Game of Thrones / Taht Oyunları, sadece fantastik bir dizi değil aynı zamanda uyarlandığı kitapların ruhunu yakalayan ve seyirciye geçirebilen epik bir yapım.
Bütçe meseleleri yüzünden kitaptakine nazaran daha kısa ve bazen de “geçiştirilen” savaş sekansları izlesek bile bazen ağzımızın suyunu akıtan anlara denk gelmiyoruz değil. Bunlar genelde sezon sonunda karşımıza çıkan şeyler oluyor ve o zaman bu dizinin meraklılarının hepsinin at binip kılıç kuşanası geliyor. Yine de savaşmayıp dizi izlemek bence en güzeli…
Son sezondaki muhteşem 4. bölümün hatırına, bu listede Game of Thrones dizisinin 6 sezonluk macerasından seçtiğim 6 savaş sekansını işaretlemek istiyorum.
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
https://youtu.be/qYVWyBB3dto
SIEGE OF MEEREEN
Bu bölümü listeye aldım çünkü bana Amerikan liberalizmi konusunda şahane fikirler veriyor. Daenerys’in Köleler Körfezi’nin son şehrine saldırırken köleleri serbest bırakarak ellerine kılıç verip efendilerine karşı savaşmalarını istemesi tam da Ortadoğu ülkelerindeki Amerikan kışkırtıcılığına denk düşüyor. Yine de keyifle izlenen bir bölümdür, özellikle Daario Naharis’in havalı bir süvariyi madara ettiği çarpışma sahnesi görülmeye değer. Her ne kadar, Indiana Jones ya da Kıngdom of Heaven gibi filmlerden aşırma bir fikir olsa da. Batılı kılıklı savaşçı doğulu süvariyi alaşağı ediyor. Bunu hep izliyoruz ama filmleri-dizileri çekenler onlar, katlanıyor gönül. Daha sonra izleyeceğimiz Battle of Meereen mücadelesinde ise köleci sahipler bir donanma ile Meereen’i kuşatıp büyük toplarla dövdüler ki o da bana hep Constantinapolis’in kuşatılmasını hatırlatır.
Savaşın kaybedeni: Meereen’in köle taciri efendileri…
Mutlak kazanan: Daenerys Targaryen ve kalp hırsızı Daario Naharis.[/box]
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
BATTLE FOR WINTERFELL
Biri (Melissandre) bu adama, “sen Staniss’in büyük düşün!” diye gaz verdikçe kendisini yenilmez sandı ve ağır kış şartları altında ordusunu Kışyarı’na sürdü. Adeta Rus kışındaki Alman ordusu gibi dökülen Stannis kuvvetlerinin Ramsey Bolton karşısında hiçbir şansı yoktu ve öyle de oldu! Melissandre’nin kehanetlerine fazlaca güvenen, taç yolunda kardeşini ve kızını katletmekten bile geri durmayan Stannis’in kaybettiğini görmek, sanılanın aksine, kimseyi üzmedi! Zaten, Karasu Savaşı’nda ondan bir halt olmayacağı belliydi. Evet, tacın gerçek sahibi olabilir ama sünepe biriydi Stannis, bir kral asla değildi. Krallar ordularını düşünür, iri göğüslü bir büyücüyü değil!
Savaşın kaybedeni: son kez Stannis Baratheon ve onun krallık hayalleri…
Mutlak kazanan: gevrek gevrek gülen Ramsey Bolton. (adama piç diyesim geliyor ve gerçekten öyle!)[/box]
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
https://youtu.be/O7S9DMGYRAI
MASSACRE AT HARDHOME
Adı üstünde, bu bir savaştan ziyade katliam! Jon Snow ve Tormund’un yaşadığı şaşkınlık ve White Walkers’ın yarattığı tehdidin büyüklüğü ilk kez bu bölümde anlaşıldı. Dizinin en dramatik ve seyir açısından zorlayıcı bölümlerinden biri çünkü bu bölümün yönetmeni Miguel Sapochnik bıçağı seyircinin kalbine soktuktan sonra çevirmeyi de ihmal etmiyor. Sezonlar boyunca “duvarın ardındakiler” diye alay ettiğimiz, ilkel bulduğumuz Özgür Halk’a tam kanımız ısınmışken neredeyse soykırıma uğradıklarını gördük! Gerçekten de, gemilere ulaşabilen bir avuç savaşçı ve halktan insan dışındakiler mutlak bir kıyıma uğradı ama en azından şu Valyrian çeliğinin bir işe yaradığını da gördük. White Walker’larla savaşa girerken bize bu kılıçlardan lazım, hem de binlerce!
Savaşın kaybedeni: O bölümde insan namına kim varsa!
