Bugün bayram, erken kalkın çocuklar!
Korku antolojilerine bayılırım. Fazla seçici davranmadan, elimin ulaştığı her korku antolojisini ne yapıp edip izlemeye çalışırım. Holidays hakkında ilk haberler çıkmaya başladığında, bir hayli meraklandığımı hatırlıyorum. Bunun sebebi antolojide yer alan yönetmenlerin, korku sinemasının son yıllarda dikkat çeken bağımsız sinemacılarından oluşmasıydı.
Holidays, birbirleriyle bağlantısız sekiz bölümden oluşuyor. Her bölümün sonunda kısa ve öz bir kapanış jeneriği bulunuyor. Eskiden bayramlarda gönderilen posta kartları şeklinde tasarlanan jenerikler ile ayrılan bölümler, filmin isminden de anlaşılacağı üzere, çeşitli özel günlere atfen o günlere ait bilindik özellikleri merkezine alan birer hikâye anlatıyor.
Give Me Your Heart
(Valentine’s Day / Sevgililer Günü)
Stephen King uyarlamaları arasında özel bir yere sahip olan Carrie’nin başkarakterine fazlaca benzeyen Maxine (ya da kötücül arkadaşlarının dalga geçmek için kullandığı lakabıyla Maxi-Pad), devam ettiği lisenin yüzme takımını çalıştıran kalp hastası koça âşıktır. Sevgililer Günü’nde âşık olduğu adama en çok ihtiyacı olan şeyi armağan etmek isteyen genç kız, sınırları zorlamak konusunda bir hayli iddialıdır.
Starry Eyes (2014) ile tanıyıp sevdiğimiz Kevin Kolsch ve Dennis Widmyer ikilisinden gelen, yükte hafif bir imkânsız gençlik aşkı hikâyesi olarak tanımlanabilecek bölüm, bolca Carrie sosuna bulanarak servis ediliyor.
St. Patrick’s Day Greetings
(St. Patrick’s Day)
Bir ilkokulda öğretmenlik yapan Liz’in en büyük hayali bir çocuk sahibi olmaktır. Okula yeni gelen Grainne isimli öğrenci, hiç gülmeyen yüzü ile Liz’in dikkatini çeker. Bir akşam okul bittikten sonra sırasına spiral şeklinde düğümlenmiş bir ip bırakan Grainne, hemen yanına da “sadece en büyük dileğin beni gülümsetebilir” yazan bir not ekler. O gece dışarı çıkan Liz, barda tanıştığı bir adam ile sevişir ve hamile kalır. Ancak hamilelik süreci biraz garip ilerlemektedir.
Bazı efsanelerde İrlanda’ya Hristiyanlığı getirdiğine inanılan Aziz Patrick’in, bölgedeki bütün yılanları denize atarak defettiği söylenir. Ancak bilim insanlarına göre Aziz Patrick’in yaşadığı düşünülen 5. yüzyılda İrlanda’da zaten hiç yılan bulunmamaktadır. Birçok bilim insanı, bu anlatının tamamen metafor olduğuna inanır. İlk uzun metraj denemesi Dracula Untold (2014) ile öyle ya da böyle ismini duyuran Gary Shore’un yazıp yönettiği bölüm, ‘ya bu anlatı gerçekse’den yola çıkıyor. Hiçbir anında kendini ciddiye almayan ve Rosemary’s Baby’den (1968) beslenen St. Patrick’s Day Greetings, çok eğlenceli bir bölüm olarak dikkat çekiyor. Özellikle doğum sahnesi ile hemen akabinde gelen final sahnesi evlere şenlik.
Best Easter Wishes
(Easter / Paskalya)
Antolojinin açık ara en garip bölümü. Paskalya arifesinin gecesinde, yatağında uyumak üzere olan küçük bir kız, annesiyle konuşurken ona Paskalya ile ilgili yaşadığı kafa karışıklıklarından bahseder. Tatmin edici cevaplar veremeyen anne, işi oldubittiye getirip kızını uyutmayı başarır. Gece su içmeye kalkan küçük kız, yaşadığı kafa karışıklığının vücut bulmuş halini tam karşısında bulur.
Sundance’te ilgi çeken aynı isimli kısasının uzun versiyonu The Pact (2012) ve benzer bir temadan yola çıkan At the Devil’s Door (2014) ile tanınan Nicholas McCarthy, Paskalya’nın iki farklı yüzünü bir araya getirmeyi deniyor. Küçük bir çocuğun gözünden anlattığı hikâyesinde, Hz. İsa’nın çarmıha gerildikten sonra yeniden dirilişini kutlayan dini kısım ile Paskalya zamanı rengârenk yumurtalar getirdiğine inanılan Easter Bunnny (Paskalya Tavşanı) figürünü bir potada eritip, bir çocuğun yaşayabileceği kafa karışıklığını olası en garip ve en korkunç biçimde yansıtmaya çalışıyor. İsa ve Easter Bunny karışımı yaratık tasarımını muhakkak görmelisiniz.
Dearest Mother
(Mother’s Day / Anneler Günü)
Akla gelebilecek bütün önlemleri almasına rağmen, neredeyse her sevişme sonrası hamile kalan Kate, bugüne kadar yirmiye yakın kez çocuk aldırmıştır. Görmediği doktor kalmayan genç kadın yine hamile kalmıştır ve kendi deyimiyle lanetinden kurtulmak için her yolu denemeye hazırdır. Son doktorunun önerisiyle çölün ortasındaki ıssız bir evde toplanan ve sadece kadınlardan oluşan bir grubun terapi seansına katılmayı kabul eder. Ancak gruptaki kadınların problemi biraz farklıdır; hiçbirinin çocuğu olmamaktadır. Bir şeylerin yanlış olduğunu fark eden Kate, ayrılmak ister ama grubun bambaşka planları vardır.
