John Waters, 2000 yılından beri düzenli olarak her yılın Aralık ayında o yılın en iyi filmlerini seçtiği aykırı bir liste yayınlıyor. Baş tacı ettiklerimizin başında gelen isimlerden biri olan Waters’ın 2022 yılı listesini de her yıl olduğu gibi Öteki Sinema’da paylaşmak istedik. Listede yer alan filmlerin altındaki yorumlar Waters’a aittir.
1. Peter von Kant
(François Ozon, 2022)
Yılın açık ara en iyi filmi. Fassbinder’in klasik lezbiyen melodramı sahiplenilmiş ve gay bir Fransız’ın orijinal versiyona aşk mektubu olarak yeniden çevrilmiş. Neşeli bir şekilde yapmacık, sıkça aşırı süslü ama her zaman son derece eğlenceli. Bu gülünç övgü (‘tribute’) filmi, Hanna Schygulla nihayet arzıendam edince ve onun hemen arkasından Isabelle Adjani görününce, sizi kendinizden geçirecek. Tanrım, tam tamına yalın bir Douglas Sirk mükemmelliği.
2. EO
(Jerzy Skolimowski, 2022)
Bir başka övgü filmi. Bu sefer Bresson’un Au Hasard Balthazar filmi, Walt Disney yapımı Old Yeller ile buluşuyor. Bir eşek hatırlayabilir mi? Bu soru sadece bir kişiye sorulabilir, filmde -dünyanın en iyi kadın oyuncusu olması dışında- ortada herhangi bir belirgin sebep yokken aniden ortaya çıkan Isabelle Huppert’e.
3. Everything Went Fine
(YİNE François Ozon, 2021)
Yaşlılar için ötanazi hiç bu kadar deli fişek olmamıştı. Çok I Love Lucy dizisi. Çok o-kadar-kötü-hissettiren-ki-iyi-hissedeceksiniz. Uğruna kelimenin tam anlamıyla bileklerinizi keseceğiniz bir oyuncu kadrosu var. Hanna Schygulla (YİNE!), Jacques Nolot (kahramanım) ve dünyanın en edepsiz eski eşi Charlotte Rampling.
4. Sick of Myself
(Kristoffer Borgli, 2022)
Bir çift narsist Norveçli sevgili, kendilerini çevrelerinin ilgisi için yarışmaktan alıkoyamaz. Erkek, çaldığı mobilyaları malzeme olarak kullanan bir heykeltıraştır; kadın ise engelli model olabilmek için derisinde döküntüye ve çıbana sebep olan, piyasadan toplatılmış zehirli ilaçlar kullanır. Hayır, Female Trouble filminden bahsetmiyorum ama bu da en az onun kadar kaçık.
5. Bruno Reidal, Confessions of a Murderer
(Vincent Le Port, 2021)
Çocuk kendine engel olamıyor. İnsanları öldürüyor. Otuz bir çekiyor. Daha fazla otuz bir çekiyor. Ve bunu ona etin görüntüsü yaptırıyor. Evet, Galyalı stili gerçek bir suça dayanıyor. Bir eleştirmen bu film için şöyle yazmış: “John Waters’ın Artforum için hazırladığı yılın en iyi filmleri listesinde yer alacak bir film varsa, o da budur.” Vay canına, haklı mı yoksa.
6. Detainee 001
(Greg Barker, 2021)
John Walker Lindh, Amerikalı Taliban. Bu belgesel, malum davanın histerisini inceliyor ve yıllardır merak ettiğim soruyu soruyor. Lindh, fazla abartılmış bir hain miydi? Yoksa sadece yanlış zamanda yanlış yerde yakalanmış, çok seyahat eden bir genç mi? Ve tabii ki, gerçekten çok tatlı, ilginç bir şekilde.
7. Dinner in America
(Adam Rehmeier, 2020)
Fazlasıyla edepsiz, patavatsız, harika oyuncu performansları olan bir punk-rock romantik komedi. 2020 yılında Sundance’te gösterildikten sonra, her nasıl olduysa iptal edildi. Nihayet bu yıl vizyona girebildi ve ABD’de yönetmen Sean Baker dışında hiç kimse fark etmedi. Baker bana filmin ‘screener’ kopyasını gönderdi ki kendisine minnettarım.
8. Will-o’-the-Wisp
(Joao Pedro Rodrigues, 2022)
Irk olarak riskli, müstehcen, Portekiz yapımı bir müzikal. Sınıf çatışması ve sizi ateşe verecek piromani hakkında. Yüz bakımları! Sahte penisler! Gerçek sanatsal kafa karıştıran bir film, onun yanında Titane gayet uysal kalıyor.
9. Smoking Causes Coughing
(Quentin Dupieux, 2022)
Bir film, hem aptal hem de efemine olup, yine de ironiden nasiplenmemiş olabilir mi? Bunun üstesinden sadece bu Fransız gelebilir. Kara cahilliğin moron ‘auteur’ü yine yapacağını yapmış. Harika performanslar ve gerzek diyaloglar, Smoking Causes Coughing’i Hollywood’un gişe canavarlarının bütün sıkıcılığını gölgede bırakan bir (aptallar için) süper kahraman filmi olmasını sağlıyor.
10. Bones and All
(Luca Guadagnino, 2022)
Erkeksi ama narin gay diye bir şey var mı? Evet, var ve Timothee Chalamet burada Larry Clark gibi üzerimize atlıyor. Hamuru yumuşak hetero bir yamyam, tesadüfen partner bulan kötücül gizli gayi öldürüyor. Böylece o ve et yiyen kız arkadaşı beslenebiliyor. Bu eşcinsellere uygulanan şiddet mi, yoksa yamyamca doğru bir aşk mı? Sadece soruyorum.
Kaynak: ArtForum
Çeviri: Murat Kızılca