“Sisu, Fince bir kelimedir. Çeviride tam karşılığı yoktur. Durdurulamaz yiğitlik ve sarsılmaz azim anlamına gelir. Artık umut kalmayınca Sisu kendini gösterir.”
Kökeni 1800'lerin sonuna kadar uzanan bir lanet öyküsünü beyazperdeye taşıyan Ruhlar Kasabası (Le Village des Ombres) filminin eleştirisi Öteki Sinema'da...
Klasik okumalara ilaveten “Blind Beast”i (Môjû, 1969), Ödipal Kompleks (anne-oğul) ya da Stockholm Sendromu (tecavüzcü ve tecavüze uğrayan mağdur ilişkisi) üzerinden okumak mümkün.
Jigoku (The Sinners of Hell, 1960) sinema tarihinde çığır açan, birinci sınıf bir meydan okuma. Evet, hikayesi biraz karmaşık ve özellikle son yarım saatinin hazmı güç, her mideye her bünyeye uygun değil.
Baskın, yurtdışında aldığı övgüleri hak eden, eğer gişesi de iyi olursa Türk korku sinemasında suyun yönünü değiştirme potansiyeline sahip bir yapım. Çok karanlık ve çok kanlı…
Beyazperdede ya da ekranda, şimdiye kadar bir çok kez o muhteşem ‘Amerikan Ailesi’ni izledik. Birbirine bağlı, birbirini aldatmayan, vatansever ve idealist… Ergenliğimde izlediğim Cosby Ailesi (The Cosby Show) ve benzeri sitcom’lardan dolayı ben de Amerikalıların boşanma ve suç işleme istatistiklerini görene kadar
*** Bu yazı, baştan sona ‘sürprizbozan’ içermektedir. *** Bir Afrika atasözünde denir ki, “aslanlar kendi tarihçilerine kavuşana kadar kitaplar avcıyı övmeye devam edecektir”. İtalyan sineması, hem iyi bütçelerle film çeken meşhur yönetmenleri hem de düşük bütçeyle B-sınıfı filmler çeken yönetmenleri düşünüldüğünde son
Korku sinemasında bugüne kadar yapılmış en iddalı, en sert, en asap bozucu ve en kanlı filmler ile, yeni Fransız dehşet dalgası, seyircinin midesine ve beynine bir yumruk gibi iniyor.
İlkiyle beraber izlenince, korku filmi hayranları için son derece keyifli bir seyirlik olan Children of The Corn III'ü herkse tavsiye etmek mümkün değil.
Lucio Fulci'nin 1979-1981 arası çektiği "Mahşerin Dört Atlısı Gibi" diye tabir etmeyi pek sevdiğimiz "doğaüstü korku" filmlerinden biri House by The Cemetry.
Hiç kuşku yok ki seks furyasının yarattığı oyunculardan en çok ünlenen ve rekorlar kıran, işletmeciler tarafından garantili görülen, hiç umursamadan ister başrol ister ikinci kadın oynayan, dönemin erotik sinemasının içinde her tür rolü deneyen, rahatlığı ve Anadolu’ya uygun fiziksel nitelikleriyle hoş karşılanan
”Bence bir Clint Eastwood filmi, gençlik için benim filmlerimden çok daha zararlı…” Gelmiş geçmiş en meşhur ‘gore’ (vahşet) yönetmeni olarak kabul edilen Lucio Fulci, Video Nasty listesinde 3 filmiyle birden yer alan eşi benzeri pek olmayan bir sinemacı. Sinema dünyasının en tartışmalı yönetmenlerinden