Iris, Flash’ın Sırrına Yaklaşıyor: 1×05 “The Plastique”

12 Kasım 2014

Her bölümde aynı eleştirileri yapmaktan yoruldum ama The Flash yapımcıları aynı hataları tekrarlamaktan bıkmadılar. Açılış sezonunun 5. bölümü “The Plastique”, bu güne kadar yayınlanmış en zayıf bölümdü resmen. Öyle ki bölümde Grant Gustin’in Barry Allen rolündeki ortalamanın üzerindeki performansı dışında herhangi bir artı yok. Girizgâhta serzenişi kısa tutarak, hemen yorumlarına, hatta tam manasıyla saldırıya geçiyorum.

Dizinin bu bölümünde de bu inattan vazgeçmeyeceklerini belli ederek, “meta human avı” konseptini işlediler. DC’nin ara elemanlarından biri olan Plastique’i, son derece ucuz bir Afganistan politikası odaklı Amerikan propagandası yaparken izledik. Oyuncunun (adına bakmaya bile üşendim, ama özellikle kaçınmak için bakacağım) korkunç performansını bir yana koyarsak, istemediği halde doğaüstü güçlere kavuşmuş tehlikeli fakat iyi asker klişesi bu kadar kötü yazılamazdı herhalde. Üstelik oyuncunun tüm donukluğuna, hatta iticiliğine rağmen bir de Cisco’yu hormon sızıntısına sürüklediler. Hayır, uğruna deli olunacak ‘kızıl’ görmesek yiyeceğiz. Plastique eski bir DC kötüsü ama ben kendisiyle New 52 sonrası tanıştım. Yanlış hatırlamıyorsam ARGUS’a sızıp, bir yerleri patlatmaya çalışıyordu ve son derece ara bir elemandı. O nedenle Flash’ta da tek bölümlük kalp sızısı olarak kullanılmasına şaşırmadım.

Jd78DntBölümün en zayıf özelliği baştan aşağı dökülen oyunculuklarıydı yine. Herhangi bir CW dizisinin ortalamasının bile 100 barem altında seyreden performansıyla Danielle Panabaker (Caitlin Snow) yine açık ara en kötüydü. Cisco ile aralarında geçen, o komik olmak için çaresizliğin dibine vurmuş diyalogları kime yazdırıyorlarsa, Big Bang Theory’i bile tek replikle bitirebilecek kadar kötü iş çıkarıyor kendisi. (Gerçi eğer Panabaker rol yapabilseydi, “Şu an Felicity gibi mi konuştum?” repliği epey komik olabilirdi.) Ardından Plastique rolüyle bölümün konuk oyuncusu Kelly Frye, onu takiben de General Wade Eiling rolüyle Clancy Brown geliyor. Rekor premiere rating’leriyle CW için bir dönüm noktası olan The Flash dizisinde oynayacak daha “kabul edilebilir” oyuncular bulamamış olmalarını anlamlandıramıyorum. Muhteşem olmalarına gerek yok, vasatın üzerine çıksalar o da yeter. Ama gerçekten insanı rahatsız edecek kadar kötü parodiler izliyoruz. Tek bölümlük cast’i geçtim, bari yancıları adam gibi oyunculardan seçeydiniz… Neyse, artık bir dahaki eleştirime de aynı şeyleri yazıp durmayacağım. Ama her geçen gün o kadar kötüleşiyor ki durum, artık diziyi izleyip izlemesem mi diye sorgular hale geldim kendimi

Bir başka sıkıntı Iris ve Joe’nun bitmek bilmeyen tripleri, duygusallıkları, dramaları… Gerçi, kızına aşırı derecede düşkün, pimpirik ustası baba rolünde Joe fazla gözüme batmıyor. Ama Iris’ten ciddi manada rahatsızım. Karakterin hiçbir derinliği yok. 5 bölümdür babasına şımarıp, erkek arkadaşıyla oynaşıp, Barry’e tavsiye verip, blog yazmaktan başka bir şey yapmıyor. Ayrıca tüm süper kahraman öykülerinde gelenekselleşmiş olarak yer alan çatıda yüzleşme sahnesinde, Iris’le “Streak’in” arasındaki seksüel çekim öyle barizdi ki, Streak’e olan takıntısının gerçek nedeninin Barry olduğuna inanmakta epey zorlanmaya başladım. Karakter çok 50’lerin çizgi roman perspektifi kokuyor. Biraz daha derin, biraz daha ilgi çekici bir şekilde resmedilmesini isterdim. (Arrow’daki Felicty Smoak örneğinde olduğu gibi.)

