… Dikkat: Yazı bazı sürprizbozanlar içerir …

Found posterFantastic Planet vs A Night of Horror 2013’te izlediğim en rahatsız edici film olma payesini Scott Schirmer’in ilk uzun metrajlı filmi olan Found. hakketti. Slasher filmlere yeni bir soluk getiren bu filmi We Need to Talk about Kevin’den on kat daha psikopat bir katil ergen filmi olarak tanımlayabiliriz.

Öteki Sinema için yazan: Can Yalçınkaya

8.000 dolar gibi mikro bir bütçeyle çekilen Found., Todd Rigney’nin aynı adlı romanından uyarlanmış. Schirmer ve Rigney’nin birlikte yazdıkları senaryo, Marty adlı bir beşinci sınıf öğrencisinin, abisi Steve’in, insanların (genelde siyah kadınların) kafasını kesip odasındaki dolabında saklayan bir seri katil olduğunu anlatmasıyla açılıyor. Bu durumdan pek de rahatsız olmuşa  benzemeyen Marty, bazen gizlice abisinin odasına girerek dolaptaki kesik başları inceliyor.

Marty ve Steve korku filmlerine, metal müziğe ve çizgi romanlara hayranlık besliyorlar. Marty okuldan bir arkadaşıyla beraber korku temalı bir grafik roman yazıp/çiziyor. Filmde bol bol kullanılan prop’lar arasında vhs kasetler, video oynatıcılar, teypler, metal grubu posterleri var. Böylelikle filmin 80’li yıllarda geçtiği çıkarımına ulaşabiliyoruz. Marty’nin çizdiği hikayelere yaptığı “grafik roman” vurgusundan bunun 1980’lerin ikinci yarısı olduğu izlenimine de ulaşabiliriz.

İki kardeş aileleriyle beraber görünüşte sıradan bir banliyö yaşantısı sürüyorlar. Ebeveynleri, sevecen bir orta sınıf ailesi tablosu çizse de, film ilerledikçe babalarının şiddete eğilimli ve ırkçı bir adam olduğunu anlıyoruz. Hikaye Marty’nin bakış açısından anlatılıyor. Marty, bir yandan abisinin seri katil olduğu gerçeğiyle yüzleşirken, bir yandan da okulda bazı çocukların zorbalıklarına maruz kalıyor. Tek sığınak noktası olan korku filmleri ve çizgi romanları annesi tarafından hoş karşılanmıyor ve bu konuda zaman zaman azar işitiyor.

Marty’nin tüm bunlara karşı belli bir rutinde ilerleyen hayatı, abisinin odasında bulduğu Headless adlı bir filmi izlemesiyle çığrından çıkıyor. Şiddet dozu yüksek olan bu filmde, kurbanlarına işkence eden, kanlarını içen, etlerini yiyen, kafalarını kesip tecavüz eden bir maskeli katil gösteriliyor. Marty, abisinin de bu katille aynı yöntemleri izlediğini düşünerek dehşete kapılıyor. Bu noktadan sonra, film acımasız bir finale doğru ilerliyor.

Found 01

Düşük bütçesine rağmen bir hayli profesyonel görünümlü bir yapım, Found. Pratik özel efektler, gore katsayısı yüksek sahnelerde oldukça etkileyici şekillerde kullanılmış. Kimi şiddet sahnelerinde salonda gülme sesleri yükselse de, karşı karşıya olduğumuz kesinlikle camp bir korku filmi değil.

Marty rolünde Gavin Brown ve Steve rolünde Ethan Philbeck iyi birer performans sergiliyorlar. Anne ve babaları rolünde Phyliss Munro ve Louie Lawless ise pek derinlikli birer karakter portresi çizemiyorlar.

Found.’ın önemli bir kusuru süresinin biraz uzun olması. 103 dakikalık bu film, 90 dakikaya indirilse biraz daha derli toplu bir sonuç elde edilebilirmiş. Sonlara doğru gerilimin yükselmesi gereken noktalarda filmin biraz rölantide ilerlediğini hissediyoruz. Bunda önemli bir etken, filmin bir romandan, romanın yazarı tarafından uyarlanmış olması, sanıyoruz. Fakat film, son on dakikasıyla öyle yüksek bir gerilim ve dehşet yaratıyor ki, salondan çıkarken yüzümüze bir şamar, midemize okkalı bir yumruk yemiş gibiyiz. Yanlış anlaşılmasın, bu dehşeti göstermekten ziyade, seslerle ima ederek yaratıyor, Schirmer.

Uzun bir sure bu filmin ne hakkında olduğunu düşünüyorum. Başlangıçta, Scream tarzı bir meta-korku filmi izleyeceğiz hissine kapılıyoruz. Fakat filmin ikinci yarısından itibaren bu postmodern oyunbazlık kayboluyor. Oldukça güçlü bir ırkçılık teması var. Fakat ortada bir ırkçılık eleştirisi göremiyoruz. Steve, ebeveynlerini suçluyor, ama bunun sebebini de tam olarak öğrenemiyoruz. Belki de bir banliyö yaşamı eleştirisi söz konusu. Mükemmel gibi görünen hayatların arkasındaki dehşet verici ayrıntılar sergileniyor gibi. Ama bu temaya da öyle fazla bir vurgu yapılmıyor. Bir başka işlenen tema da korku filmleri izlemenin insanları şiddete itme potansiyelinin olup olmadığı… Film bu konuda da herhangi bir önermede bulunmuyor.

Son tahlilde, Found. korku filmlerini zevkle izleyen bir çocuğun hayatının izleyebileceği herhangi bir korku filminden daha dehşet verici bir hal almasını anlatan bir film, diyebiliriz. Toplumsal tabuları ve aile değerlerini ayaklar altına alan, çocuklara karşı şiddetin resmedildiği korku filmleri arıyorsanız, doğru adrese geldiniz.

blank

Can Yalçınkaya

Müzmin öğrenci, Punk Akademik. Avustralya'da yaşıyor ve Türk sineması ve popüler müziğinde melankoli üzerine çalışıyor. Çizgi romanlar, filmler, kitaplar, fanzinler ve saireyle haşır neşir olmayı, yazmayı ve çizmeyi seviyor.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Science Fiction Volume One: The Osiris Child (2016)

“Son Savaşçı” o çok sevdiğim kirli-paslı-tozlu bilim kurgulardan biri… Mad
blank

Rashomon (1950)

“İnsanlar kötü şeyleri unutmak ve yalan da olsa iyi şeylere