John Waters, 2000 yılından beri düzenli olarak her yılın Aralık ayında o yılın en iyi filmlerini seçtiği aykırı bir liste yayınlıyor. Baş tacı ettiklerimizin başında gelen isimlerden biri olan Waters’ın 2023 yılı listesini de her yıl olduğu gibi Öteki Sinema’da paylaşmak istedik. Listede yer alan filmlerin altındaki yorumlar Waters’a aittir.
1. Beau Is Afraid (Ari Aster)
Bir adamın zihinsel çöküşünü anlatan süper uzun, süper çılgın, süper komik bir film ve Around the World in 80 Days’ten (80 Günde Devr-i Alem) daha iyi bir oyuncu kadrosu var: Joaquin Phoenix, Patti LuPone, Parker Posey, Nathan Lane ve Amy Ryan. İsteseniz bile asla unutamayacağınız bir kahkaha tufanı.
2. A Prince (Pierre Creton)
Bunu hiç duymadınız ama ben de Super Mario Bros. çıktığında onu hiç duymamıştım. Yaşlılara cinsel ilgi duyan (gerontofil) seksi bir erkek çiftçi ve onun “gençlik ve güzellikten utanmak” dışında görünürde hiçbir sebep olmaksızın ölen iki yaşlı sevgilisi hakkında en beklenmedik eşcinsel filmi. Toprağa bulanmış bir edepsizlik. Penisler efsanevi yaratıklara dönüşüyor; erkekler köpekler gibi uluyor. Yavaş, ürkütücü ve şiirsel olarak berbat. Başka bir deyişle, mükemmel.
3. Master Gardener (Paul Schrader)
Bahçe işleriyle ilgili bir erotik film daha. Bu kez aygır-mankafa-Nazi esintileri taşıyan bir S&M (sadizm ve mazoşizm) filmi ve Sigourney Weaver intikam hırsıyla yanıp tutuşan ‘sugar mama’ rolünde yılın en iyi performansını sergiliyor. Kazın. Derin kazın, efendim.
4. Full Time (Eric Gravel)
Bir otelde çalışan sıradan bir bekâr annenin, Paris’teki ulaşım grevi sırasında işe zamanında gidip gidemeyeceğini konu alan, The French Connection kadar heyecan verici, yorucu bir gerilim. Bana güvenin, muhteşem.
5. Last Summer (Catherine Breillat)
İstismara uğramış çocuklar için çalışan Fransız kadın avukatın, Death in Venice’in (Venedik’te Ölüm) başrolündeki çocuğa taş çıkartan Samuel Kircher’in canlandırdığı, yaranmaya çalışan ama edepsiz, reşit olmayan üvey oğluna duyduğu şehvetin yıkıcı hikâyesi. Paul Morrissey ve Joe Dallesandro’dan bu yana bu denli ateşli ve tamamına ermemiş bir yönetmen-yıldız bağlantısı olmamıştı. Kadın istediğini alıyor. Çocuk daha pis alıyor.
6. Sparta (Ulrich Seidl)
Rumen çocuklar, asla açık davranmayan ama onlara sevgi gösteren gizli erkek pedofil ile mi yoksa onları “kaba” ve “sert” davranmaya zorlayan, gerçekten iğrenç hetero babalarıyla mı daha iyi durumdalar? Filmin yapımıyla ilgili tartışmaların şiddetle devam etmesine şaşmamalı. Benim bildiğim iki şey var: Film harika ve iyi ki korkaklar kraliçesi değilim.
7. Fallen Leaves (Aki Kaurismaki)
Dünyanın en iyi auteur’lerinden birinden, ifadesiz bir Fin mutfak lavabosu melodramı (kitchen-sink melodrama) daha. Alkolik bir fabrika işçisi ile yalnız bir süpermarket tezgâhtarı tesadüfen tanışır ve âşık olmak için mücadele ederler. Sıkıcı, kısa, güzel ve hiçbir eksiği yok. Sadece Muhteşem Olmayan Saplantı deyin. Çenenizi kapatın ve bu filmi sevin.
8. Strange Way of Life (Pedro Almodovar)
Gay kovboy hafızası, şehvet, aile ve suçluluk duygusuna, kan bağının cinsel ilişkiden daha önemli olduğunu kanıtlayan, ironiden uzak, yeni bir bakış.
9. Oppenheimer (Christopher Nolan)
Konuşma hakkında büyük bütçeli, yıldızlarla dolu, zeki bir aksiyon filmi olduğu için Oscar’ı hak ediyor.
10. Do Not Expect Too Much of the End of the World (Radu Jude)
Bir film şirketinin kendine güvenen, beş para etmez, sakız çiğneyen, işkolik asistanı günlük işlerini yaparken arabasına tıkılıp çok fazla zaman geçirdiğimiz, çıldırtıcı derecede radikal, sıkıcı, şaşırtıcı şekilde tekrarlarla dolu, iki saat 43 dakikalık harika Godard-Harmony Korine kırması Rumen başyapıtı. Filmi izlemeyi bitirdiğimde beğenmediğimden oldukça emindim, ancak ertesi sabah uyandığımda bayıldığımı fark ettim. Sinema için acı çekin! Bazen buna değiyor!
Kaynak: Vulture
Çeviri: Murat Kızılca