Mutlak kazanan: Sahilden Jon Snow ve Tormund’a sırıtarak bakan White Walker lordu.[/box]
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
THE BATTLE OF CASTLE BLACK
Jon Snow’un Alper Tunga olmaya ramak kala kaleyi ve oradakileri kurtardığı ve kale kumandanı olmasına yol açan savaş bölümü. Gerçi, oldu da ne oldu, uzlaşmacı kişiliği yüzünden kendi adamları tarafından öldürüldü, sonra bir büyücünün ellerinde dirilmek zorunda kaldı!
Savaşa dönersek, duvarın ardındaki özgür halkın tüm güçleriyle saldırdığı, dev savaş makinelerini devreye soktuğu, Jon’un kuzeyli yavuklusu olan Ygritte’in pek bir kahramanlık yaptığı bölümdür ama bu efor kaleyi almalarına yetmedi. Jon Snow’un ilerleyen bölümlerde de pek işine yarayacak olan taktik dehası devreye girdi de seyircinin tuttuğu taraf kazandı. Castle Black Savaşı heyecanlı bir sezon finaliydi ve unutulmaz savaş sekansları arasına girmeye hak kazandı.
Savaşın kaybedeni: Mance Ryder ve Özgür Halk.
Mutlak kazanan: Jon Snow.[/box]
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
THE BATTLE OF THE BLACKWATER
Karasu Savaşı, GoT tarihinin başka hiçbir şeyle ilgilenmeden mücadeleye adanmış bölümüdür ve arada bir geri dönüp izlemek şarttır. Stannis’in donanması Westeros’u almak için gelirken Lannister’ların pek şansı yoktu ama ucuz hayat kadınlarından başka kimsenin ciddiye almadığı Tyrion’ın kendisini ispatladığı savaş oldu. Hoş, onunkisi bundan fazlasını içeren gerçek bir fedakârlıktı ama savaşı kazananların zeki olması gerektiğini göstermesi açısından önemli. Bu bölümün en içimizin yağlarını eriten kısmı ise Joffrey’in korkaklığı ve dayısından yediği (aynı zamanda amcası da oluyor) tokattır. Bazı hayranlar bu savaş bölümünü Battle of Bastards’a yeğ tutar, gerçekten de GoT’un “bu nasıl dizi, konuşmaktan başka bir numaraları yok” eleştirilerine cevabıdır ve özellikle Stannis’in donanmasının havaya uçtuğu sekansın görselliği herkesi susturmaya yeter!
Savaşın kaybedeni: Stannis ve Joffrey. (kısacası Baratheon’lar)
Mutlak kazanan: Tyrion sayesinde Lannister’lar…[/box]
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
https://youtu.be/tsFeIVJfKsA
THE BATTLE OF BASTARDS
Şimdiye kadar bu dizide daha iyi bir savaş sekansına denk gelmedik. Kışyarı için verilen amansız mücadelede iki keskin taraf var. Biri bir “piç” olmasına rağmen Stark hanesini devam ettirebilecek son kişi olan Jon Snow, diğeri ise onunla aynı kaderi paylaşarak dünyaya gelmiş ama güce ve onun şeytani tarafına kapılmış olan Ramsey Bolton. Ramsey’in, karısını ve bebeğini aç köpeklere yedirmek dâhil, yaptıklarını bildiğimizden tarafımız belli ama burayı Ramsey Bolton’dan almayı deneyen Stannis Baratheon’un başına gelenleri de biliyoruz. İşte bu gerçekten büyük bir mücadele demek… Savaşan taraflardan biri ölecek, ölmesini istediğimiz de belli ama GoT bu, istediğimiz hiçbir şey olmazken istemediğimiz her şey 5 saniye içinde gerçekleşebiliyor (bknz: Red Wedding).
Tekrar savaşa dönelim, şimdiye kadar bir dizide gördüklerimizden çok daha fazlası, Yüzüklerin Efendisi filmindekine yaklaşan bir görsellik ve koreografi, muhteşem bir kale içi çarpışma, oldukça dramatik anlar ve Sansa’nın nihayet olayların gidişatını değiştiren bir karaktere dönüştüğü an. Bolton piçi Ramsey, “Kuzey unutmaz” lafının anlamını ilk elden öğreniyor. Ve alkışlar Jon Snow’a olduğu kadar fedakâr dev savaş makinesi Wun’a… Büyüksün Wun, gerçekten!
Savaşın kaybedeni: sonsuza dek Ramsey Bolton.
Mutlak kazanan: Jon Snow, Stark Hanesi, Serçeparmak, Sansa ve Kışyarı’nın gün yüzü görmemiş emekçileri…[/box]
Murat Tolga Şen – murattolga@otekisinema.com