John Waters, 2000 yılından beri düzenli olarak her yılın Aralık ayında o yılın en iyi filmlerini seçtiği aykırı bir liste yayınlıyor. Baş tacı ettiklerimizin başında gelen isimlerden biri olan Waters’ın 2021 yılı listesini de her yıl olduğu gibi Öteki Sinema’da paylaşmak istedik. Listede yer alan filmlerin altındaki yorumlar Waters’a aittir.
1. Annette
(Leos Carax, 2021)
Yılın en iyi filmi, sinirli ve maço bir performans sanatçısı, onun primadonna kız arkadaşı ve nasıl olduysa kukla olarak doğan kızları hakkında çılgın, abartılı ve çok şükür ki frene basmayı düşünmeyecek denli kendi zevkine düşkün bir Sparks Brothers müzikali. Filmi tek başınıza izleyin, böylece tanıdığınız hiç kimsenin bu kaçık başyapıtı mahvetme ihtimali kalmaz. Evet, film gerçekten uzun.
2. Summer of Soul (…Or, When the Revolution Could Not Be Televised)
(Ahmir “Questlove” Thompson, 2021)
1969’da Harlem’de çekilmiş sözde Black Woodstock konser filminin, bir laboratuvarda bırakılıp unutulmuş görüntülerinin güzelce kurgulanmış hali, yılların intikamını alırcasına 2021’in en tepesine kadar yükseliyor. Kamera, Clara Ward’un harika ‘gospel’ sesinin kökenini göstermek için neredeyse gırtlağının dibine kadar iniyor. Daha önce hiç bu kadar öfkeli görmediğiniz Nina Simone görünene kadar bekleyin. Size dünyanın kaç bucak olduğunu gösterecek, aynı bu filmin yapacağı gibi.
3. Vortex
(Gaspar Noe, 2021)
Yönetmenin en insancıl ve ironik olmayan, yine de korkutucu derecede klostrofobik kötü-hisset (‘feel-bad’) filmi, ölüm hakkında. Duo-Vision bölünmüş ekran tekniğiyle çekilmiş, yani yönetmenin diğer sinematik şoklarının rahatsız edici gücünün iki katına hazırlanın.
4. France
(Bruno Dumont, 2021)
Kurmaca bir popüler kadın habercinin psikolojik etüdü olan film, konvansiyonel biçimde başlıyor olabilir. Fakat önceki işlerini bildiğimiz yönetmenin uzun duraklamaları ve acımasız ters köşeleri, ilk bakışta medya organlarına ve onların gözü dönmüş tüketicilerine yönelmiş gibi duran saldırıyı, çabucak toplumun gözü önünde yaşamanın hem bezginliği hem de duygusal riski eleştirisine döndürüyor.
5. The Most Beautiful Boy in the World
(Kristina Lindström, Kristian Petri, 2021)
Şimdi şunu gözünüzde canlandırın: Günümüzde ‘openly gay’ yönetmen Luchino Visconti’nin, Death in Venice filmine oyuncu seçebilsin diye bir liseye girmesine ve yarı çıplak genç oğlanların önünde geçit töreni yapar gibi teşhir edilmelerine izin veriliyor. Bu asap bozucu belgesel, rolü alan ve en güzel olmaktan en berbat duruma geçen çocuğun gözünden ergen yaşta yıldız olmanın tehlikelerini araştırıyor.
6. Mandibles
(Quentin Dupieux, 2020)
Tek şaka üzerine kurulu budala komedilerde uzmanlaşmış Galyalı ‘auteur’ tarafından yönetilmiş, dev bir sinek ve iki acemi Fransız hakkındaki Mandibles, yılın en aptal sanat filmi ama bir yandan da en komiği ve en çekicisi.
7. Red Rocket
(Sean Baker, 2021)
Sarsıcı? Canlandırıcı? Yeni bir işlevsiz hayat sürmek için Texas’taki uyuşturucu müptelası eski karısı ile kaynanasının yanına dönen, tükenmiş, hetero erkek bir porno yıldızının, inanılmaz derecede iyi seçilmiş oyuncu kadrolu hikâyesinde erkek bakışı, günümüzün PC dolabından dışarı çıkıyor. Nihayet sikişmek, kavga etmek ve tam çıplaklık, ait olduğu yere, ‘arthouse’ perdesine geri döndü.
8. The Tragedy of Macbeth
(Joel Coen, 2021)
Eğer Ingmar Bergman, bir Shakespeare filmi çekmek için mezardan çıkıp geri gelseydi, çekeceği film buna benzerdi. İnanmak için her üç cadıyı da canlandıran Kathryn Hunter’ı görmeniz lazım.
9. Saint-Narcisse
(Bruce LaBruce, 2020)
Kanadalı punk ‘queer’ yönetmenin en başarılı filmi, incelikle çekilmiş ve pürüzsüzce bir araya getirilmiş. Positano Cadısı Vali Myers’in, ikiz Joe Dallesandrolar ile karşılaştığını düşünün. Katolik, seksi ve çok ama çok sapkınca dindar.
10. The Onania Club
(Tom Six, 2020)
Tamam, kabul, Pedro Almodovar‘ın herkesin sevmesi gereken muhteşem filmi Parallel Mothers’ın yerine, muhtemelen herkesin nefret edeceği bu mide bulandırıcı, piyasaya sürülmemiş filmi seçerek, başımı gerçekten derde sokuyorum. The Human Centipede’in yönetmeni, bir araya gelip dünyanın sefaletini gösteren haber görüntülerini izlerken mastürbasyon yapan Los Angeleslı zengin kadınların hikâyesi ile kendini aşmış. Sıklıkla yanlış bir fikirde direnen ama bazen kahkahalar attıracak kadar komik film, dünya çapındaki dağıtımcılar tarafından reddedilmiş. Muhtemelen bu filmi asla izleyemeyeceksiniz. Belki de bu iyi bir şeydir…
Kaynak: ArtForum
Çeviri: Murat Kızılca