eiling_flashArrow’un ilk sezonunda olduğu gibi Flash’a da kendi adıyla seslenmek için uzun bir süre bekleyecekler sanırım. Fakat Arrow’dan farklı olarak, Barry Allen’ın karakter değişimini gösteren sağlam bir olay örgüsü yok. Oliver Queen, son derece karanlık ve intikam hırsıyla dolu bir karakterden, yavaş yavaş sorumluluk sahibi biri haline geldi ve şehrin kurtarıcısına dönüştü. Fakat Barry, artık her yere sürekli geç kalan sarsak genç olmaması dışında, hâlâ aynı Barry. Hâlbuki Flash, aslında her zaman gönüllerin sevgilisi olmasına rağmen başından sonunda değişen, olgunlaşan bir karakter. Geçmişinde olduğu gibi, geleceğinde de travmadan travmaya koşan bir karakter Allen. Gerçi genel olarak Gustin’den ve dizinin Barry’e olan yaklaşımından memnunum, ama herşey biraz daha renklenebilir, boyutlandırılabilir belki.

FLASHGördüğünüz üzere uzun uzadıya yazdım ama aslında başından beri söylediğim şeyler hep aynı. Oyunculuklar zayıf, diyaloglar tahmin edilebilir, karakter gelişimi belirli dinamiklerin üzerinde bozuk para gibi dönüp duruyor. Cisco ve Caitlin’e, Felicty / Diggle ya da Fitz / Simmons ya da Buffy’deki Scooby Gang’imize olduğu gibi ısınamıyoruz. Bunun sadece benim için geçerli olmadığını biliyorum çünkü insanlar bu konuda ne düşünüyor diye merak edip, neredeyse yazılmış tüm recap’leri ve yorumları okudum. Öykünün STAR LAB ayağı kesinlikle işlemiyor. Sırrını ifşa edemeden son anda ölen asker, “askeri yayına” sızıp, şıp diye olay yerini bulan manyak icatların sahibi Cisco, bilimin hangi dalında uzmanlık edindiği belli olmayan Caitlin gibi detayları “süper kahraman dizisi” olduğu için saymıyorum bile. Ama bari 15 sene önce Dark Angel’da Donald Lydecker’ı ya da Farscape’te Scorpius’u izlemiş bir nesle, “villain” diye General Wade Eiling’i kakalamaya kalkmayın.

Her şeye rağmen favori DC karakterlerimden biri olan Flash’ı izlemeye devam edeceğim tabii ki. Ama böyle giderse, bölüm incelemesi olarak ne yazacağımı bilmiyorum. Herhâlde DC göndermelerinden bahseder geçeriz. Genel olarak bölümü beğenmediğim için, bölüm sonundaki Grodd bombasına şaşıramadım bile. Ama bu kadar erken gireceklerini beklemiyordum bu topa. Bakalım ilerleyen bölümlerde DC evreninden hangi yeni kötüleri göreceğiz…

Herkese iyi seyirler…

blank

Emel Bilge Çınar

1985 yılında İstanbul’da doğdu. İlk sinema deneyimi Jurassic Park olmuştur. Animasyon ve VFX alanında eğitim almak üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti. Türkiye’ye döndükten sonra 3 yıl boyunca Post Producer olarak çalıştı. Bugünlerde bağımsız olarak 3D animasyon ve oyun yapımı üzerinde emek harcıyor. 2009′dan bu yana çeşitli mecralarda sinema ve TV üzerine yazılar yazmaya devam ediyor.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

The Walking Dead Sezon 6 Bölüm 12: “Not Tomorrow Yet”

"Not Tomorrow Yet" kırk dakika boyunca soğuk terler attığımız, tam
blank

Blue Eye Samurai (2023)

Blue Eye Samurai son zamanlarda izlediğim en keyifli, en yaratıcı