3D pompalaması zamanında çıkan, korku filmlerini 3D yapalım parayı bulalım anlayışının örneklerinden biri olan Hidden 3D, IMDB’de aldığı 3,2 puanı sonuna kadar hak eden bir seyirlik.
Antoine Thomas’ın yönettiği hastane korkusu diyebileceğimiz filmde, başrolleri bir dolu yeteneksiz oyuncu paylaşıyor. Aslına bakarsak konu ilginç hakkını vermek lazım. Ama işte başka ilginç veya korkutucu bir nokta da yok.
Çıkış noktasını bu kadar iyi düşünüp bu kadar berbat eden fazla film yoktur. O yüzden Hidden’a bir göz atmakta fayda olabilir. Tabii sinirleriniz müsaade ederse. Efendim bağımlılık konusunda tedaviler arayan Susan Carter bir böceğin zehrinden geliştirdiği formülle bağımlılığı beyinde bir ur gibi büyütüp, ameliyatla almak gibi bir fikre kapılıyor. Bunun için de daha önceleri bir manastır iken, rahiplerin zevki sefasına dayanamayan kilisenin kapattığı mekanı alan doktorumuz, burada deneylerine başlıyor.
Denek 1’in beyninde gelişen ur kendi başına bir canlı olmaya karar verince de olaylar gelişiyor. Ama biz bu ilginç olaylar yerine bir teen slashera yönleniyoruz.
Susan’ın ölümünden sonra varisi oğluna eski manastır yeni hastane kalıyor. Ne kadar annesi hakkında iyi şeyler düşünmese de arkadaşlarının gazı ile mekanı görmeye gidiyor. Mekana bakan kadının kapıyı açması ile de grup için korku dolu, bizim için ise sinir bozukluğu ile geçen dakikalar başlıyor.
Dediğim gibi filmin bağımlılığı bir yaratık olarak ele alma konusu ilginç, ama film buna yüklenmek yerine direkt hastaneye atılan bir grup gerizekalı arkadaşın koşuşturmasını anlatınca hikaye de bir yere gitmiyor.
Karakterler tekdüze, diyaloglar klişe, tek artı not verebileceğim yönetmenin mekan kullanımı olabilir. Gerçekten filmin renkleri ve mekan tasarımları güzel. CGI ise böceklerde çok kötü duruyor, çocukların alienvari şekillere büründükleri sahnelerde ise fena değil. Ana korku unsurumuz olan çocukların normal hali ise yüzleri gözleri kömüre bulanmış gibi korkutmaktan çok ellerine para tutuşturup kafalarını okşayasınız geliyor.
Film bütün klişeleri ard arda ekrana getirirken sonlara doğru bir kaç ufak sürprize gidiyor. Ancak sondaki devamı gelebilir sahnesi bile geneli kurtarmaya yetmiyor.
Uzun zamandır seyrettiğim en klişe korkulardan olan Hidden 3D en azından 80dk gibi bir sürede biterek senaryosunu yaymıyor. Bu yönden sıkmadan ilerliyor diyebilirim. Ancak arkadaşlarla beraber dalga geçmek için seyredilecek bir seyirlik olmaktan da öteye gidemiyor. Zaman öldürmek için seyredecekseniz buyrun izleyin, yok benim zamanım değerli az sonra AIDS’in çaresini bulup mekiğim ile aydan taş toplamaya gideceğim diyorsanız yolunuz açık olsun.