1964 yılı mahsulü First Men in the Moon, Nathan Juran tarafından yönetilmiş olan İngiltere yapımı bir film. H.G. Wells’in 1901 tarihli The First Men On The Moon adlı romanından sinemaya uyarlanmış. Bazı kaynaklarda eserin ilk uzaylı distopya romanı olduğundan bahsedilir. Roman ilk olarak 1919 yılında Bruce Gordon ve J.L.V. Leigh yönetiminde sinemaya uyarlanmış. 1964 tarihli filmimiz için romanın ikinci uyarlaması diyebiliriz.
Aya seyahat nihayet gerçekleşir ve dünyanın çeşitli ülkelerinden seçilmiş astronotlardan oluşan bir ekip aya iner. Bütün dünya bu haberi coşkuyla karşılar. Ancak bir süre sonra ay yüzeyinde eskimiş bir İngiliz bayrağı ile yıpranmış bir belge bulurlar. Belgede ayın 1899 tarihinde Kraliçe Victoria adına fethedildiği yazmaktadır. Hemen bir araştırma ekibi kurularak belgede ismi güçlükle okunan Katherine Callender’ın peşine düşülür. Callender’ın uzun zaman önce öldüğü öğrenilse de olayla bağlantılı olduğu anlaşılan Arnold Bedford bir huzurevinde bulunur. Bedford 1899’da aya nasıl yolculuk ettiklerini anlatmaya başlar.
Başarısız bir yazar olan Bedford yeni kitabını yazmak üzere kırsalda bir eve taşınır. Kız arkadaşı Callender ile evlenebilmek için acilen başarı ve paraya ihtiyacı vardır. Burada komşuları mucit Joseph Cavor ile tanışırlar. Cavor kendi isminden türeterek “cavorite” ismini verdiği, yerçekimi etkisini yok eden bir malzeme bulmuştur. Bu malzeme sayesinde en büyük hayali olan aya seyahati gerçekleştirebileceğini düşünmektedir. Ay yüzeyinde dünyada olmayan yeraltı kaynaklarının keşfi ve bunların getireceği maddi imkanlar Bedford’ın gözünü döndürür ve yazar kimliğinden sıyrılarak bir anda fırsatçı girişimci iş insanı kimliğine bürünür. Cavor’ın ihtiyacı olan parayı bulmak için kirada oturduğu evi bir başkasına satar ve Cavor bu parayla aya seyahat için tasarladığı küremsi aracını tamamlar. Bedford ve Cavor aya seyahat için hazırdır.
Fantastik sinema ile ilgilenen herkesin ismini bildiği, stop-motion denince akla gelen ilk isim olan Ray Harryhausen, bu filmin görsel efektlerinin yanı sıra yapımcılığını da üstlenmiş. Yani anlayacağınız görsel efektler emin ellerde.
First Men in the Moon, aya ilk ayak basıldığı iddia edilen tarih olan 1969’dan beş sene önce çekilmiş. O sıralar gündemi en çok meşgul eden konulardan biri olan aya seyahat, filmin hemen başında gerçekleşiyor. Ancak orada buldukları eski bir bayrak ve 1899 senesine ait bir belge aya daha önce dünyadan birilerinin geldiğini gösteriyor. Bu başarılı girişten sonra Bedford, 1899 senesinde olanları anlatmaya başlıyor. Bundan sonraki yaklaşık kırk beş dakikalık bölüm alışılageldik komedi öğeleriyle bezeli, bilim kurgu ile alakası olmayan, BBC kökenli herhangi bir komedi dizisi sıradanlığında geçiyor. Ancak Cavor, Bedford ve Callender’ın aya gitmesinden sonra 180 derece çark ederek altmışlı yılların bayıldığım lezzetindeki hafif (pop-corn) bilim kurgularına evriliyor ki o andan itibaren tadından yenmiyor. Aydaki böcekimsi yaratıklardan oluşan uygarlık, bu uzaylı uygarlığın yaşadığı deliklerin keşfi ve nihayetinde aydan kaçış gibi bölümler, aksiyon açısından günümüz sineması ile yarışamayacak kadar basit ama çok daha eğlenceli. Özellikle ay yüzeyinde geçen sahneler düşünüldüğünde komik diyebileceğim fazlasıyla ayrıntı bulmak mümkün. Elbette ki bunlar eğlence katsayısını yükseltmek adına artı puanlar. Yoksa bu ayrıntıları tek tek sayıp filmi yerecek değilim.
Bir de ekstra not olarak H.G. Wells’in romanında ay, atmosfere sahip olarak tasvir ediliyordu. Dolayısıyla kahramanlarımız ayda herhangi bir kıyafet giymek durumunda kalmıyorlardı. Ama filmde bu nokta gözardı edilmiş ve güya daha gerçekçi olmak adına kahramanlarımıza ayda dolanırken elleri açıkta bırakan o komik dalgıç kıyafetleri giydirilmiş.
Bu pek bilinmeyen ama bilinse de zaten çok fazla ses getirmeyecek olan hafif bilim kurgu macerası eski güzel günleri özleyen bünyelere iyi gelecektir diye düşünüyorum. Bana iyi geldi, oradan biliyorum.
Öteki Sinema için yazan Murat Kızılca
Harryhausen!!!
Başkalarını bilmem ama ben bu filmleri, hem sinema tarihi açısından, hem de kendi açımdan çok önemsiyorum. Angry Red Planet gibileri de dahil…
Hem Harryhausen gibi çok önemli bir faktör var. Nasıl sevmem?!
buradaki görüntüler siyah beyaz ama ben filmi renkli olarak izledim ama alt yazısı kaymış ve yarım olarak :) yinede eğlenceli ve şimdiki birçok bilimkurguya taş çıkartacak görüntülere sahip.
Geçtiğimiz hafta içinde, H.G. Wells’in ölümsüz eserinin, BBC için çekilmiş yeni bir versiyonunu izledim: The First Men in the Moon (2010, y.Damon Thomas)
1964 yapımı filmin yanında kelimenin tam anlamıyla garabet gibi duruyor. Belki TV için çekildiğini düşünerek bir parça geri adım atabilir miyim diye düşünüyorum ama yok, anında vazgeçiyorum ve ilk söylediğimde ısrar etmeye karar veriyorum: Garabet. Yenisinden uzak durun, eskisini bir kere daha izlemek sağlığınız açısından çok daha faydalı olacaktır, emin olun.