The Way (2010)
“The Way” aile, dostlar ve bu sürekli değişen karmaşık dünyada karşılaştığımız zorlukları anlatan güçlü ve ilham verici bir film. Martin Sheen, Saint James’in Yolu ismiyle de bilinen Camino de Santiago’da yürürken çıkan fırtına yüzünden ölen oğlunun (Emilio Estevez) cenazesini almak için Fransa’daki St. Jean Pied de Port’a gelen Amerikalı doktor Tom karakterini canlandırıyor. Tom eve geri dönmek yerine, oğlunun geziyi bitirme arzusunu gerçekleştirmek için tarihi yolculuğa çıkmaya karar verir. Tom’un planlamadığı şey ise bu yolculuğun üzerinde bırakacağı etkidir. Çok fazla yürüyüş deneyimi olmayan Tom kısa bir süre sonra yolculuğunda yalnız olmadığını fark eder. Yol boyunca dünyanın dört bir yanından gelmiş birçok insanla tanışır. Bu insanların her birinin kendi problemleri vardır ve hayatlarında anlam arayışına çıkmışlardır: bir Alman (Yorick van Wageningen), bir Kanadalı (Deborah Kara Unger) ve bir türlü yazmaya başlayamayan İrlandalı bir yazar (‘James Nesbitt’ ). Yolda yaşadıkları beklenmedik ve çoğu zaman komik olaylarla bu insanların arasındaki bağ gelişir ve Tom bir dünya vatandaşı olmanın ne demek olduğunu öğrenmeye başlar. Tom oğluyla çözümlenmemiş ilişkisi sayesinde, “yaşadığımız hayat ile seçtiğimiz hayat” arasındaki farkı keşfeder.
“Into the wild” nasıl unutuldu anlamış değilim…
Into The Wild’ı unutmadım Enes Bey, özellikle bu listeye eklemedim, çünkü o filmi Doğada Geçen Hayatta Kalma Filmleri listesine daha çok yakıştırıyorum. https://www.otekisinema.com/2013/09/dogada-gecen-20-hayatta-kalma-filmi/
Listeyi incelerken, bu filmlerin birçoğu bana “Everything is Illuminated” filminde, ayçiçeği tarlaları arasındaki sahneyi de anımsattı. Olur mu acaba?