Takashi Miike, 13 Assassins (2010) ile canlandırdığı Japon kılıç filmleri (chambara) türünü devam ettirmeye niyetli gibi. Yeni filmi Hara-Kiri: Death Of A Samurai (Ichimei) ile Japon sinemasının geçmişinde büyük bir önemi olan türe hem bir saygı duruşu yaparken hem de Masaki Kobayashi’nin 1962’de çektiği Hara-Kiri’yi (Seppeku) yeniden yorumluyor.
3D olarak çekilen film, samuray onuru konusunu işliyor. Bir samuray için onur yaşama nedenidir ve onurunu kaybettiği anda artık yaşaması için de bir neden kalmaz ve Hara (karın) Kiri (deşme) yoluna giderek hayatına son vermeyi seçer. Film de bu ritüeli ele alırken aynı zamanda o dönemdeki Japonya’nın içler acısı halini gözler önüne seriyor.
17. yüzyıl Japonyasında geçen hikayemizde samuray Hanshiro Tsugumo (Ebizo Ichikawa, Space Battleship Yamato, Musashi, Sea Without Exit) Li hanesini ziyaret ederek barış döneminde başsız kalan bir samuray (ronin) olarak daha fazla yaşamasına neden olmadığını iletir ve bahçelerinde seppuku yapmak için izin ister.
Bir ronin için saraya bağlı bir hanenin bahçesinde bu töreni gerçekleştirmek önemlidir. Oysa ki daha önce de bu tarzda istekler olmuş, hanenin başı bir kişiye acıyarak para vermiş, kulaktan kulağa yayılan bu bilgi seppuku blöfü diye halk arasında adlandırılmıştır. Buna göre aslında seppuku yapmaya niyeti olmayan biri haneye girerek isteğini belirtir hane başı da onu yaşamaya ikna ederek cebine biraz para koyar ve gönderir.
Ancak bu aldatmaca hane tarafından da artık bilinmektedir ve bu konu Tsugumo’ya aktarılır. Bundan aylar önce Motome Chijiiwa (Eita, Azumi, Hanging Garden, Memories of Matsuko) isimli bir ronin kendilerini aldatmayı denemiştir. Bunu anlayan hane ona zorla seppuku yapması için baskı kurar. Adamın “ailem için bunu yaptım karım, çocuğum hasta” demesi de durumu değiştirmez. Sonuç kendi tahta kılıcı ile uzun ve acı verici bir ölüm olmuştur.
Tsugumo ise bu konuda ısrarcıdır ve seppuku töreni başlar. Ancak hanede bazı kayıplar olduğu anlaşılır. En iyi üç samurayları geceden beri kayıptır. Hanenin başı bu konuda Tsugumo’yu suçlayınca kendilerine asıl hikayesini anlatmak ister…
Aşk, fakirlik ve dramla örülü bu hikaye Chijiwa’nın nasıl bu yolu seçtiğini gösterir seyirciye. Konu birbirine bağlanırken Tsugumo’nun neden haneden intikam almak için ortaya çıktığı da belli olur. Ancak bu intikam aslında Tsugumo’nun samuray onurunu körelten zihniyeti yok edip gerçek onuru hayatı pahasına gösterme girişimidir.
Miike’nin 13 Assassins’deki aksiyonu bırakıp karakterlere yoğunlaştığı film, özellikle açılış ve kapanıştaki iki büyük sahne ile unutulmazlar arasına giriyor. İlk seansdaki seppuku sahnesi yönetmenin Ôdishon’dan (1999) beri çektiği en sert sahnelerden biri. Chijiiwa’nın ailesini ve onurunu bir kenara bırakıp tahta bir kılıçla kendini deşmeye çalışmasını uzun bir sekansla seyretmek daha ilk dakikadan seyirciyi koltuğa çiviliyor.
Son sahnede Hanshiro Tsugumo’nun intikamı ise Shakespeareyen hikayeyi tamamlayıcı bir unsur olarak filmin asıl mesajını da veriyor. Tsugomo bir haneye yapılacak en büyük küfürü belki de yaparak samuray heykelini yıkıyor. Ancak daha sonra hane başını ziyaret eden Shogun “heykelin zırhını cilaladınız mı?” sözlerine verilen “Tabii ki ne de olsa o bizim onurumuz” cevabı aslında tüm filmin de özetini taşıyor.
Hara-Kiri: Death Of A Samurai, Miike’nin olgunluk döneminin en iyi işlerinden biri. Ancak orijinal filme neredeyse kadraj kadraja bir benzerlik sunması, ana karakterlerin bile orjinal kadroya aşırı derecede benzemesi filmi neden çektiğini sorgulamamıza neden olabilir. Ayrıca 3D olarak çekilmesi böyle bir dram için pek faydalı olmamış. Ben gerçi 2D olarak seyrettiğim için çok da önem vermedim ancak gereksiz 3D çılgınlığından filmde de parçalar görmek mümkün.
Güçlü oyuncuları müthiş bir atmosfer ve görsellikle sunan bu samuray filminin onur hakkında söyleyeceği çok sert sözleri var. Dinlemek isterseniz buyrun…
Hara-Kiri: Death Of A Samurai Trailer
Hara-Kiri: Death of a Samurai
takashi miikeın filmi japonların seppuku dedikleri bizim daha çok hara-kiri olarak bildiğimiz samurayların
onur mücadelesine odaklanmış.
batılı medeniyetler ve kitabi dinler tarafından kesinlikle yasaklanan intihar olgusuyla japon kültürünün anlaşılması çok zordur.
70 li yılların mini dizisi ve unutulmaz toshiro mifune nin baş rolünü oynadığı shogun bu kültür şokunu işlemektedir.
bağışlayıcılığı sonsuz olan tanrı intihar eden kullarını asla affetmez ama japonlar 2. dünya savaşı dahil günümüzde bile kültürlerini
muhafaza etmişlerdir. ki hristiyanlıkla tanışmaları 16. yy da olmuştur. (bkz: shogun)
miike’ ın filmde, kendisinin öncüsü olan Kurosawa dan farklı olarak, intikam anlayışı samurayların kendilerini sorgulamaları
neden olan tahta kılıç imgesidir. babadan oğula geçen ve Japon toplumunda bir sınıf olarak yer alan samuraylar için kılıç her şeyden önemlidir.
ve saç bağları onların simgesidir. filmde ki baba figürü kôji yakusho bu kılıç ve saç bağı olayıyla samurayları öldürmeden yaralamaktadır.
sahipsiz samuraylar. roninler. yoksulluk için de hayatlarına devam ederler. köylüler gibi tarımla uğraşamazlar. kimisinin yojimbo’ da
olduğu gibi fırsatçı olmaları görülebilir. ama onurlu olan samuraylar münzevi bir hayatı tercih ederler. tasogare seibei gibi fakir olan düşük
seviyedeki samuraylar da var. filmdeki samuray şemsiye yaparak geçimini sağlıyor.
japonların sürekli kendilerini birileri izliyormuş gibi yalnızken bile saygıyla oturduklarını, yemek yerken iki ellerini kullanmalarını,
birbirleriyle konuşurken karşısındakiyle kendilerini küçük göstermek için yarışa girmelerini yine hayranlıkla izliyoruz.