arşınlarken ayaklarımızı soktuğumuz çamurun, kişiliğimizde, karakterimizde ve tabi kaçınılmaz olarak da sözde bilgelimizde bıraktığı izlerle gibi görünüyor.

Projenin arkasındaki ismin Madonna olduğunu duyduğunda irkilmeyen bir sinemasever var mıdır acaba? Hele ki kendisini Guy Ritchie’nin laneti olarak görenlerin sayısı göz önüne alındığında… Son yıllarda müzikal çizgisini koruyamadığı için kendisine hali hazırda çamur atılması, kaçınılmaz olarak ilk film projesinin de peşin peşin taşa tutulmasına sebep olacaktı. Nitekim öyle de oldu. 2007 yılında ilk defa kısa film projesi olarak duyurulduğunda bile kızgın cızırtılara gark eden Filth And Wisdom, çok geçmeden orta metraja, nihayetinde de uzun metraja terfi etti.

Aslında Filth And Wisdom, hem Madonna’nın hem de oyuncuların hayatından küçük kesitler barındıran ve kilit etkilenim noktalarını işaretleyen karmaşık bir yapıya sahip. Madonna’yı karşılamaya en müsait karakter ise hiç kuşkusuz Holly… A.K.’nin doğrudan motivasyonu sebebi ile “bedenlerimizden çıkan enerji ile istediğimiz her şeye sahip olabiliriz.” Düsturunu benimseyen Holly, bu şekilde kariyerini değiştirme kararı alıyor. Yine de Holly’i doğrudan Madonna olarak değil, onun bir parçası olarak görmek daha doğru olur. Çünkü felsefe yapmayı düstur edinmiş A.K.’de, mücadelesinden asla vaz geçmeyen Juliette de onun parçaları aslında.

Madonna’ya ilham veren dans hocası –aynı zamanda yazar ve şair- Christopher Flynn ise, filmde Eugene Hütz’ün akıl hocalığını yapıp ona ilham veriyor. En keyifli Gogol Bordello şarkılarından biri olduğunu düşündüğüm Wonderlust King’de, filme göre Flynn’in köşeye atılmış kitabındaki mottolardan ilham alınarak yaratılmış oluyor. A.K.’nin küvette oturmuş Wonderlust King’i okurken aklına çakan şarkısı, bütün plak şirketlerini dolaşmasına rağmen, gerçek hayatta olduğu gibi bir patlama yaratamıyor belki ama filmin en keyifli anlarının fonuna yerleşiyor adeta! Gerçi, Eugene’e ilham olacak “Gerçek güzelliğin aşıklarını bulmak için tüm dünyayı gezdim. Zaten yoktular” mottosuna erişebilmesi için birkaç satır Atilla İlhan okuması da yeterli olabilirmiş gibi gibi.

blank

Filth And Wisdom ana karakterleri olan A.K., Holly ve bazı “an”larda fiziksel olarak Madonna’ya benzettiğim Juliette’in hayat rotalarının değişimi üzerine kurulu. Diğer taraftan Richard E. Grant’ın leziz performansı ile hayat verdiği Professor Flynn’ı da es geçmemek lazım. Bir nevi hayattaki azizleri keşfetme kılavuzu görevini üstelenen Flynn, Madonna üzerinde yarattığı etkiyi, filmde de Eugene üzerinde yaratıyor.

Hayatı karşıtlıklar üzerinden yorumlama yanılgımız üzerine giden Madonna, üç karaktere üç farklı koldan eğilse de, her üçünün hikâyesini de elle tutulur bir sona kavuşturmaktan ziyade, finalde sahneyi, yarım yamalak felsefi çıkarımlar yapmaya bayılan A.K.’ye bırakıyor: “Murdarlık olmadan bilgelik olmaz… Tıpkı karanlık olmadan, ışığın var olamayacağı gibi.”

Finalde Gogol Bordello üyelerinin topluca icra ettikleri ve grubun beylik hitlerinin arasında pek de anılmayan My Strange Uncles From Abroad’da, karşıtlıklardan klişe kelamlar üretmekte usta olan Madonna’nın alameti farikasının felsefesini özetler nitelikte.

Daha önce Pala Tute / La Isla Bonita yorumu için bir araya gelen Madonna ve Eugene ikilisinin bir nevi ortak kabul edilebilecek projesinin ardında ise, kuşkusuz Hütz’ün  Everythings Is Illuminated ile göz kırptığı oyunculuk becerileri yer alıyor. Wristcutters: Of A Love Story’de her ne kadar kendisine  Shea Whigham hayat vermiş olsa da, Eugene’in Goran Dukic’in bu filmine olan katkıları da, Filth And Wisdom’a ilham veren bileşenler arasında.

blank

Fatih Yürür

İlk sinema deneyimi, bir Stephen King uyarlaması olan “Geri Döndüler” olmuştur. Yazmaya başladığı dönem ise aslen lise yıllarıdır. Saçma sapan korku hikayeleri kaleme almaktadır ve asıl amacı bir gün bunları görselleştirebilmektir. Çeşitli platformlarda oyun incelemeleri ve film eleştirileri yazar. Yaratmış olduğu RüyadaM adında bir animasyon ve çizgi hikaye karakteri bulunmaktadır.

1 Comment Bir yanıt yazın

  1. ötekininema sitesinde onlarca yazı okudum.
    ilk defa hiçbir şey anlamadım.
    tekrar yazılması gereken bir eleştiri…

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Kasabayı Kurtarıyoruz: The Magnificent Seven (2016)

Kan, barut ve gözyaşı, bu filmde hepsi var, bir de
blank

The Amazing Spider-Man (2012)

Çizgi romandaki Örümcek Adam’ın, kanımca en iyi sinemalaştırılmış halini görmek