Bazen her şeyi bırakıp uzaklaşmak, kendimizi yollara vurmak, alıp başımızı gitmek isteriz. Yeni yerler keşfetmek, yeni insanlarla tanışmak, farklı kültürleri tatmak, kimi zaman da kendimizle baş başa kalmak için çıkarız bu yolculuklara. İşte öyle filmler vardır ki, izlerken içimizde bir şeyleri kıpırdatır, kafamızda bir rota çizmemize, çantamızı kaptığımız gibi soluğu havaalanında almamıza ramak bırakır.
Ben de sevdiğim ve yolculuğa çıkmanıza ilham verecek yerler ve hislerle dolu olan 20 filmi derledim. Şimdiden iyi seyirler.
Roman Holiday (1953)
Bir ülkenin güzeller güzeli genç prensesi olan Ann, uzun bir Avrupa seyahatine çıkar. Roma’ya vardığında ise sahip olduğu hayattan iyice sıkıldığını fark eder. Gereksiz protokoller, sahte nezaketler ve prenses olmanın getirdiği zorunluluklardan bunalan genç kadın doktor tarafından verilen bir sakinleştiriciyle durumu atlatmaya çalışır. İlacı aldıktan sonra şehre iner ve sokaktaki hayatı keşfetmeye başlar. Tam da bu anda etkisini gösteren ilacın belirtileri yüzünden bir bankta sızan prenses, paparazzilik yapan Joe Bradley tarafından bulunur. Kadını evine götüren Joe, onun bir prenses olduğundan habersizdir. Ertesi sabah uyandıklarında ise tüm şehir prensesin ortadan kaybolduğu haberiyle çalkalanmaktadır.
“Into the wild” nasıl unutuldu anlamış değilim…
Into The Wild’ı unutmadım Enes Bey, özellikle bu listeye eklemedim, çünkü o filmi Doğada Geçen Hayatta Kalma Filmleri listesine daha çok yakıştırıyorum. https://www.otekisinema.com/2013/09/dogada-gecen-20-hayatta-kalma-filmi/
Listeyi incelerken, bu filmlerin birçoğu bana “Everything is Illuminated” filminde, ayçiçeği tarlaları arasındaki sahneyi de anımsattı. Olur mu acaba?