Yönetmen J. Lee Thompson’ın 1981 Kanada yapımı filmi Happy Birthday to Me, çevrildiği dönemin ses getiren filmlerindendir. Katilin siyah eldivenli olması ve cinayet sahnelerinin yakın plan kadrajlanması, ilk bakışta ‘cinayet filmi’ gibi algılanmasına yol açsa da aslında iyi korku öğeleri işlenmiş bir Teen Slasher filmidir. Hatta Teen Slasher filmlerine ışık tutmuş, gelişiminde büyük katkılar sağlamış ders niteliğindedir.
B-movie katogorisinde değerlendirebileceğimiz filmin konusu benimde favorim olan Teen Slasher filimlerine iyi bir örnek teşkil etmekte. Film, bir yanımızı sürekli gererken, beynimizin çalışması içinde ipuçları toplamaya ve düşünmeye sevk ediyor. 80’li yıllarda video filmleri furyasında ilgiyle izlenen bu film, bugün bile izlenmeye değer öğeler içermekte. Bir gurup zamane gencinin başlarından geçen cinayetler serisini çözmeye çalışırken aksiyon sahnelerindeki gerçeklik alkışlanmaya değer. Aslına bakarsanız zaten 80’li yıllarda aksiyon sahnelerini sahte çekebilmek gibi bir teknoloji olmadığından, uçan arabalar ve motorsikletler, dublörler tarafından ustalıkla film karelerine aktarılmış.
Konusuna gelince Virginia, pisikolojik sorunları olan ve arkadaş çevresine uyum sağlayamayan masum bir genç kızımızken bir anda başlayan seri cinayetlerle yaşadığı travmayı hatırlamaya başlar. Geçmişte geçirdiği trajik kaza, hafızasında çok farklı ve derin yaralar bırakmıştır. Süpriz sonlardan hoşlananlar için filmin sonu kesinlikle süpriz gelecektir.
Filmin oyuncularından Virginia rolünde izlediğimiz Melissa Su Anderson, TV dizi filmlerinden bir zamanların en çok sevilen ve izlenen dizi filmi olan Küçük Ev ‘in Marry si. Tabi Küçük Ev dizisindeki Marry kadar masum bir rolde göremeyeceğiniz aktiristi, o rolde seyredenler hayal kırıklığına uğrayacaklardır. Filmin diğer oyuncuları olan Glenn Ford, Lawrence Dane ve Sharon Acker ise birçok filmde oynadılar. Kovboy filmlerinden hatırladığımız Altın Küre ödüllü Ford, sanırım bu filmden başka bir korku filmi çevirmedi.
Kapalı bir erotizmin olduğu filmde, süprizlere hazırlıklı olun. Gerçek katil kim diye kafalarda soru işaretinin dolaştığı sahnelerin finallerinde aradığınız cevapları bulamayacaksınız.
İzlerken keyif aldığım, bugün çevirilen birçok teen slasher filminde bulamadığım zeka ürünü bir senaryoya sahip. 80’li yılların zayıf tekniği ile bile olmuş olsa görsel açıdan kameranın çok güzel açılar yakaladığı çekim tarzıyla izlenmeye değer bir başyapıt Happy Birthday to Me…
Konuk yazar: Fevzi Özçakmak – fuzzy.blogcu.com
Bu filmden aklımda kalan tek sahne (eğer doğru filmse) spor salonunda bench press çalışan elemana siyah eldivenleriyle usulca yaklaşıp halteri kiloyla doldurduktan sonra altta cebelleşen adamın testislerine doğru bırakılan ağırlıkla öldürülüşüydü.
Doğrudur Gökay cım. Katilimiz çok yaratıcı değilmi? :)
Benim hatırladığım sahne şişten et yendiği sırada öldürülme sahnesi. Filmi izleyeli çok oldu ama yanlış hatırlamıyorsam “Yalan rüzgarı” dizisindeki kadın oynuyordu değil mi? Filmde çok gençti:)
Evet Hakancım sen Tracey E. Bregman dan bahsediyorsun. Aslında bu filmin esas karekteri o. Ama film hakkında pek bilgi vermek istemiyorum seyretmeyenler için. Filmin oyucuları gerçekten çok sağlam. Şişleme sahnesinide ağır çekimde defalarca izledim, çok iyi çekmişler.. :)
benim gibi haftanın 6 günü spor salonu müdavimi olunca ister istemez akıldan çıkmıyor o bench press ritüeli :D
küçükken zombilerden korkup ışıklar yanmıyorken koridor sonuna kadar yürüyemediğim için abimin “oğlum salakmısın bizim asker zombileri sınırdan geçirir mi?” lafı gibi unutulmaz bir olay.
aslında filmin finalide aklımda (masa etrafında saadet ..vs) ama detayını söylemeyelim ki tadı kaçmasın ;)
sevgiler;
Bu aralar seksenlerin slasher’ları ile boğuşuyorum. Aslında pek çoğu çocukluğumda izlediğim filmler. Boğuşuyorum dedim, çünkü sık sık da hayal kırıklığı yaşıyorum, bu mu imiş bu kadar sevdiğim film diye. Happy Birthday To Me, biraz kıyıda köşede kalmış olsa da bence türünün en sağlam olanlardan. Aslında yıllar önce izlediğimde sadece şiş kebap ve motosiklet sahneleri aklımda kalmıştı. Filmin ağırlığı, türü gereği cinayetlerin orijinalliğine dayansa da merak duygusunu ayakta tutabilen bir film. Ayrıca Melissa Sue Anderson o role çok yakışmış.
Filmin muzikleri cok basarili olmasina ragmen(ozellikle filmin basinda calan piano versiyonu) offical bir soundtrack albumu yoktur bu durum beni ziyadesiyle uzmustur
Şu an izlemeye başladığım, bomba gibi gelişen, buram buram b-movie olduğunu hissettiren bir film. Sanırım en son Sleepaway Camp bu kadar içimi gıcıklayıp hoşuma gitmişti! :)
Bu filmi çok izlemek istiyorum ama hiçbir yerde bulamadım.Bilen varsa yardımcı olabilir mi?