Karabasanlara Hayat Veren Adam: Joshua Hoffine

22 Ekim 2009

“Öteki sinema” bir sinema blogu olarak varlığını sürdürse de zaman zaman diğer sanat dallarından da gözümüze çarpan yine bize çok uzak olmayan eserleri de sizlerle paylaşmak istiyoruz. Özellikle bu ara fotoğrafla kafayı bozduğum için de fotoğrafçı sayfalarında dolaşıp duruyorum. İşte bu gezilerim sayesinde bulduğum bir hazineyi sizle paylaşmak istiyorum. Hazinemizin adı Joshua Hoffine.

joshua_hoffine

Kendisi korku filmi tadında kareler ile tanınan bir sanatçı. Fotoğraflarında uzun hikayeler bulmak mümkün. Çoğu hikayesinin de sizi bir korku filminden çok daha fazla sarabileceğine inanıyorum. Hoffine’ı daha yakından tanıyabilmek için kendisi ile yapılan bir röportajın çevirisini yapmayı uygun gördüm. İşte başlıyoruz:

Fotoğrafa nasıl başladınız ve korku fotoğrafları çekmeye nasıl karar verdiniz?

İngiliz edebiyatından mezun olduktan hemen sora fotoğrafla uğraşmaya başladım. Orijinal portfolyom son derece karanlık ve rahatsız edici idi. O zamanlarda Frederick Sommer ve Joel Peter Witkin ile ilgilenmeye başladım, böylece çalışmalarımda kolajlar denemeye başladım. Nick Vedros ile çalışmaya başladıktan sonra – ki kendisi yaşadığım şehrin en önemli fotoğrafçısıdır- beni bir fotoğrafçı olarak para kazanabilmem için daha göze hoş gelen işlere yönlendirdi. Onla çalıştıktan sonra Hallmark Kart’ta çalışmaya başladım.

Burada Fotoğrafları daha güzel göstermeyi öğrendim. 18 ay sonra ayrılıp düğün fotoğrafları çekmeye başladım. Buradan kazandığım para ile After Dark, My Sweet adlı bir korku fotoğrafları projesine başladım. Bir galeriye ya da ajansa bağlı olmadığım bu projemde zaman zaman oldukça parasal sıkıntılar çektim. Fotoğraflarım Photoshop kolajları değildi ve titizlikle hazırlanmış eserlerdi. Setler tasarladım, kostümler hazırladım, detaylı aksesuarlar, makyajlar ve sis makinesi gibi aletler ile hayallerimi yansıtmaya çalıştım. Beni kısıtlayan tek şey bütçe idi.

Yaratım sürecinizden bahseder misiniz? Sizi tetikleyen şeyler nelerdir?

Kendi anılarım ve korkularım, zaman zaman çocuklarımın korkuları, bazen bilinen bir korku hikayesi ya da bir peri masalı. Beni özellikle harekete geçiren ise tüm dünyaca bilinen korku hikayeleri – yatağınızın altından çıkan bir umacı gibi -.

Mahzen(CELLAR) adlı eserinizi özellikle çok rahatsız edici buldum. Bir karabasanı hatırlatıyor. Nasıl oluştu bu proje?

O eserim direkt olarak Evil Dead 2‘nin bir sahnesine göndermedir.

Birçok fotoğrafınızda sarı saçlı bir kız çocuğu var. Kim bu kız ve niye bir erkek çocuğu değil de özellikle kız?

Fotoğraflarımda kızlarım Shiva ve Chloe’yi kullanıyorum. Kız çocuklarının konu içinde daha güçlü durduğunu düşünüyorum. Ayrıca Oz büyücüsü, Kırmızı Başlıklı Kız, Alice Harikalar Diyarında gibi birçok masalda da kız çocukları var. Benim işlerimde her yerde olduğu gibi küçük kız masumiyeti sembolize ediyor. Aynı zamanda, alt metin çocuğa karşı saldırganlığı da betimliyor. Bunun için bana göre bir kız çocuğu erkeğe göre daha başarılı bir figür. Korku edebiyatı içindeki alt metinlerle ve metafor çalışmaları ile ilgileniyorum.

Paralı işler de yapıyor musunuz? Örneğin birinin kabusunu onlar için çekmek gibi.

JOSHUAHer zaman paralı işler yapıyorum. Daha çok bağımsız müzik şirketleriyle çalışan müzisyenler ve gruplar için oluyor. Küçük çaplı müzik şirketleri sanat yönetmenine bütçe ayıramadığı için tamamen özgürüm ve müzisyenin bende uyandırdığı hislere göre orijinal şeyler ortaya çıkarabiliyorum. Son işim Prozak adlı Detroitli bir rapçiydi. Politik söylemleri vardı ben de Sam Amca konseptli bir çalışma yaptım ve albümünde kapak olarak kullanıldı. Şimdi de The Slumber Party Massacre filmini temel alan bir çalışma yapıyoruz.

Size sormamı istediğiniz ama sormadığım soru nedir?

Soru: Hala düğün fotoğrafları çekiyor musunuz?

Cevap: Senede 20 düğün fotoğrafı çekiyorum. Ama sahte bir isimle.

Sanatçının çalışmalarına kişisel sitesinden ulaşabilirsiniz.

http://joshuahoffine.com


Kaynak: http://zomboscloset.typepad.com/zombos_closet_of_horror_b/2008/04/joshua-hoffine.html

blank

Masis Üşenmez

1979 İstanbul doğumlu yazar ilk sinema deneyimini Superman ve Star Wars’la yaşayıp kendini çizgi roman ve bilim kurgu dünyasına atar. 2006 yılında "Öteki Sinema" kadrosuna katılır ve sitenin gelişiminde önemli rol üstlenir. Halen Öteki Sinema'da editörlük ve Cinedergi'de yazarlık yapmaktadır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Onur Yağız: ‘Betonlaşan bir dünyada, soluğu masalvari patikalarda buldum’

Onur Yağız ile sinemasının dilini, doğaya bakış açısını ve tabii
blank

Soner Sert: ‘Filmden sonra ben slogan atarım, film atmamalı’

Soner Sert kısa film damarını daha çok işçi sınıfının sorunlarıyla