Üç kız kardeşin annelerinin ölümü üzerine gizemli bir gölün kıyısındaki evlerinde bir araya gelmelerini anlatan The Midnight Swim (2014) isimli ilk uzun metrajlı filmiyle bilinen Sarah Adina Smith, yönettiği bölümde yine bir kadın hikâyesi anlatıyor. Çölün ortasında toplanan grubun şaman ayinine benzer seansları ilginç anlar barındırıyor ama genel itibarıyla ortada çok güçlü bir hikâye yok. Antolojinin en zayıf halkası.
To My Dear Father
(Father’s Day / Babalar Günü)
Carol, kendisi küçük yaşlardayken öldüğünü bildiği babasından, babalar gününde bir paket alır. Paketten çıkan eski bir teybin içindeki kasetten gelen talimatları takip eden genç kadın, senelerdir görmediği babasıyla tekrar buluşmaya gider.
Henüz hiç uzun metrajlı filmi bulunmayan Anthony Scott Burns’ten gerilimi ve merak duygusunu son ana kadar zirvede tutmayı başaran bir bölüm. Başroldeki Jocelin Donahue’nun (nam-ı diğer Bayan The House of the Devil’ın) tek kişilik şova dönüştürdüğü performansın katkısı da yadsınamaz elbette. Bu arada Burns’ün detaycı yaklaşımına bayıldım. Örneğin paketten çıkan teybin pillerinin olmaması (çünkü piller takılı olsa, çok eskiden paketlendiği belli olan teybin içinde akma ihtimali çok yüksek), ya da Carol’ın kaseti bir seferde dinleyememesi, teybi durdurup bir sigara yakıp mola vermesi gibi detaylar hikâyenin gücünü arttırıyor. Antolojide (finali hariç) en beğendiğim bölüm olan To My Dear Father’da geçen şu vurucu cümleyi eklemezsem olmaz: “The person who risks nothing, has nothing, is nothing, and becomes nothing.” (Hiçbir şeyi riske etmeyen kişinin hiçbir şeyi yoktur, o kişi hiçbir şeydir ve sadece hiçbir şey olur.)
Halloween Wishes
(Halloween)
Web üzerinden canlı yayın yapan bir porno site işleten Ian, evden kaçıp gelen çaresiz genç kızları ağına düşürüp sitesinde köle gibi çalıştırmaktadır. Halloween gecesi ayaklanmaya karar veren kızlar, Ian’a unutamayacağı bir ders vermeye hazırlanır.
Bağımsız sinemanın simge isimlerinden Kevin Smith’in yazıp yönettiği bölümün pek formda bir iş olduğu söylenemez. Yer yer kamu spotu havasına bürünen Halloween Wishes, genç kızlara “sakın evden kaçıp porno siteler için çalışmayın, bakın sonra başınıza neler gelir” gibisinden garip mesajlar veriyor ama final tam da Kevin Smith’in ismine yaraşır derecede abartılı.
Remember He is Watching
(Christmas / Noel)
Noel gecesi. Pete Gunderson, dominant karısı Sara’ya oğullarına alacağına söz verdiği UVU isimli son teknoloji harikası gözlüğü satın almak için geç kalır. Az önce sonuncu gözlüğü alan adam arabasına binmek üzereyken kalp krizi geçirir ve Pete, ambulans çağırmak yerine gözlüğü çalıp adamı ölüme terk etmeyi yeğler. Ancak gözlük, zaten zorlukla ayakta duran Gunderson ailesine sadece yıkım getirecektir.
Legion (2010), Priest (2011) ve Dark Skies (2013) gibi filmlerden sorumlu Scott Stewart, Black Mirror serisine yakışacak karanlıkta bir bölüme imza atmış. “UVU Shows You You!” (UVU Sizi Size Gösterir) sloganıyla satılan gözlük, aile bireylerini kendileriyle yüzleşmeye zorlarken, birbirlerinden sakladıkları sırları da açığa çıkarıyor.
A Happy New Year to You All
(New Year / Yılbaşı)
Online arkadaş sitesinden tanıştığı kadınları kaçırıp kendince karşı cinsle ilişki kurmaya çalışan hasta ruhlu Reggie, son kurbanını öldürdükten sonra sevgilisinden yeni ayrılmış Jean ile tanışır. Yeni yıl gecesi çıktıkları yemekten sonra, Reggie’nin hiç ummadığı biçimde Jean’in evine giderler.
İlk uzun metrajlı filmi Some Kind of Hate (2015) ile festivallerde bir hayli ses getiren Adam Egypt Mortimer’in yönettiği bölümün senaryosunu, antolojideki ilk bölümün yönetmenleri Kevin Kolsch ve Dennis Widmyer yazmış. Bu farklılık sadece bu bölümde gözüküyor, geriye kalanların tamamının senaryoları bölüm yönetmenlerine ait. A Happy New Year to You All, rahatça tahmin edilebilen finaline rağmen kan ve mizah sarfiyatında elini sıkı tutmayarak antolojinin en eğlenceli bölümlerinden biri oluyor.
***_***
Holidays, hemen her korkuseveri tavlamayı başaracak güce sahip, türün sevilen alt türlerine sadık kalmayı ilke edinen, eğlenceli bir korku antolojisi. Hiçbir bölümde ciddi olmamaya gayret ederek, bayramların ya da tatil günlerinin o özlem duyulan neşesiyle, rahatlığıyla özdeşleşmeye özen gösteriyor. Bir hafta sonu gecesi, eğlenceli ve hafif bir korku filmi izlemek isteyenler için ideal bir tercih olacaktır.
Öteki Sinema için yazan: Murat Kızılca