Frances Ha posterBaşkaları sever mi bilmem ama ben ‘sempatik tutunamayanların’ hikayelerini sevmişimdir her zaman. Belki de hayatımın daha tam olarak belli bir çizgide ilerlemiyor olması, hangi yönde gideceğimin belirsizliği, bende de bir tutunamayanlık yarattığı için, kendimi yakın hissediyorum bu tarz karakterlere ve hikayelerine. Frances Ha, işte tam bu modelde, sinemada görmeye alışık olduğumuz kadın profili dışında, ayrı bir konumda duran, var olma mücadelesi veren bir bireyin hikayesinin anlatıldığı bir film. Hem de siyah-beyaz.

Öteki Sinema için yazan: Nuri Şimşek

Bir dans okulunda stajyer olarak görev yapan Frances, geleceği ve kariyeri pek de parlak gözükmeyen biridir. Yakın arkadaşı Sophie ile aynı evde yaşamaktadır ve ikisi de bu beraberliklerinden oldukça mutludurlar. Elindeki küçük şeylerle mutlu olabilir Frances, fakat Sophie hayat maratonunda biraz daha hırslıdır. Daha güzel bir semtte yaşama fırsatı eline geçtiği zaman Frances’i tek başına bırakır. Frances’in bir yaprak gibi oradan oraya sürüklenmesi de böylelikle başlar. Dans okulundan beklediği görevleri alamayınca maddi olarak zorluk yaşamaya başlayan Frances, iki erkekle bir eve çıkar ve hayatını bir şekilde devam ettirmeye çalışır. Rüzgar Frances’i önce ailesinin yanına, ordan da okuduğu üniversitede küçük bir işte çalışmaya yönlendirir. Frances, daha sonra istemediği bir işte çalışmaya başlar, koreografiler hazırladığı bir işe atılır, kendine yeni bir ev tutar ve film biter.

Frances Ha 1

Frances Ha’yı benzerlerinden ayıran en önemli özelliklerinden biri ana karakterin doğallığından gelmektedir. O kadar içtenlikle yazılıp, canlandırılmış ki, izlediğimiz bir film değil de arkadaşlar arasında çekilmiş bir video sanki. (böyle hissetmemde filmin 5dMark II ile çekilmiş olmasının bir alakası yoktur :)) Frances, pozitifliğini hiç kaybetmeyen, anlık patlamaları, çılgınlıkları olan ama hayattan daima keyif alınması gerektiğinin de farkında olan bir kadın. Filmde kendisine ‘çıkılamaz’ sıfatı yapıştırılmıştır, çünkü o kalıplara uymamaktadır. Görmeye alışık olduğumuz, modern; topuklu ayakkabılı, makyajlı, saçları yapılı olan kadın figürünün aksine, dağınık saçlı, pejmürde, dağınık, koşarken yere düşebilen, kolları bacakları yara içinde düz, normal bir kadın. Onun bu gerçekliği filmin çok da ilgi çekici olmayan senaryosunu, izlenebilir kılıyor.

Frances Ha 3

Dünyayı siyah beyaz gördükleri için köpekleri kıskandığım çok olmuştur. İçimdeki siyah beyaz tutkusu, bir eserden aldığım keyfi de etkiliyor. Oyunculukla, diyaloglarla, mizansen ile verilemeyen duygunun ışık ve renk kullanımıyla verilmeye çalışılmasını biraz çakallık olarak değerlendirdiğim için, siyah beyaz daha inandırıcı geliyor bana. Frances Ha, “Beni izlerken renklere ihtiyacınız yok, ben yeterince renkliyim zaten” diyen bir film. Bir metropol olan New York’un gençlik ve yetişkinlik arasında gitgeller yaşayan bir kadın üzerinde yarattığı etkiler oldukça güzel verilmiş, Frances’in iki günlük Paris yolculuğu ise hem anlamsal hem de estetiksel olarak filmden alınan keyfin dozunu bir hayli arttırmış.

Frances Ha 4

Filmin belki de tek sıkıntılı yönü finali. Yoğun bir gerçeklikle ilerleyen film, son bölümde ‘İyiler daima kazanır’a benzer bir yöne evriliyor. Frances, hayali olan dansçılıktan vazgeçerek varolmayı başarıyor. Finalde yeni bir eve sahip oluyor fakat bu evin de bir zafer mi yoksa yenilmişliğin tesellisi mi olduğu belirsiz.

Greta Gerwig’in hem senaryoya katkıda bulunması, hem de oyunculuğu üstlenmesi filmin en büyük artısı bence. Bir mutlu kaybeden, tutunamayan ancak bu kadar güzel canlandırılabilirmiş. Noah Baumbach, yönetmenlik olarak çok farklı bir şey koymuyor belki ortaya fakat üstlendiği işin hakkını verdiğini söyleyebiliriz. Özellikle görüntü yönetmeni Sam Levy ile abartıya kaçmadan, siyah beyazı ustalıkla kullanmaları görülmeye değer. Frances Ha, kısa süresiyle de seyirciyi sıkmadan anlatmak istediğini vermesiyle de övgüyü hak ediyor. İkinci kez izlenir mi bilinmez fakat en azından bir kere görülmeyi kesinlikle hak eden bir film.

Fragman izle

Frances Ha 2

blank

Misafir Koltuğu

Öteki Sinema ekibine henüz katılmamış ya da başka sitelerde yazan dostlarımız her fırsatta harika yazılarla sitemize destek veriyor. Size de okuması ve paylaşması kalıyor...

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

The Atticus Institute (2015)

The Atticus Institute son on yılın saçma sapan şeytan kaçması
blank

Baxter (1989)

KÖPEĞİM SİZİ SEVMEK İSTİYOR! Başrolünde bir köpeğin olduğu ve kahramanın